Nilgün KAYA
Geçtiğimiz hafta Emine Bulut’un Kırıkkale’den yükselen ‘Ölmek istemiyorum’ çığlığına sessiz kalmayan ve kadına yönelik şiddete tepki gösteren Ayvalık Bağımsız Kadın İnisiyatifi, Ayvalık Cumhuriyet Meydanı’nda yaptığı açıklamada, kadın cinayetlerinin sona ermesini, 6284 No’lu yasa ve İstanbul sözleşmesinin uygulanmasını talep etti.
‘Katledilen kadınlar isyanımızdır’, ‘Kadın cinayetleri politiktir’ ‘Katiller hanemizde’, ‘Aileyi değil kadını koru’ , ‘Boşanmayı değil cinayeti engelle’ , ‘Kadın, yaşam, özgürlük’ , ‘Yasayı uygula cinayeti engelle’ ‘Erkek adalet değil gerçek adalet’ sloganları atan kadınlar, kadın cinayetlerinin son bulmasını istedi.
“SORUMLULUK MEVKİNDE OLANLAR TİMSAH GÖZYAŞLARI DÖKERKEN BU KADINLAR BİRER İKİŞER ÖLDÜRÜLDÜLER”
27 Ağustos Salı günü yapılan açıklamada, “Hepimiz Türkiye kadın olmanın nasıl bir şey olduğunu bir kez daha hatırladık. Emine Bulut’un ölümüne tanıklık ettikten sonra Tuğba Erkol’un kocası tarafından namus gerekçesiyle öldürüldüğünü öğrendik. Aynı gün Özgecan Aslan’ın kuzeninin vahşice katledildiğini, 19 yaşındaki Merve Kotan’ın ayrılmak istediği erkek arkadaşı tarafından pompalı tüfekle öldürüldüğünü okuduk. Sonra Gaziantep’ten Dürdane’nin haberi geldi. Ayrıldığı eşi tarafından doğum yaptığı hastanede 7 yerinden bıçaklanmıştı. Malatya’da 23 yaşındaki Kader’de boşanmak istediği için eşi tarafından vurulmuştu. Samsun’da eşinden kaçıp baba evine sığınan bir kadın babası tarafından annesi ile birlikte öldürülüştü. Sorumluluk mevkiinde olanlar timsah gözyaşları döküp şiddeti kınarken bu kadınlar birer ikişer ardı ardına öldürüldüler. Türkiye’de 2018 yılında 440 kadın öldürüldü. Son 11 yılda 2714 kadın erkekler tarafından katledildi. Bu rakam sadece medyaya yansıyanlar. Gerçek sayının çok daha fazla olduğundan kuşkumuz yok” denildi.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR”
Boşanmak veya erkek arkadaşından ayrılmak isteyen kadının, kocası babası sevgilisi ve devlet tarafından sindirilmeye çalışıldığı belirtilen açıklamada, ‘ Toplumu sarsan her kadın cinayetinin ardından ‘idam istiyoruz’ diye bağıranlar ile kadınları öldürenler aynı şiddet anlayışından besleniyor. Mevcut ceza yasalarını uygulamak yerine idam cezası isteyenler kadınların kazanılmış haklarına utanmadan göz dikiyor. Kadın cinayetleri salgının asıl nedeninin kadın erkek eşitsizliği ve bu eşitsizliği yaratan besleyen politikalar olduğunu gizlemeye çalışırken idam cezasını çözüm diye sunaya çalışıyorlar. Oysa biz, kadına yönelik şiddetin var olan kanunların uygulanmasıyla önlenebileceğini biliyoruz. Tam da bu yüzden İstanbul sözleşmesi yaşatır diyoruz” denildi.
2014 yılında yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi şöyle;
- a) kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak;
- b) kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak;
- c) kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak;
- d) kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak;
- e) Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak.