RESSAM MAHMUT CELAYİR, BU KEZ AYVALIK’IN IŞIĞI VE RENKLERİNDEN İLHAM ALIYOR

Nilgün KAYA

Şerif Kaynar’ın Barbara evi adını verdiği ‘sanatçı ikameti’,  dokularla dualizmi resmeden ressam  olarak tanınan Mahmut Celayir’i konuk ediyor. Dağları ve bozkır’ı güçlü bir aidiyet  duygusu ve doğa sevgisi ile resmeden Mahmut Celayir bu kez Ayvalık’ın ışığı ve renklerinden ilham alıyor.

Ayvalıklı Koleksiyoner Şerif Kaynar’ın, sanatçılara araştırma ve üretimlerinde katkı sunma amacıyla Fransız Sanatçı Barbara’nın adıyla Ayvalık’ta açtığı Barbara Sanatçı Evi’nin üçüncü konuğu Ressam Mahmut Celayir oldu.  Kendisini ‘Toprak anlatıcısı’ olarak gören Mahmut Celayir, Şubat ayı başında geldiği Ayvalık’taki çalışmalarına devam ediyor.

“AYVALIK’I SEVDİM, YERLEŞEBİLİRİM”

İlk kez geçen yıl arkadaşı Fotoğraf Sanatçısı Arif Aşçı’yı ziyaret ettiği sırada Ayvalık’la tanıştığını belirten Mahmut Celayir,  “Kenti sevdim, 3 aylık bir programda 35 sefer İstanbul2a gitmeyip planlıyordum ama henüz daha hiç gitmedim, hiç ihtiyaç duymadım. Ayvalık’ın en önemli özelliği bir hafızası olması. Sokaklarda yürürken bir hafıza, bir tarih görüyorsunuz ve bu insan etkiliyor. Her sokakta her köşede her gün farklı bir şey görüp keşfediyorsunuz. Bu katmanlı bir olay. Bir de hayat daha basit, pazarı, otları çok güzel. Ayvalık’ta gerçekten iyi arkadaşlık gördüm. İnsanlar böyle yerlerde birilerinin değerini daha fazla biliyorlar. Çalışmak için iyi bir ortam, sakin bir ortam. Bence sanatçılar için aklıma gelebilecek en iyi yerlerden biri. Yerleşebilirim” dedi.

“AYVALIK’IN TARİHSEL DOKUYA, SANATA VE SANATÇIYA SAHİP ÇIKMASI GEREK”

Ayvalık’ın ışığı ve renklerinden ilham alan Sanatçı, kentin kendisini nasıl etkilediği sorusuna, “Kendi motiflerimi düşündüm ama o dinginliği bana verdi Ayvalık. Kendinizle baş başa kalıyor ve kendi işlerinizi yeni baştan görebiliyorsunuz” yanıtını verdi.  Celayir, renkler, doku ve çizgiler arasından dünyayı algılayan ve yansıtan bir sanatçı gözüyle kente baktığında gördüklerini ise, “Ayvalık’ın sorunları var gerçekten. Tarihsel bir dokuya özenli bir şekilde sahip çıkmak. Sanata ve sanatçıya sahip çıkacak alt yapıların olması lazım, bunlar eksik ve görüntü kirliliği ve çok fazla gürültü var. görüntü ve gürültü kirliliği bu kente yakışmıyor” dedi.

Eski bir tabakhane olan ve onarım- yenileme çalışmalarında bu ayrıntının olduğu gibi sergilendiği Barbara sanatçı Evi’nin ise kente değer kattığını belirten Celayir, “Barbara Sanat Evi son derece profesyonelce düşünülmüş, sanatçıların tüm gereksinimlerini karşılıyor. Eski yapı ile yeni yapı son derece güzel çözümlenmiş. Tarihsel doku ve son derece geniş bir alanda olmanın getirdiği bir keyif var. Şerif Kaynar’ın özel bir ilgisi ve vizyonu olduğu belli. Ayvalık için bu çok önemli bir olay” dedi. Ayvalık’ta bulunduğu süre içinde 4.5×2.5 ebatlarında iki tablo yapan Celayir, Mayıs ayı ortalarına kadar ilçedeki çalışmasına devam edecek.