Nilgün KAYA
Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen Gaziler günü töreninin ardından bir gazi yakınının ulaşımla ilgili sorununu dinleyen Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, meclis oturumları ve görüşmelerde defalarca gündeme getirdiği sorunun çözülmediğini belirterek büyükşehir belediyesine serzenişte bulundu. Meydanda, ‘Artık yeter’ mesajı veren Başkan Gençer, “Yetkisiz sorumluyuz biz. Bu kadar popüler bir şehir, bu kadar insan geliyor ama belediyesi fakir. Büyükşehir yasasıyla hiçbir yer iyi yönetilemiyor” dedi.
Ayvalık toplu taşıma sisteminde, engelliler, 65 yaş üstü ve basın mensupları ile birlikte ‘ücretsiz’ ve ‘İndirimli’ haklarını uzun süredir kullanamadıklarını belirten bir gazi yakının dinleyen Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, “Gazilere ücretsiz ulaşım hakkı istiyorum. Bu kartlar bir tek Ayvalık’ta geçmiyor. Bu esaret yeter. Tek başıma savaşıyorum” dedi.
“BU YASA GARİP BİR YASA HİÇ BİR YER BU YASAYLA İYİ YÖNETİLEMİYOR”
Konuyla ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Başkan Gençer, “Bakın şöyle bir durum yaşandı. Orta refüjlerdeki ağaçlar sararınca ‘ne oluyor’ dedik, dediler, ‘Size bıraktık. Bundan sonra siz yapın’ Söylemiyorlar bize. Nereden bilelim, her gün ekipleri gelip suluyor onlara ait diye biliyoruz. Böyle bir şey olabilir mi bunu bir vatan evladı yapabilir mi? Büyükşehir yasasıyla Burhaniye’de iyi yönetilemiyor, Havran da iyi yönetilemiyor. Gömeç’te iyi yönetilemiyor. Sadece Ayvalık değil, hiçbir yer yönetilemiyor. Bu yasa garip bir yasa. Sen yetkilerini al belediyenin sonra biz kalkalım iş yapmaya çalışalım. Gelirler gitmiş, yetkiler gitmiş sorumluluğumuz çok büyük. Yetkisiz sorumluyuz biz. Muhtar arkadaşların bir basamak üstündeki bir pozisyondayız. Hiçbir yetkimiz yok. Bir tek mühür basıyoruz bize ruhsat geldiği zaman. O kadar. Yapacak bir şey bırakmadılar. Bu yasa değişmeli. Bizim gelirlerimizi geri vermeliler, eski sorumluluklarımızı vermeliler. Büyükşehri alt yapı koordine etmekle ilgili bir yapıya dönüştürebilirler. Bu kadar uzak, 135 km ilerden burası idare edilebilir mi? Ayvalık’ın yazın nüfusu 600 bin oluyor. Bizi idare eden Balıkesir’in nüfusu 250 bin. Nasıl olacak bu iş? Bu şekilde biz nasıl idare edeceğiz? “
“OLACAK İŞ DEĞİL”
“İller Bankası payımız yüzde 40, bir belediyenin su geliri yüzde 50. Bu gelir gitti. Abone başına 12 lira alıyoruz. Sadece 12 lira, bunun da su kullanan abonelerden alıyoruz. Kullanmayan abonelerden alınmıyor. Biz senede 14 milyon lira para veriyoruz Ayvalık’ı temizlemek için. 200 kişi ve 25 araçla. Kanun diyor ki, su parasında kişi başına masraf bölünür, çevre vergisi içinden çıkar, gerisi abone başına bölünür ve toplanan su parası ilçe belediyelerine verilir ama Büyükşehir belediyesi ne diyor, ‘ben sadece su kullanan abonelerden alırım’ diyor. Sadece Ayvalık’ta yaşayanlardan alıyor. Yazın gelen misafirlerimizden 2-2.5 ay alıyor diğer aylar almıyoruz. Böyle bir mantık yok çünkü ben belediye olarak en ücradaki yazlık yere, 2 kişi yaşıyor olsa bile çöpünü almaya gidiyorum. Oranın temizliğini yapmak zorundayım, yolunu yapmak zorundayım. Bize 14 milyon lira yerine yılda 2- 2,5 milyon lira para geliyor. Gerisini başka işlerden kazandığımızla temizliğe sübvanse ediyoruz. Kanunu uygulatmıyorlar bize. Bizim çok bağıracak şeyimiz var. Buramıza gelmiş durumda.”
“BU ŞEHİRLERLE OYNUYORLAR”
“Bu şehirlerle oynuyorlar. Bunlar özel şehirler. Burası sadece Ayvalıklıların şehri değil Türkiye’nin şehri. Buraya 4 milyon kişi geliyor senede ziyarete. Biz burada güzel bakım yapmak zorundayız, misafirlerimizi güzel ağırlamak zorundayız ama bu imkânlarla nasıl ağırlayacağız? Mümkün mü? Nasıl yapacağız? 800 km yolumuz var. 70 bin nüfuslu hangi kentte vardır 800 km yol. Bu yolları yapmak zorundayım. Olacak iş değil. 65 km deniz bandı, 800 km yoldan bahsediyorum. Bu şehre İller Bankası payı 1 milyon 200- 1 milyon300 bin olarak geliyor ayda. 2.4 milyon sadece maaşlar tutuyor. Hizmet nerede edeceksin? Kaynak yaratacaksın, kiraları arttıracaksın. Ruhsatları yaptık bunların hepsini. Yok. Su paramı almışsın sen benim elimden. Ayda 2 milyon liranın üzerinde bir gelir bu. Gitti bizden su geliri. Para kazanamıyor. Su bir belediyeyi ayakta tutan en önemli gelir kaynağı. Özellikle ilçe belediyelerini. Bunu almışsın elimden ben nasıl savaşacağım, nasıl idare edeceğim. Bunları anlat anlat dinlemiyorlar.”
