Nilgün KAYA
UNESCO Dünya Mirası geçici listesine giren Ayvalık’a, listeye girmenin değil kalmanın zor olduğunu ve koruma ile ilgili sorun varsa kentin hiçbir zaman listeye kaydedilmeyebileceğine dikkat çeken UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Somut Kültürel Miras İhtisas Komitesi Başkanı Doç. Dr. Nevra Ertürk, “Nihai hedefiniz UNESCO’dan ziyade alanınızı korumak olsun” derken Ayvalık’ın kimlik değiştirdiğini vurgulayan Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı öğretim üyeleri Yrd. Doç.Dr. Uzay Yergün, kentte yaşayan herkesin kendine ‘Ayvalık’ımızı Ayvalık kimliğimizi gerçekten korumak istiyor muyuz?’ sorusunu sorması gerektiğini söyledi.
Ayvalık AR-GE ile Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği işbirliğinde 2 Aralık günü ‘UNESCO Dünya Mirası adaylık süreci ve geçici listede yer alan Ayvalık’ başlıklı bilgilendirme toplantısı düzenledi. Cunda Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi salonunda gerçekleştirilen toplantıya konuk olarak katılan UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Somut Kültürel Miras İhtisas Komitesi Başkanı Doç. Dr. Nevra Ertürk, UNESCO sürecinin nasıl işlediğini anlatarak konuşmasına başladı.
“LİSTEYE GİRMEK KOLAY KALMAK ZOR”
Ertürk, “ Listeye girmek kolay, kalmak zor. Listeye girmek işin yüzde 40, kalmak işin yüzde 60’ı. Koruma raporlarına baktığınız zaman ön plana çıkan bazı başlıklar var. Tüm dünya miras listesine giren yerlerle ilgili. Doğal afetler, iklim değişikliği, savaş ve silahlı çatışmalar, kentleşme, göç sorunları ulaşımla ilgili alt yapı çalışmaları, baraj projeleri avlanma ve madencilik faaliyetleri özellikle doğal miras alanlarında önemli riskler olarak kabul ediliyor”dedi.
“KORUMA VE KULLANMA DENGESİNE ÇOK DİKKAT ETMEMİZ GEREKİYOR”
UNESCO Dünya mirası listesine girmek ne işe yarıyor? Sorusuna da yanıt veren Doç. Dr. Nevra Ertürk, uluslararası bir topluluğun parçası oluyorsunuz. UNESCO’nun ciddi bir marka değeri var uluslararası arenada. Siz, ‘ bu sözleşmeye imza attım bu alanı korumayı ve gelecek kuşaklara aktarmayı taahhüt ediyorum diyorsunuz’ bir de farkındalık yaratma eylemine katkıda bulunuyor. Kültürel turizm açıcından da bir potansiyeli sağlıyor yatırımlar, işgücü ve istihdam olanaklarıyla ilgili ancak burada koruma ve kullanma dengesine çok dikkat etmemiz gerekiyor” dedi.
“NİHAİ HEDEFİNİZ UNESCO’DAN ZİYADE ALANINIZI KORUMAK OLSUN”
UNESCO Dünya mirası sürecinde Ayvalık’ta nasıl adımlar atılabileceğini anlatan Doç. Dr. Nevra Ertürk, “UNESCO’nun danışma organlarından tavsiye alabilirsiniz. Dünya miras fonundan yararlanma konusunda ise öncelikle tehlike altındaki ve acil koruma altındaki alanlara bu fon ayrılıyor. Biz Ayvalık olarak geçici liste sürecini atlattık. Önümüzde üç önemli adım var. Birincisi bir varlığın ister Ayvalık olsun ister Sagalasos olsun. Geçici listede olması onların üstün evrensel değerinin ispat edildiği anlamına gelmiyor. ‘Ben bu meseleyi hallettim dosyamı sunarım, neden reddedildi’ diye sormamanız lazım. Geçici listeye sunduğunuz doya üzerinde kategoride ve kriterlerde değişiklik yapabilirsiniz. Böyle bir imkân var. Adaylık sürecinde üstün evrensel değer beyanının bilimsel olarak açıklanması çok önemli. Özgünlük ve bütünlüğü zedelemeyecek şekilde proje uygulama yapılması lazım ve bu uygulamaların bir bütüncül koruma yaklaşımı ve tüm paydaşların katılımıyla tamamlanması gerekiyor. Koruma meselesi çok önemli. Koruma ile ilgili sorun varsa hiçbir zaman listeye kaydedilmeyebilir. Her alan içinde koordinasyon mekanizması olması gerekiyor. Alan