Nilgün KAYA
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) ‘Ada Sulak Alanlarının Korunması’ adlı projeye Ayvalık’ı da dâhil etti. Bölgede inceleme yapan ve 15 ada sulak alanı belirleyen WWF ekibi, merkezi ve yerel yönetimin yanı sıra ilçedeki yaşam savunucularıyla da görüştü.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Doğa Koruma Yönetmeni Eray Çağlayan ve Doğa Koruma Sorumlusu Eylül Dizdaroğlu, Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer’i makamında ziyaret etti. Ziyarette, WWF’in ‘Ada Sulak Alanlarının Korunması’ projesi konuşuldu.
“ADA SULAK ALANLARININ VARLIĞI KRİTİK ÖNEMDEDİR”
Başkan Gençer’den destek istediklerini belirterek proje hakkında bilgi veren Eray Çağlayan, “Geçmişi, 1975 yılında kurulan Doğal Hayatı Koruma Derneği’ne dayanan ve kelaynak, denizkaplumbağası gibi yok olma tehlikesi altındaki türlerin korunması için yaptığı çalışmalarla kamuoyunda tanınan Doğal Hayatı Koruma Vakfı, 40 yılı aşkın bir süredir ülkemizin biyolojik değerlerini korumak, doğal kaynaklarımızın sürdürülebilir kullanımını sağlamak ve insanın doğayla uyum içinde yaşadığı bir gelecek için çalışmaktadır. Vakfımız, bugün dünyanın en büyük ve bağımsız doğa koruma kuruluşlarından WWF’in (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Türkiye ofisi olarak deniz ve kıyılar, tatlı su kaynakları ve sulak alanlar, yaban hayatı, gıda, iklim değişikliği gibi alanlarda ülkemizin çeşitli yerlerinde kamu-sivil toplum işbirliği ile çok sayıda çalışma yürütmektedir. Adalarımızda bulunan küçük sulak alanlar bugüne kadar ülkemizde yapılan envanter çalışmalarının dışında kalmıştır. Ülkemizin taraf olduğu Ramsar Sözleşmesi (Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi) adalardaki sulak alanlar ve barındırdıkları yaban hayatına ilişkin güncel durum tespitinin yapılmasını tavsiye etmektedir. Zira hem ada sakinleri, hem de adadaki doğal hayat için sınırlı su kaynaklarına sahip ada sulak alanlarının varlığı kritik önemdedir.
Akdeniz Havzasında bulunan ada sulak alanlarının, kirlilik, kurutma, tatlı su girişinin kaybı, iklim değişikliği, mevsimsel baskı unsurları ve çevre mevzuatı yaptırımlarının yetersiz kalması gibi tehditler karşısında çok hassas olduğu, uluslararası toplantılarda sık sık gündeme getirilmektedir. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF- Türkiye), Akdeniz’deki taraf ülkeleri MedWet çerçevesinde bir araya getirerek adalardaki sulak alanlarda tam ve bilimsel temelli bir envanter çalışması gerçekleştirmeyi/güncellemeyi öncelik haline getirmeyi, bu alanların etkin ve uzun süreli korunmasını ve gerekli taktirde restore edilmesini talep eden 12. Ramsar COP XII.14 Kararına istinaden, 2017 yılında, ‘Ada Sulak Alanlarının Korunması’ adlı bir proje başlatmıştır. Proje kapsamında, Ramsar Sözleşmesi’nde belirtildiği gibi, Akdeniz adalarında bulunan bütün sulak alanların envanteri çıkarılacaktır. Bu envanter çalışmasında habitatları ve koruma gerektiren türleri belirlemek, sulak alanın bütünlüğüne yönelik tehditleri anlamak ve uygun restorasyon olanaklarını tespit etmek için hızlı değerlendirme yapılacaktır. Yapılan bu hızlı değerlendirme, projenin dışarıdan erişime de açık olacak veri tabanında yer alacaktır. Projenin ileriki aşamasında, sulak alanların önemi ve sağladığı ekosistem hizmetleriyle ilgili farkındalık yaratma çalışmaları yürütülecektir. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü Sulak Alanlar Şube Müdürlüğü ile işbirliği içinde yürütmeye başladığımız Ada Sulak Alanlarının Korunması Projesi, özetle, kritik öneme sahip bu alanların durum analizinin yapılmasını, sağlığını ve sürekliliğini tehdit eden etkenlerin belirlenmesini ve koruma stratejilerinin geliştirilmesini amaçlamaktadır” dedi.
“ADA SULAK ALANLARI KİRLİLİK TEHDİDİ ALTINDA”
WWF Doğa Koruma Sorumlusu Eylül Dizdaroğlu, “Türkiye’nin Ege kıyılarında doğal ve yapay olmak üzere toplam 81 ada sulak alanı, Ayvalık’ta ise 15 adet ada sulak alanı belirledik. 15 sulak alanın 11’ini 2018 yılında ziyaret ederek envanter çalışmamıza dahil ettik. İncelememizi 2019 yılında tamamlayacağız. Patriçia’nın güneyi, Çataltepe, Cunda’nın batı kıyısı ve Maden Adası Ayvalık’ta tespit ettiğimiz ada sulak alan noktalarından bazıları. Ayvalık’taki sulak alanlar tuzlu su ve acı su özelliği taşıyor ve tümü kıyı sulak alanı. Büyük bölümü mevsimsel sulak alan (yaz aylarında kuruyor). Çataltepe’deki sulak alanın kışlayan su kuşları için önemli olduğunu biliyoruz. Bu sulak alanların görülmediği için yok olması çok kolay ve sulak alanlarda insan baskısı yoğun. Çataltepe’de katı atık kirliliği yoğundu. Sulak alan yakınındaki yazlıkların ve alanın yakınının otopark olarak kullanılmasının bunun en büyük sebebi olduğunu düşünüyoruz. Maden adasında da denizden gelen kati atik, özellikle plastik kirliliği çok yoğun. Sulak alanları korumak ve tehditlere karşı dirençli hale getirmek için envanter hazırlayacağız” dedi.
Başkan Gençer, “Eko-sistemi güçlendirerek biyolojik çeşitliliğin korunacağına inanıyorum. Yaşamımız için doğaya muhtaç olduğumuzu unutmamalı, korumak için gerekli tüm çalışmaları yapmalıyız. Ayvalık’ımız, alan olarak ülkemizin en büyük tabiat parkına sahip. Adalardan oluşan tabiat parkımız çok özel. Doğal güzellikleri, mimarisi, kültürü, su altı, su üstü değerleri ile Ayvalık’ımızı korumak her zaman önceliğimiz oldu. Adalarımızda ki sulak alanlarla ilgili yapılacak çalışmaya da destek vermeye hazırız” dedi.
Kaymakamlık, Liman Başkanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Orman İşletme Şefliği, Ayvalık Ticaret Odası ile Balıkesir Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ve Burhaniye Şube Müdürlüğünü de ziyaret eden WWF ekibi, Ayvalık’ta TEMA, Çevre Koruma ve Ayvalık’ı Güzelleştirme Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği temsilcileriyle de bir toplantı yaptı.