CUMHURİYET KADINLARI 84 YIL ÖNCE BUGÜN SEÇME VE SEÇİLME HAKKINA KAVUŞTU

Nilgün KAYA

Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının tanınmasının 84’üncü yılı ve Dünya Kadın Hakları günü, Kadının Sosyal Hayatını İnceleme ve Araştırma Derneği (KASAİD) Ayvalık Şubesince Cumhuriyet Meydanı’nda bir etkinlikle kutlandı. 

KASAİD Ayvalık Şubesi yönetim ve üyeleri, 5 Aralık Çarşamba günü Ayvalık Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya geldi. Saat 12.00’de saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından KASAİD Ayvalık Şubesi çelenginin Atatürk Anıtına sunulmasının ardından törene katılan kadınlar, ellerindeki kırmızı karanfilleri Ata’nın anıtına bıraktı. KASAİD Ayvalık Şubesi yönetim ve üyelerine, Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, belediye başkan yardımcıları Figen Güren ve İbrahim Mühürdaroğlu, Belediye Meclis üyeleri Ahmet Erkal, Dilek Saraçoğlu, Salman Kayran, Fahri Güren Şakir Sakarya, CHP Kadın Kolları Başkanı Tülin Çalışıcı, Türk Anneler Derneği Ayvalık Şube Başkanı Dilek Yenim de destek verdi. 

“BU MESELE ÇAĞDAŞLIK VE DEMOKRASİ MESELESİDİR”

Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Cumhuriyetini oluşturan değerlerin bugün hala aynı heyecanı ve tazeliğini koruduğunu ifade eden Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, “Daha çağdaş ve demokratik bir ülke olmak için Atatürk’ün çizdiği yolda devam etmeliyiz. 5 Aralık 1934 tarihinde Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden biri gerçekleşti: Kadınlar milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip oldu. Mustafa Kemal Atatürk’ün yıllar önce Türk kadınına duyduğu inanç ve güveni ortaya koyduğu yasa ile Cumhuriyet kadınlarına demokratik haklarının verilmesi sağlanmıştı. Genç Cumhuriyet, 84 yıl önce kadınlara bu hakkı çok sayıda Avrupa ülkesinden bile önce tanıdı, fakat bir asra yaklaşan sürede istenen ilerleme ne yazık ki sağlanamadı. Kadınların milletvekili olma hakkına sahip oldukları ilk ülkelerden biri olmakla birlikte, kadın vekillerin temsil oranı ülkemizde hala yetersiz. Ülkemizde kadınların siyasette yer alma mücadelesini destekliyorum. Bu mücadele sadece bir kadın meselesi değil, çağdaşlık ve demokrasi meselesidir. Gelecek seçim dönemlerinde, ülkemizdeki çalışan ve eğitimli kadın sayısındaki artışa paralel olarak bu oranın artmasını diliyorum.” dedi.

