Nilgün KAYA
Ayvalık Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen Ayvalık 8 Mart Kadın Platformu, Uluslararası Kadın Grevine ses verdi. Kadınların kurtuluş mücadelesinin simgesi olan 8 Mart’ın tarihsel bir olayın yıldönümü olmaktan öte, kadın hakları için mücadele tarihinin toplamı ve sembolü olduğunu belirten Platform temsilcileri, Türkiye’nin her gün yaşanan kadın ölümleri nedeniyle bir kadın mezarlığına döndüğünü söyledi.
Ayvalık 8 Mart Kadın Platformu adına yaptığı açıklamada Ayşe Yolageldili, “Biz kadınlar; kadınların, hayatın her alanında uğradığı toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele etmek için, 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü’nde yine bir aradayız. 8 Mart 2017, 40’tan fazla ülkede Uluslararası Kadın Grevi günü olarak tarihe geçiyor. Arjantin, Şili, Ekvador, Almanya, Kuzey İrlanda, İrlanda, İsrail, İtalya, Meksika, Peru, Uruguay, Polonya, Rusya, Salvador, İskoçya, Güney Kore, İsveç ve daha birçok ülkeden kadınların sesine ses oluyoruz. ‘Kutuplaşan dünyada en büyük dayanağımız dayanışmamızdır’ demek için, ‘Hayatı İstiyoruz ‘demek için, ‘Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz ‘demek için, ‘Seçimlerimiz, kararlarımız bizimdir ‘ demek için, ‘Umutsuzluğumuzu birlikte güçlenerek yeneceğiz’ demek için, 8 Mart 2017’de Uluslararası Kadın Grevi’ne ses veriyoruz. Evlerde, iş yerlerimizde, sokaklarda, toplantılarda, dükkânlarda, toplu taşıma araçlarında yanı başımızdaki arkadaşlarımızla; sosyal medyada bir adım uzağımızda olanlarla; yan yana yol gittiklerimizle; yüz yüze bir hayat geçirdiklerimizle; #Hayatı İstiyoruz diyebileceğimiz, erişebileceğimiz herkesle, “Tek Başına Olmaz #hayır, 8 Mart’a doğru Kadınlar Birlikte Güçlü” diyoruz.
Tarihsel bir direnişin kazanımı olarak evrenselleşen 8 Mart, erkek egemen zihniyetin bize yasakladığı alanları kazanmayı, ördüğü duvarları yıkmayı, dayatmalarını reddetmeyi öğrendiğimiz bir isyanın adıdır. 8 Mart, yeni bir gelecek yaratmak için kendi irademiz ve emeğimizle sürdürdüğümüz hak arayışımızın tarihidir. 8 Mart, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği mücadelenin adıdır. 8 Mart, ırk, dil, din ayırmaksızın tüm kadınların haklarını savunmanın adıdır. 8 Mart, “Kadın erkek eşit olamaz” diyenlere; boşanmayı engellemeye, tecavüzleri aklamaya çalışanlara; kadın milletvekillerini mecliste darp edenlere; çocukları istismarcılara teslim edip utanmadan alkışlayanlara karşı isyanın adıdır. Kadınların evde oturup çocuk doğurmaya teşvik edildiği; kamusal yaşamdan uzaklaştırılmaya çalışıldığı; hayatın her alanında ayrımcılığa tabi tutulduğu; “kadından şoför olmaz” diyerek kadın otobüs şoförlerinin işten çıkarıldığı; kadın danışma merkezlerinin kapatıldığı ve kadına yönelik şiddetin, taciz ve tecavüzlerin gün geçtikçe arttığı ülkemizde, kadınlar olarak bir kez daha alanlardayız. Erkek egemen kapitalist sistemin biz kadınların varlığına, emeğine ve kazanımlarına dönük saldırılarını fütursuzca arttırdığı böylesi önemli bir süreçte kadınlar olarak süreklileştirilmiş bir OHAL’ e, KHK’ lar ile işten atmalara, en temel hak ve özgürlüklerin kullanımının keyfiyetle yasaklanmasına, tekçi yaşam biçimi dayatmalarına itiraz ediyoruz. Bizi geleceksiz, kimliksiz, iradesiz ve güvencesiz bırakmak isteyenlere karşı yaşamı ve barışı savunuyoruz. Adeta bir kadın mezarlığına dönen ülkemizde her gün beş kadın, kadın olduğu için öldürülmekte ve yargı, her seferinde erkekten yana karar vermektedir. Kadına yönelik şiddet, kadın katliamları, taciz ve tecavüzler münferit değil; sistematiktir. Biz kadınlar, kadın düşmanlığını ve şiddeti besleyen milliyetçilik, ırkçılık ve militarizme; kadınları toplumsal yaşamdan dışlayan her türlü politikaya karşı direniyoruz.“Aileye köle, sermayeye kul olmayacağız.” diyoruz. Erkek şiddetinin her türlüsüne, bedenimiz ve cinselliğimizle ilgili seçimlerimizin yok sayılmasına, kürtaja erişimimize, çocuk doğurup doğurmama kararımızla ilgili müdahalelere, hayat tarzlarımızın, seçimlerimizin, arzularımızın marjinalize edilmesinehayır diyoruz. Güvencesiz ve geleceksiz emek dayatmasına, yoksullaştırmalara karşı,Irkçı, cinsiyetçi, homofobik, transfobik, İslamcı, İslamofobik yerel ve küresel her türlü düşmanlaştırıcı siyasete karşı, Bizi şiddet politikalarıyla, ülkenin bugünü ve geleceğine dair umutsuzluk, çaresizlik ve inançsızlığa sürükleyenlere karşı her gün büyüyen isyanımızla haykırıyoruz; tüm kadınlara 8 Mart’ın resmi tatil ilan edilmesi için, cinsiyet ayrımcılığı da dahil olmak üzere her türlü ayrımcılığa son verecek eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir anayasa hazırlanması için, Aile ve sosyal politikalar bakanlığının yerine kadın bakanlığının kurulması için, Başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere, kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi için, Sendikalaşma ve örgütlenme önündeki yasal ve fiili engellerin kaldırılması için, İş yerinde baskı, şiddet ve mobbingin son bulmasına yönelik gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için, Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi yeniden ısıtılarak önümüze sürülen esnek, güvencesiz, kayıt dışı çalışma yerine, güvenceli iş güvenli gelecek için, Anadilde eğitim ve kamusal hizmet için, 7/24 açık, erişilebilir, ücretsiz ve anadilde kreşler açılması için, Savaşa karşı barışı örgütlemek için alanlardayız. Örgütlü kadınla özgür bir toplum yaratmak için sokaklardayız. Özgür, eşit ve cinsiyetçi olmayan bir yaşamı kuruncaya kadar mücadele etmekte kararlıyız. Susmayacağız, korkmayacağız, itaat etmeyeceğiz. Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Dayanışması. Jin, Jiyan, Azadi. Kadın,Yaşam,Özgürlük” dedi.