başkanı olabilir, danışma kurulu olabilir bunlar koordinasyon açısından önemli. Süreç yönetimine özellikle yönetim planının hazırlanmasını bu aşamada yapabilirsiniz. Mevcut koruma projelerini hayata geçirebilirsiniz fakat tüm bu süreçlerin katılımcı ve kapsayıcı tüm paydaşlarla yapılması gerekiyor. Nihai hedefiniz UNESCO’dan ziyade alanınızı korumak olsun. Gelecek kuşaklara aktarılması ile ilgili olarak UNESCO burada çok önemli itici bir güç ve araç ancak bizim bütün alanlar için sadece Ayvalık için değil öncelikli meselemiz korumak olsun. Bu yönetim alanı ve yönetim planı meselesine UNESCO’ya girin girmeyin odaklanın. Bu önemli çünkü sürdürülebilir bütüncül bir yaklaşımla ilgili bütün paydaşların bir araya gelerek varlıkların koruma, yaşatılma ve kullanılmasıyla ilgili stratejik yönetim dokümanı bir yol haritası bir rehber. Sürekli güncelleniyor. Elinizde size rehberlik edecek yasal bir doküman ayrıca. Diğer bir adım faaliyetler konusu. Ayvalık bu konuda başarılı. Çalıştay konferanslar devam etmeli. Uzmanların, halkın bir araya geleceği, meselenin üzerine birlikte düşüneceği toplantıların devamının faydası var. Tanıtım malzemeleri hazırlanmalı. Uzmanlar ziyarete geldiğinde erişim konusuna çok odaklı. Entelektüel erişim çok önemli yaptıklarını Ayvalık ölçeğinde kalmamalı. Ulusal hatta uluslararası boyuta ulaşmalı. Veri bankası, dokümantasyon sistemine halk ulaşabiliyor mu, bu unutulmaması gereken önemli bir adım. Ayvalık’ın da somut olmayan miras açısından zengin olan noktaları var. UNESCO açısından bakıldığında somut olmayan miras konusunda dosyada zikredilecek noktalar var bu uzmanların ileriye dönük olarak düşüneceği noktalar olabilir” dedi.
“YAPILARINIZIN ÖZGÜNLÜĞÜNÜ VE BÜTÜNLÜĞÜNÜ KAYBETMEMESİ İÇİN ÇABA GÖSTERİN”
Toplantının ikinci bölümünde söz alan Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Uzay Yergün, öğrencileriyle 2 hafta boyunca Ayvalık’ta yaptıkları geleneksel konut mimarisi ve kent dokusu kapsamında eğitime yönelik koruma ve belgeleme çalışması hakkında bilgi verdi. Çalışmaları sırasında Ayvalık’ta yaptığı inceleme ve belgelemede kent kimliğinin değiştiğine yönelik tespitlerini katılımcılarla paylaştı.
“DÜNYA MİRAS LİSTESİNE GİRMEYE ADAY BİR KENTE GİRİŞ BÖYLE Mİ OLMALI?”
1920’lerde çekilmiş Ayvalık silueti ile bugünkü silueti karşılaştıran Uzay Yergün, “Herkesin esas amacının kültürel mirası korumak olduğu ortaya çıkıyor ve Ayvalık’ta bu konuda birçok girdi var. Kentsel, mimari, endüstri miras, doğal, arkeolojik değerler var. Çok zengin bir yerde yaşıyorsunuz. Amacımız bu değerlerin özgünlüğünü koruyabilmemiz ama iş uygulamaya gelince gerçekten biz bunları koruyabiliyor muyuz? Herkesin üzerinde düşünmesi gereken soru olarak şu çıkıyor ortaya ‘Ayvalık’ımızı Ayvalık kimliğimizi gerçekten korumak istiyor muyuz?’ UNESCO sürecinde kentin korunması gerektiği ortaya çıkıyor. 1920 ile bugünü karşılaştırdığımızda Atatürk Caddesine bakıyoruz. UNESCO Dünya mirası listesine aday adayı bir kentte giriş böyle mi olmalı, dünya mirası listesine giren bir kente girdiğimizi anlayamıyoruz.2 bine yakın tescilli yapının olduğu kenti göremiyoruz. Her yer tabelalar, Ayvalık kimliği ile örtüşmeyen binalar, farklı farklı inanılmaz bir kimlikle karşılaşıyorsunuz. Ne yapmak lazım? Çok kolay birçok belediye yapıyor. Yerel yönetim çatısı altında bir kentsel tasarım atölyesi oluşturulmalı. Yardıma koşacak birçok üniversite var. Burası dünya miras listesine aday bir kent. Bir yönetim koruma olanı olmalı. Kentin girişini farklı kılacak şeyler yapılabilir. Bunlar zor şeyler değil” dedi.