“BU KADAR POPÜLER ŞEHİR AMA BELEDİYESİ FAKİR”
“Bizim bu acımızı bütün sahil kentleri çekiyor. Ayvalık’ı korumamız lazım. Bir sürü insan tatile geliyor. Burasının gelecek nesillere aktarılması lazım. Buraya daha iyi bakım yapılması restore edilmesi lazım. Kamuya ait olan yerleri restore etmemiz lazım. Kentin her yerinde bunu yapmamız lazım. Belediyenin gücü olursa yapar bunları. Sağdan soldan para bularak Ayazmayı ayağa kaldırdık, bir tarihi binamızı daha ayağa kaldıracağız. Bazı yerleri özel sektörle ortak iş yaparak ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Kendi gücümüz yok olsa daha neler yaparız. Biz memleketimize seçilmiş belediye başkanı ve meclis üyeleriyiz. Alın bu görevi yapın 5 seneliğine diyorlar ama sıkıntılarımızı dinlemiyorlar. Nasıl yaparsanız yapın ile olmuyor sıkıntılarımız var. Bu kadar popüler bir şehir, bu kadar insan geliyor ama belediyesi fakir. 724 personelimiz var. Yani Ayvalık Belediyesi 724 kişiye iş sahası. 70 bin nüfus, her 100 kişiden biri Ayvalık Belediyesi’nde çalışıyor. Bunu 4 ile çarparsanız her 20 kişiden belediyeden ekmek yiyor. Böyle bir sosyal dengesi var Ayvalık Belediyesi. Ayvalık’ın en büyük işvereni. Niçin şunu yapmıyorlar, yazın 3-4 aylık dönemde, İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerin İller Bankası payından yüzde 1-2 şer kesip bu tip kentlere dağıtsınlar, ekstra bir para bulmalarına gerek yok. Emlak vergisinde diyecek ki vatandaşa birinci evini seç, burada normal öde, ikincisinde iki misli öde. Ayvalık’ta yazlığı var. İki misli öde. Kızmasınlar. Başka türlü nasıl çıkacak? Vatandaş haklı olarak vergimi veriyorum diyor ama ben onunla nasıl yetiştireyim tüm ara yolları mantığa aykırı. Matematiğe uygun değil. Aslında devlet istese bir ay oturup çalıştay yapsa çözer. Bizden daha iyi bilenler var bu konuları ama gelir arttırıcı hiçbir şey yok. Bir sürü operatör var mesela. Onlardan bize ciddi bir kira alsalar, bize pay verseler, ne olur? Her yere vergi alınıyor, yerel yönetimler için niye alınıyor. Ciddi kaynaklar var, bu kaynakları bize kullandırmaları lazım”.
“ŞEHİRLERİ YAŞAYANLARIN YÖNETİMİNE BIRAKMAK, ONLARA DESTEK VERMEK LAZIM”
“Belediye başkanı ne denize karışabiliyor, ne iskeleye karışabiliyor, hiç yetkileri olan bir insan değil. Bizim bir sürü kocamız var. Şehircilik bakanlığı var, iç işleri bakanlığı var, kurullar var. Bizi yukarıdan yönetiyorlar. Hiç biri gelip Ayvalık’a ‘ne düşünüyorsunuz seçilmiş adamlarsınız, gelin bilgileri harmanlayalım’ yok. Bu böyle olacak. Oluyor bitiyor. Biz bir yere ruhsat vermeye kalkmayalım. Şehircilik Bakanlığı verir isterse. O zaman bizi niye seçiyorlar? Kapatsınlar ilçe belediyelerini. İnsanlara yazık. Desinler, Ben şunu atadım’ bitsin iş. Kaymakamlık makamı gibi atasınlar. Memur gelsin beğenmezlerse başkası gelsin. Belediye başkanı dene adamın hiçbir vasfı yok. Etkim yok, Ayvalık’ta hiçbir şeye karışamıyorum. Mesela bir prina fabrikası var Ayvalık’ı koku içinde bırakıyor. Çevre Bakanlığı ölçüm yapacak, bütün yaz mafetti insanları ben onu durduramıyorum. ‘Efendim bacadan çıkan kokmuyor’ diyorlar ama Ayvalık‘ın içi leş kokuyor prina. Ama benim yetkim yok. İstediğiniz yazıyı yazın. Yetkiniz yok. İnsanlar belediye başkanına kızıyor. Ne yapayım, önünde mi yatayım? O kadar anlatacak şey var ki, yetki vermiyorsanız bizi neden seçiyorsunuz. Kıpa kırpa hiç bir şey bırakmadılar belediye başkanlarında ve bunun sonu yok. Benim dönemim gelip geçer ama bu sorunlar hep yaşanacak. Onun için bu yasalara dikkat etmek lazım. Şehirleri yaşayanların yönetimine bırakmak onlara destek vermek lazım. Seçilen iyi yönetmiyorsa gider, başkası gelir ama burası merkezden yönetilemez. Polis, adliyesi merkezden yönetilir ama imar durum, yolları yerel halkı ve seçtiği irade karar vermelidir” dedi.