Nilgün KAYA
Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü nedeniyle Cumhuriyet Meydanı’nda stant açtı. Şiddete uğrayan kadınları sembolize eden karton figürler hazırlayıp, şiddeti önlemeye yönelik ve karşılaşıldığında yapılması gerekenleri içeren broşür dağıtan kadınlar, Ayvalık’ta bir kadın danışma evi kurulması için imza toplayıp Belediye Başkanından da imza aldı.
Her yıl 25 Kasım’da kadına yönelik şiddete açtıkları sokak sergileriyle dikkat çeken Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifi, bu yıl 24 Kasım günü Cumhuriyet Meydanı’nda sokak sergisi açtı.
MAĞDUR KADINLAR SEMBOLİZE EDİLDİ
Üzerinde ‘Şort giydim tekmelendim’, ‘Ben Elif, ayrılmak istemediğim sevgilim bıçaklayarak öldürdü’, ‘Adım Kezban 13 yaşında tecavüze uğradım. Ailemin rızası ile zorla tecavüzcüm ile evlendirildim’ yazılı şiddete uğrayan, öldürülen kadınları sembolize eden karton figürler ile şiddeti önlemek için bilgilendirici ve herhangi bir şiddet olayı ile karşılaşıldığında yapılması gerekenleri içeren broşürlerin yer aldığı stantta, kadınlar, Ayvalık için 2010 yılında gündeme getirdikleri Kadın Danışma Evi’nin yapılması için Ayvalık Belediyesine iletmek üzere imza topladı.
BORŞÜRLERİ OKUYAN DA OLDU, KADINLARIN ÇAĞRISINA KULAK VERMEYEN DE
Vatandaşların özellikle gençlerin ilgi gösterdiği sergide zaman zaman Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifinin çağrısına kulak asmayıp geçenler de oldu. İnisiyatif üyelerinin bir ziyaretçisi de Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer oldu. Gençer’in de Ayvalık’ta Kadın Danışma Evi açılması için yapılan kampanyaya imza atarak destek verdiği öğrenildi. Belediyenin yaşlı bakım evi üstünde kadın danışma evini planladığı, Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifinin de 2017 yılında açılmasının gerektiğini hatırlattığı belirtildi.
“KADINA ŞİDDET İNSAN HAKLARI İHLALİDİR”
Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifinden Nebahat Dinler yaptığı açıklamada, “Son yıllarda kadına ve yaşama düşmanlık, dört bir koldan hücuma geçmiş durumda. Nefret suçları, kadın düşmanı politikalar, kadın cinayetleri, taciz, tecavüz vakaları her geçen gün artmaya devam ediyor ve biz kadınlar, hayatlarımızı paramparça eden bu şiddetle baş başa bırakılıyoruz. Sadece Ekim ayında 23 kadın ve 2 kız çocuğu erkekler tarafından öldürüldü; medyaya 4 tecavüz,13 taciz vakası yansıdı, 32 kız çocuğu cinsel istismara uğramdı, bunlardan 10’u okullarda yaşandı, işitme engelli bir kız çocuğuna tecavüz edildi; 27 kadın şiddete uğradı. Kadınların büyük çoğunluğu ise ayrılmak/boşanmak istediği ya da barışma teklifini reddettiği için öldürüldü. Çocuk yaşta evlilikler ve çocuk istismarı sistematik bir şekilde yaygınlaşmaktadır. Cinsel suçların yüzde 46’sı çocuklara karşı işlenirken cezaevlerinde, vakıflarda, yurtlarda yaşanan cinsel istismar ve cinsel saldırıların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Ülkemizde her beş evlilikten biri 18 yaşından küçük çocuklarla gerçekleşmektedir. 17 Kasım Perşembe gecesi, AKP’li 6 erkek vekilin imzasıyla meclise sunulan Önerge, geçmiş cinsel suçları aklayarak, çocuk istismarcılarını affetmeyi hedefliyordu. Kabul edilmesi halinde bir anlamda kız çocuklarının 12 yaşından itibaren cinsel saldırıya ve zorla evlilik şiddetine maruz bırakılmasının “yasal zemini” hazırlayacak olan tasarı, tüm ülkede kadınların ortaya koyduğu örgütlü tepki ile geri çekildi. Tüm dünya çocukların cinsel istismarı ile mücadele ederken, çocuk yaşta zorla evlendirmeler yasaklanırken hatta asgari evlilik yaşı yükseltilirken, Türkiye’deki geriye gidişi kabul etmemiz mümkün değildir. Aile içinde, eşitlik, hak isteyen kadınlar koca, baba, erkek kardeş şiddetine maruz kalırken, toplumsal düzlemde de hak isteyen örgütlü kadınlar devlet şiddetine maruz kalmaktadır. Şiddetin bu kadar görünür olduğu bir dönemde; çocuk hakları için, şiddetin ve ayrımcılığın ortadan kalkması için, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için, cinsiyet eşitliği sağlanması için çalışma yapan birçok kadın derneği KHK’lerle kapatılmıştır. Kadınlara şiddet uygulanması bir insan hakkı ihlalidir. Devletin tüm kurumlarıyla sorunu çözme görevi vardır. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sona erdirilmesi için, cinsiyet ayrımcı politikalar, yasalar ve uygulamalar kaldırılmalı, eylem ve eğitim projeleri kadın örgütleriyle birlikte yaşama geçirilmelidir. Şiddete uğrayan kadınlar için kadın danışma merkezleri ve sığınma evleri açılmalı; şiddet görmüş kadınlara ücretsiz danışmanlık, ekonomik, psikolojik ve tıbbi destek ve yasal yardım yapılmalıdır. Ayvalık Belediyesi, burada yaşayan ve son beş yıldır kadın danışma merkezi açılması için defalarca imza kampanyası yürüterek belediyeye bizzat başvuran fakat sonuç alamayan biz kadınların sesini bir kez de buradan duymalıdır! Ayvalıklı kadınlar olarak, tüm ülkede olması gerektiği gibi Ayvalık’ta da bir kadın danışma merkezinin artık açılmasını, bu konuda verilen sözün artık hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Biz kadınlar, kadın cinayetlerinin politik olduğunu; erkek-devlet-sermaye işbirliği ile sistematikleştiğini biliyoruz. Kadının cinsel, fiziksel, psikolojik bütünlüğünün dokunulmaz olduğunu; kadının insan haklarının temel insan hakkı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor; kadına yönelik her türlü şiddet, zulüm, taciz, tecavüz ve her türlü ayrımcılık sonlanıncaya kadar mücadelemizi Mirabel Kardeşlerin bıraktığı yerden kararlı bir biçimde sürdüreceğimizi yüksek sesle ifade ediyoruz. Tecavüzün meşrulaştırılmasına ve kadın mücadelesine mühür vurulmasına izin vermedik, vermiyoruz. Kadınlar olarak, bu gün ve her gün, daha güvenli bir ülkede, insan onuruna yakışır, şiddetten uzak ve eşit bir hayat istiyoruz’ dedi.