Nilgün KAYA
Sabahattin Ali’nin kızı, Cumhuriyet Türkiye’sinin müzik ve kültür atılımının önemli öğrencilerinden Filiz Ali, ‘Yok Bi’şey acımadı ki’ adlı yeni kitabını Ayvalık’ta Hane Kafe’de imzaladı. Müzikle ilgili kitaplarının yanı sıra anı niteliğindeki ikinci kitabı olan Yok Bi’şey acımadı ki adlı kitabının ilgi çektiğini belirten Prof. Filiz Ali, “Ne de olsa hayat. Hayat galiba insanların daha çok ilgisini çekiyor” dedi.
12.kitabını Eylül ayında yayınlayan Müzikolog, Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi Koordinatörü Prof. Filiz Ali’nin imza günü, 24 Kasım Cuma günü Hane Ayvalık’ta gerçekleştirildi. Hande Solakoğlu ve Birsel Uzma’nın işlettiği Hane Kafe’deki imza gününe ilgi yoğun oldu. Kitaplarını imzalayan Filiz Ali, gerek okurları gerekse kendisini yalnız bırakmayan dostları ile sohbet etti.
Kitabının ikinci baskısını yaptığını ve ilgi gördüğünü ifade eden Filiz Ali, “Pek çok kitabım var ama bu anılar yeni. Daha önce yazdığım kitapların çoğu müzikle ilgili. Bu kitabım biraz daha ilgi çekti. Ne de olsa hayat. Hayat, galiba insanların daha çok ilgisini çekiyor” dedi. Yaşamöyküsü ile 1940’lardan günümüze Türkiye’nin öyküsünü yeni kitabında harmanlayan Filiz Ali, “Bu kitapta üzüntü ve gözyaşı yok. Hep güzel şeyleri anlattım. Doğayı, müziği, dostluğu, çocukları, gençleri, hayatın güzelliklerini, tanıdığım ve örnek aldığım güzel insanları anlattım. Dileğim; çocuklarıma, torunlarıma, öğrencilerime güzel anılar bırakmak” dedi.
“BÜTÜN HAYATIMI EĞİTİME VERDİM”
Anne babasının evliliği, İstanbul’dan Ankara’ya uzanan yılları anlatarak kitabına başlayan Filiz Ali, üç bölüme ayırdığı kitabında; babasını kaybettikten sonra yaşadıkları, konservatuar yılları, Amerika, İtalya serüveni, yurda dönüş, evlilik gibi yaşam öyküsü arasında 12 Mart Muhtırası, 1950-1962-1963 Ankara’sın dan da bahsediyor. Neden Ayvalık’a geldiğini de kitabında anlatan Filiz Ali, Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisinin doğuş sürecine de kitabında yer veriyor. Kitabında, yaşam öyküsünün 2015 yılına kadar olan bölümünden bahsettiğini belirten Filiz Ali, “2015’te bitirdim sonrası yazmadım. çünkü o yıl çok mutlu idim. IKSV ödülü almıştım. AİMA Senfoni Orkestrası festivalde konser vermişti. Özel yaşamımda da mutluydum. Kitabın sonunda da belirttiğim gibi benim hayalimde olan benim umut ettiğim Türkiye olmadı. Ama olmadıysa olmadı. Bütün hayatım boyunca ben neyi yapıyorsam onu iyi yapmaya çalıştım. Bence her birey ne yapıyorsa iyi yapmayı amaç edinse zaten Türkiye’nin durumunun bu kadar vahim olmayacağını düşünüyorum. Belki de bu yüzden bütün hayatımı eğitime verdim. Eğitime kendimi bu kadar fazla adamamın nedeni bu. Ben başka bir şey de yapabilirdim hayatımda. Emekli olurdum, hiç bir şey yapmazdım. Bir balıkçı kasabasına giderdim. Emekli olduktan sonra ders vermeye beni kimse mecbur etmedi, yapabildiğim bir şeyi yapmak istiyordum” dedi.