“YAPILARI ÇIPLAK BIRAKIYORUZ, KİMLİK DEĞİŞİYOR AYVALIK’TA”
Korunacak değerleri ile günümüze ulaşmış kent dokusunu hatırlatan Yergün, “Gerçekten korunmuş birçok yapı var. Birçok anıtsal yapı ama göremiyoruz bulamıyoruz yapıları. Teknolojiye bakıyoruz ama Avrupa ne yapıyor, yerlerde şekiller yapıyor, kültür rotası. Bu rotaları takip edilerek kent dolaşılabilir. Kenti tanımlayan binalar, bu binalar hakkında fikir veren açıklamalar yapılabilir. Kent planı bile yere konuyor, kolay şeyler. Ayvalık’ın dokusunda neler görüyoruz? Bakımsızlık, terk edilmiş yapılar. İşlevselsiz kalmış yapılar. Sonuç, doğa şartlarına karşı korunmasız olan yapılar eninde sonunda yıkım tehdidi ile karşı karşıya kalıyor. Kentte çok sayıda hasar almış, yıkılmaya yüz tutmuş yapılarla karşılaşıyoruz. 2003 yılından beri Ayvalık’a geliyorum çalışmak için. Bu süre içinde kentte değerlerimizi kaybediyoruz maalesef. O zaman olan birçok bina yok günümüzde. Neden? Koruma planlarının, koruma hedeflerinin olmaması yüzünden. Halk olarak çaba sarf diliyor korumak için ama bir turizm baskısı var kentte. Sokaklara baktığımızda uluslararası koruma kriterlerine uygun restorasyonlar yapılabiliyor mu? Sorun burada ortaya çıkıyor. Bir kimliği var Ayvalık ve Cunda’nın. Sarımsak taşıyla biçimlenmiş pencere, kapı sövelere. Bunları ön plana çıkarmak için cepheleri sıvamışlar. Tüm kentte bu böyle ancak burası önemli turizm potansiyeli haline geldikçe, kullanıcı profili değiştikçe sıvalı yapılar eski ev mantığına uymuyor ve bakın ne hale geliyor yapı. Sıvalar kalkıyor. Sarımsak taşlı söveleri algılayamıyoruz harçlar etkileniyor ne yapıyorlar çimento sıva. Yapay bir malzeme, doğal malzeme ile bunlar uyuşmaz. İlerleyen süreçte yapının başına ne gelecek? Kimlik değişiyor Ayvalık’ta. Konutlarımız böyle değil ama yapılan restorasyonlar maalesef böyle. Yapıları çıplak bırakıyoruz. Kim izin veriyor bunlara? Sizin bunları sorgulamanız kentini, Ayvalıklı kimliğinizi koruyacaksınız. Kentteki restorasyonların şu anda ki anlamı kültür yozlaşması. Kentinizin bu restorasyonlarla işi yok, yaptırmayacaksınız bunları. Dokunun görselliği siluet bozuluyor. İnanılmaz değişiklikler başlıyor kentinizde. Alaçatı mimarisi var Cunda’da. Sonra gelecek kuşaklar bu kuşağı sorgulayacak. Ne işi var bu evin, anlarlarsa var ya yapanın da, yaptıranın da, izin verenin de sonrasını getirmiyorum hiç iyi anmayacaklar. Bunlar kente zarar veriyor. Her şey kötü mü değil, güzel, düzgün restorasyonlar da var. Ama bir şeyler yapmak lazım bu güzel evleri yalnızca eski fotoğraflar da görmememiz lazım. Arka sokaklarda geleneksel dokunun muhteşemliği hala duruyor, düzeltebileceğimiz şeyler var. Yeni bir kurul kuruldu Balıkesir’de onlarla sürecin düzeltilmesi için konuşulabilir. Yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşları ön ayak olabilir yanlışların düzeltilmesi için ama süreç zor. Endüstriyel mirasla değil kentinizle gireceksiniz UNESCO’ya. Endüstriyel mirası tek başına soyutlayamazsınız sivil mimari ve kent dokusu ile bir bütün. Koruma sizlerle mümkün” dedi. Daha sonra söz alan Ayvalık Belediyesi’nden UNESCO Alan Sorumlusu Yalın Tüzmen,” Nisan ayı ile birlikte geçici listede yer almış durumdayız. 