Nilgün KAYA
Emek Partisi Ayvalık İlçe Başkanı Ömer Aslan, Anayasa değişikliğine ilişkin yaptığı açıklamada, “OHAL koşullarında diktatörlük Anayasası değil, demokrasi istiyoruz” dedi.
Aslan yaptığı yazılı açıklamada, “CHP ve HDP’nin itirazlarına rağmen AKP/MHP bloğunun 18 madde olarak Anayasa komisyonundan geçirdiği Anayasa değişikliği mecliste görüşülüyor. Ülkenin geleceğinin belirleneceği bu Anayasa düzenlemesi ile halk despotik bir rejim altında yaşamaya mahkûm edilmektedir. Partimiz geç olmadan bu yoldan dönüşün sağlanması, felaketin önlenmesi için görüşlerini ve önerilerini kamuoyu ile paylaşmaktadır. Özgürlüğün ve güvenliğin olmadığı bir ortamda yaşadığımız açıktır. Sınırlar ötesinde sürdürülen bir savaşın ve ülkemizin çözülmemiş, bastırılmış sorunlarının yol açtığı şiddet sarmalı içinde halkın korkuya teslim olması amaçlanıyor. KHK lerle toplumun bütün dinamik, muhalif siyasi güçleri tasfiye edilerek etkisi kırılmak isteniyor. Bilgilenme, görüş oluşturma, düşüncesini açıklama ve fikrini örgütleme ortamı yok ediliyor. Son çıkartılan kararnameler tam bir istihbarat ve polis devleti, istibdat rejimi uygulaması olarak yurttaşlara dayatılıyor. Olağanüstü koşulların hukuksuzluğu altında bir hukuk ve sistem oluşturulamayacağı ortadayken egemenliğini mutlaklaştırmak isteyen bir iktidar dayatması ile karşı karşıyayız. Bu anayasa değişikliği toplumun farklı kesimlerinin ihtiyacının sonucu olarak taleplerini karşılamak üzere gündeme getirilen bir düzenleme değildir. Tam tersine iktidarın ihtiyaçlarının bir dayatmasıdır”
“BU DÜZENLEME NE PAHASINA GETİRİLMEKTEDİR? KUTUPLAŞMA, KAOS, KAN DÖKME, YIKIM VE GELECEKSİZLİK”
“Rıza göstermemiz istenen rejim, partili Cumhurbaşkanlığı adı altında bir parti devleti, tek adamın iradesine dayalı Başkanlık düzenidir. Getirilmek istenen bu rejim Türkiye’de son yüzyıllık siyasal tarihinde, bütün eksikliklerine ve antidemokratik yanlarına rağmen parlamenter sistem üzerinde gelişen demokrasi geleneğine, birikimlerine, toplum yapısına, çoğulcu kimliğine uymamaktadır. Yanı sıra bütün güçleri elinde toplayan bir iktidar yapısının diktatörlüğe dönüşme ihtimali tarihteki örneklerinden ve mevcut iktidarın politik hedeflerinden anlaşılacağı üzere göz ardı edilemeyecek bir tehlikedir. Bu düzenleme ne pahasına getirilmektedir? Kutuplaşma, Kaos, Kan dökme, yıkım ve geleceksizlik. Halk bizim arkamızda propagandasıyla demokrasiyi isteyenler susturulmak isteniyor, bunu kabul etmeyeceğiz. Türkiye’nin ihtiyacı sorunları biriktiren ve büyüten değil çözen bir siyasi iradedir. İşçi sınıfının, emekçilerin toplusözleşme, örgütlenme hakkını güvence altına almayı, Kürt sorununun eşit haklara dayalı demokratik çözümünü, kadınların hak eşitliğini, inanç özgürlüğünü, toplumun tüm çeşitliliğiyle haklarıyla bir arada yaşamasının güvencesi olan laikliği, gençlerin geleceğinin güvence altına alınmasını esas alan, halkın egemenliğine, hak ve özgürlüklerin kullanılmasına dayanan bir barış siyasetini iktidar yapmaktır. Yeni bir Anayasa için yola koyulmadan önce bunun koşullarını sağlamak için yapılması gerekenler vardır. Bunun başında gelen OHAL’in kaldırılması, KHK’ların iptal edilmesidir. Kürt sorununda ve dış politikada savaş siyasetine son verilmeli; sınır ötesindeki asker güçleri geri çekilmeli, emperyalist angajmanlara girilmemelidir. Baskı ve şiddet politikasına son verilmelidir. Ancak özgür bir ortamda yapılacak seçimlerden çıkacak bir kurucu meclis halk iradesini ve temsiliyetini sağlama özgüveniyle anayasa yapılabilir. Bunun koşulları oluşturulmalıdır. Mecliste başlayan Anayasa değişikliği görüşmelerinde milletvekilleri halkımızın bu talep ve beklentilerine bağlı kalarak sorumlulukla hareket etmeli ve meclisten onay vermemelidir. Bu tarihi sorumluluk ancak böylesi dayatmaları kabul etmeyen onurlu bir tutumla yerine getirilebilir. İnsanca, eşit, özgür, çatışmasız, demokrasi ile yaşamak ve yönetilmek isteyen halkımız da bu diktatörlük girişimlerine onay vermeyeceğini en etkili bir şekilde meclise yansıtmalı; faşizme geçit vermemelidir. Kriz, kaos, dikta değil demokratik, laik, halkçı bir yönetim için mücadele bütün yurttaşlarımızın önünde en değerli görevdir. Partimiz bu görevin başarılması için üzerine düşeni tüm gücüyle yerine getirecektir” dedi.