KASAİD Ayvalık adına açıklama yapan Şube Başkanı Filiz Karayelli “Bugün 5 Aralık 2018. Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilişinin 84.yıldönümü. Hepimize kutlu olsun. Atamızı saygı ve şükranla anıyoruz.  Bundan tam 84 yıl önce 5 Aralık 1934’te Türkiye Büyük Millet Meclisinde Anayasanın 10. ve 11.maddelerinde yapılan düzenleme ile 22 yaşını bitiren her Türk kadınına seçme ve 30 yaşını bitiren her Türk kadınına milletvekili seçilme hakkı verilmiştir. Atatürk,1935 yılında Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilişi nedeniyle bu karar Türk kadınına sosyal ve siyasal hayatta bütün milletlerin üzerinde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını evdeki medeni durumunu yetki ile işgal etmiş, iş hayatının her aşamasında başarılar göstermiştir. Siyasi hayatla belediye seçimleri ile tecrübe kazanan Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle hakların en büyüğünü elde etmiştir ve onu yetki ve liyakatle kullanacaktır.” demiştir. Türkiye Cumhuriyeti‘nin ilk yıllarında,1926–1934 yılları arasında gerçekleştirilen Atatürk Devrimlerinin bir kısmı, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflemiştir. Kurtuluş savaşındaki yarattıkları kahramanlık ve fedakârlık destanlarından sonra Türk kadınları siyasal hakları için mücadele etmeye başlamışlardır. 1923’te Nezihe Muhitin’in önderliğinde kurulan Kadınlar Halk Fırkası’na kadınların seçme ve seçilme hakkı bulunmadığı gerekçesiyle izin verilmeyince parti varlığını sürdürmek için Türk Kadınlar Birliği olarak örgütlenmişler ve mücadelelerini sürdürmüşlerdir. Derneğimizin kurucusu olan  Prof. Dr. Afet İnan ‘ da Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını elde etmesinde tarihi bir rol üstlenmiştir. Atatürk’ün isteği üzerine kadının siyasi yaşama katılımıyla ilgili başka ülkelerdeki uygulamaların araştırılmasında görev almış ve yeni Cumhuriyetimizde bu hakların tesis edilmesi yolunda zemin hazırlamıştır. 3 Nisan 1930 da Türk Ocağı Merkezinde verdiği konferansta “Kadın seçim hakkını almalıdır, çünkü demokrasinin mantığı bunu gerektirir” demiştir. Kadınların  iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde mücadeleler, araştırmalar  ve düzenlemeler devam etmiş, 1930‘da belediye seçimlerine katılma, 1933‘te çıkarılan Köy Kanunu’yla muhtar ve köy heyeti seçimlerine katılma, 5 Aralık 1934’te  milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olmuşlardır. Temsili demokrasilerde, toplum adına karar alma yetkisine sahip olacak yöneticilerin kimler arasından seçileceği demokrasinin en temel konusudur ve 84 yıl önce kadınlarımızın kazandığı bu hak demokrasi tarihimizde son derece çağdaş ve ilerici bir yasal düzenleme olarak yerini almıştır. Kadınlar oy verme haklarını ilk kez 1935 seçimlerinde kullanmışlar ve meclisteki 401 sandalyeden 18’ine sahip olarak yüzde 4,5 oranında temsil edilmişlerdir. Türkiye parlamentodaki bu kadın milletvekili sayısı ile Dünya’da 2. sırada yer almıştır. Ne yazık ki! Bunun üstünden tam 84 yıl geçmesine rağmen kadın temsili yıllar içinde gereken artışı gösterememiş temsilde kadın erkek eşitliği sağlanması bir yana son olarak 2018 yılında yapılan 27.dönem milletvekili seçimlerinde ise kadınlar 600 sandalyeden 103’üne sahip olmuşlar ve siyasal karar almaya katılım oranı yüzde 17,1 olarak gerçekleşmiştir.  Ülkemizde kadınların siyasi temsilinin önünde ciddi toplumsal, siyasal ve sosyo -ekonomik engeller vardır. Kadını ötekileştirme, toplumsal rolünü ev ve aile ekseninde tutma, bu dar alanda bile karar alıcı değil, rıza gösteren, hizmet eden ve “gerektiğinde” baskı ve şiddet uygulanabilen bir figür haline getirme anlayışının toplumsal hayatta kendisine yer bulabilmesi, kadının çalışma hayatında önündeki engeller ve kadının siyasi arenada yer almasının desteklenmemesi bu sonucu doğurmaktadır. Yine görüyoruz ki siyasi partilerde kadınların önünü açacak ve temsilde kadın erkek eşitliğini sağlayacak düzenlemeler de göstermelik olmaktan öteye geçememektedir. Oysa siyaset demek yaşam demek, varoluş demek, vatan, gelecek demek. Hedefimiz; kadının siyaset, iş, ekonomi, bilim, sanat hayatındaki rolünü, bu alanlardaki fırsat eşitliğini tartışmak, kadının akademik ve beceri olarak kendisini yetiştirmesini, donanım kazanmasını ve bu alanlara yön vermesini, siyasette eşit temsilini mümkün kılmak olmalıdır. Çünkü kadının güç, zeka, yetenek ve birikimine gereken değer verilmeden, toplumsal kalkınmanın ve refahın tam olarak tesis edilmesinden söz edilemez. Biz kadınlar olarak siyasal haklarımızı kullanmak için mücadele edip, mutlaka siyasette söz sahibi olmalıyız. Geleceğimizi belirlerken biz de varız demeliyiz. KASAİD Ayvalık olarak; önümüzdeki yerel seçimlerde yüzde elli kadın temsilini sağlamak adına tüm kadınlarımız ile toplumsal kesimleri ve siyasi partileri göreve çağırıyoruz” dedi.