2016 Ağustos’ta kanunda değişiklik oldu, UNESCO dosyası hazırlanması belediyelerdeydi, değişiklikle birlikte tüm yetki artık bakanlıkta. Biz de yetki devri olunca taleplerde yardımcı olmaları adına bakanlıktan beklenti içindeyiz. Süreç içinde yapılması gereken, ulusal anlamda kentsel sit değerimiz var. Bunu illa UNESCO ya da uluslararası çerçevede dile getirmemize gerek yok. Endüstri peyzajı olarak gitmemizin sebebi sadece depo, fabrika yapıları değil sivil mimari konut alanlarındaki depo alanlarıydı. Konutlara kadar üretimin sızmasıyla alakalı. Bütün kenti endüstriyel peyzaj olarak değerlendiriyoruz. Bakanlıktan beklentimiz sürecinde üniversitelerle birlikte yapılan çalışmalarımız var. Ayazma restorasyonu bitmek üzere. Aya Tria da çalışmalarını bakanlıkla birlikte yürütme düşüncesi var. Büyükşehirle birlikte koruma amaçlı imar planlarına başladık. Birim olarak bilgilendirici çalışmalara yoğunlaştık. Kent haritaları hazırlıyoruz. Yetki devri ve alan planı yapılmasıyla alakalı bakanlıktan protokol beklentimiz var” dedi.
“ÇOCUKLUĞUMUZDAKİ AYVALIK’I ÖZLÜYORUZ”
Çevre Derneği Başkanı Havva Taylan, Cunda Uygulama Binası ile Cunda köprüsünü eleştirerek “Çocukluğumdaki Ayvalık’ı çok özlüyorum. Çocukluğumuzdaki Ayvalık’ı özlüyoruz. 80’lere kadar Ayvalık UNESCO dünya mirasına çok fazla çaba sarf etmeden girebilecek bir kentti ama 1980’den sonra söylemeye dilim varmıyor ama insanların rant merakı, pata kazanma hırsı Ayvalık’ı talan etti. Yine de umudumuz var ki uzmanlarımız buraya geldi, sizler buraya geldiniz. Demek ki hala Ayvalık’ta bir umut var. O zaman Ayvalık korunacak hep birlikte Ayvalık’ı koruyacağız. İbn-i Haldun dediği gibi Coğrafya bir kaderdir. Bizler burada dünyaya geldik ama sonradan Ayvalık’a yerleşenler de sorulu çünkü onlar kaderle değil tercihle geldiler. Sorumluluk almalılar” dedi. Konuşmaların ardından çalıştay ve bilgilendirme toplantısı sürecinde destek verenlere teşekkür plaketi verildi.
Cumartesi günü saat 14.30’da başlayan toplantıya; Balıkesir İl Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Çaltı, Ayvalık eski belediye başkanı Hasan Bülent Türközen, Küçükköy eski belediye başkanı Mesut Ergin, Ayvalık Belediyesi bağımsız meclis üyesi Halil Gür, ADD Şube Başkanı Ahmet Üzgeç, Ayvalık Belediyesi UNESCO Alan Şube Sorumlusu Yalın Tüzmen, Ayvalık Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Havva Taylan, Ayvalık Ar-Ge Başkanı Tuba Aysun, Birleşik Haziran, Tabiat Platformu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.