Nilgün KAYA
Ayvalık’ın tarihi Çamlı Manastırının defineciler tarafından kazıldığını tespit eden, kentte ve yurt genelinde yakın tarih ve arkeoloji üzerine araştırmalar yapan Taylan Köken, tarihe ve kültüre yönelik geri dönülemez tahribatı ‘Define terörü’ olarak tanımladı ve “Talan hızla devam ediyor. Bu define terörü son yıllarda maalesef Ayvalık’a da gelmiş durumda” dedi.
Cunda (Ali Bey) Adası’nın çamla kaplı olan en yüksek tepesinin kuzey tarafında bulunan Taksiyarhis ta Çamya (Çamlı) Manastırında kazı yapan defineciler, tarihi manastıra zarar verdi. Yaklaşık 248 yıllık tarihi manastır, onarım beklerken gün geçtikte artan tahribatla karşı karşıya kaldı. Definecilerin talanına ilişkin Ayvalık’ta ki son veri ve uyarı üniversite öğrencilerinden geldi.
ÜNİVERSİTELİ ÖĞRENCİLER TALANI YERİNDE TESPİT ETTİ
Balıkesir Üniversitesi Ayvalık Meslek Yüksek Okulu Mimari Restorasyon programı 2. Sınıf öğrencileri, Arkeoloji ve Sanat Tarihi dersleri kapsamında ilçe genelinde teknik gezi gerçekleştirdi. Cunda Adası’ndaki gezide, antik yerleşim kalıntılarının da yer aldığı bölgedeki Ai Dimitri manastır şapelinde defineci tahribatını belgeleyen üniversiteliler, kazıların bu sene yapıldığını belirterek yetkililerden önlem alınmasını talep etti.
“BİZLER BU COĞRAFYANIN VE KÜLTÜRÜN BEKÇİLERİYİZ”
1770 yılında yapıldığı düşünülen 1,5 dönümlük bir arazinin üzerine kurulu Çamlı Manastırındaki tahribatı belgeleyen Taylan Köken, ““Son yıllarda tüm ülkemizde olduğu gibi antik yerleşimler, eski kalıntılar, Arkeolojik SİT alanları eski olsun yeni olsun defineci terörüne açık kalmaktadır. Gözden uzakta nerede bir kalıntı ve tarihi bakiye varsa, burası cahilce talan ediliyor. Kayalık alanlar dinamitle patlatılıyor, tahrip ediliyor… Koskoca doğal kayaların altında define aramak normal insanların düşüneceği bir durum değildir ama talan hızla devam ediyor. Bu define terörü son yıllarda maalesef Ayvalık’a da gelmiş durumda. Mübadele sonrası buradan ayrılan Osmanlı Rum vatandaşlarının hepsi çok zengin ve hepsi geriye dönecekler diye tüm altınları evlerine veya bahçelerine gömmüş diye bir inançları vardır. Halen bunca yıl geçmesine rağmen her Ayvalık evinde define olduğuna inanılmaktadır. Bu saçma sapan boş bir inanma. Bir söylentiden öteye geçmemektedir. Oysa kimse zengin kişilerin varlıklarını yanında götürdüğünü düşünmemektedir. Yine manastır gibi rahiplerin münzevi bir hayat için çekilmiş olduğu dini yapılarda define aramak da sanırım sadece hırslı, mantık aranmayacak bir terördür. Bu terörden özellikle gözden uzak mekanlar tahrip olmaktadır. Cunda Adasındaki Taksiyarhis ta Çamya Manastırı büyük tahribata uğramıştır. Yine Cunda girişinde Pordoselene veya Nesos olarak isimlendirilen antik kentin batısında kalan bir tepenin üzerindeki Ai Dimitri Manastırı şapeli son yıllarda kazılmakta. Ayvalıklıların Tımarhane Adası olarak isimlendirdiği Hakkıbey Yarımadası üzerindeki Aya Paraskevi Manastırının şapeli de defineciler tarafından delik deşik edilmiştir. Defineci terörü öyle boyutlara ulaşmıştır ki Lale Adasında bulunan 20-30 yıl önce kayaya yapılan bir kabartma bile antik zannedilerek kaya sökülerek çalınmıştır. Çevrede bulunan insanların çok uzak olduğu tüm arkeolojik Sit alanları kazılmaktadır. Yapılaşmayla tahrip edilmekte yok olmaktadır. Bizler bu coğrafyanın ve kültürün bekçileriyiz. Görevimiz onları yok etmek değil var etmek ve gelecek kuşaklara taşımaktır. Yetkililerin görevi ise bu alanların korunması için gereken önlemleri almak, duyarlı kişilerin ihbarlarını değerlendirerek takipçi olmaktır. Bir önemli husussa Türkiye’de detektör satışlarının derhal durdurulması ve satışının yasaklanması bulundurmanın dahi ağır cezalara tabi tutulması zorunluluğudur. Bu önlem yasa takipçilerinin işini kolaylaştıracaktır. Çünkü tüm bu define terörü detektörlerle yapılmaktadır.”dedi.