‘TÜRKÇE’NİN SULTANI’ 3 GÜNLÜK SEMPOZYUMLA ANLATILIYOR

Nilgün KAYA

Ayvalık İlçe Halk Kütüphanesi, ‘Ayvalıklı Yazarlar Dermesi’nin 2’ncisini Dilbilimci ve yazar Feyza Hepçilingirler adına düzenledi. Sempozyumun ilk gününde, Feyza Hepçilingirler ‘in ‘Türk Dili Hassasiyeti’  ele alınırken yazarın Ayvalık’ta yaşadığı eve anı plaketi yerleştirildi.

Okurları arasından oluşturulan gönüllü bir komisyonun da desteği ile Ayvalıklı Yazarlar Dermesi Oluşturma Programı başlatan Ayvalık İlçe Halk Kütüphanesi,  Yazar-Çevirmen Ahmet Yorulmaz’ın ardından Ayvalıklı Dilbilimci ve Yazar Feyza Hepçilingirler adına sempozyum düzenledi.

Kaymakam Gökhan Görgülüarslan, Ayvalık Belediye Başkan vekili Ersan Bahar, Kütüphane Müdürü Aygül Öncel Şahin’in yanı sıra Yazar Feyza Hepçilingirler, Yazar Sevsen Aslantepe ve vatandaşların katıldığı etkinlikte, emeği geçen herkese teşekkür eden Ayvalık Halk Kütüphanesi Müdürü Aygül Öncel Şahin,  Ayvalıklı Yazarlar Dermesi projesindeki hedefin  ‘şehri, şehir yapan, şehre değer katan hayatlarla’  temas kurmak, onları yeniden hatırlamak ve hatırlatmak için çalışmalar yürütmek olduğunu söyledi.

 

“YEREL DERME OLUŞTURMA SORUMLULUĞUMUZU YERİNE GETİRİYORUZ”

Şahin, “Yasal görevlerimizden biri olan ‘Bulunduğu bölgenin kültürel, sosyal, tarihi ve ekonomik yapısı ile ilgili yerel derme oluşturma ve hizmete sunma’ sorumluluğumuzu yerine getirmek üzere mesai arkadaşlarım ve kütüphanemiz gönüllüleriyle bu doğrultuda çalışmalar yürütmek üzere kollarımızı sıvadık. Kütüphanemiz okurlarının desteği ile hazırlanan “Ayvalık Konulu Belgeler Bibliyografyası” çalışmasının ardından, kütüphanemiz okurları arasından gönüllü bir komite oluşturduk. Bu komite ile 2019 yılı boyunca sürdürülecek; paneller, sunumlar ve sergilerle güçlendirilmiş, “Yerel Derme Oluşturma” hedefli bir dizi etkinlik planladık. Bu bağlamda  ‘Ayvalıklı Yazarlar Dermesi Oluşturma Programı’nın ilk etkinliğini, 2019 Nisan ayının ilk haftasında, vefatının 5. yılında Ayvalık’ın simge isimlerinden olan Ahmet Yorulmaz’ı üç gün süren paneller, sergiler, okuma etkinlikleri ve gezilerle başarılı bir şekilde anarak gerçekleştirdik. Bu etkinliğimizin hemen ardından komisyonumuza eklenen yeni üyelerle birlikte, bu yıl içinde gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz ikinci etkinliğimiz olarak “Feyza Hepçilingirler Günleri” programı çalışmalarına yoğunlaştık. Hepinizin bildiği üzere dil, kişiler ve kültürler arasında iletişimi ve etkileşimi sağlayan, kültürlerin en önemli aktarım aracıdır. Canlı bir varlık olan dil, uzun ve köklü bir geçmişe sahiptir. Belli kurallar çerçevesinde günü-müze taşınan dilin şekillenmesinde sanatçıların, kalem ustalarının büyük katkıları olmuştur. Sevgili Feyza Hep-çilingirler de Türkçe dilinin yanlış kullanımına, yazmış olduğu kitaplarla, öğretmen olarak vermiş olduğu derslerle, basın kuruluşlarındaki köşe yazılarıyla ve katılmış olduğu yüzlerce söyleşisiyle karşı durmuş, gerçek bir Türk dili emekçisidir. Kütüphanemiz etkinliklerine her zaman katılarak destek veren, Ayvalıklı olmaktan ve Ayvalık’ı sevmekten gurur duyan Feyza Hepçilingirler hocamızı, layıkıyla onurlandırmak en büyük hedefimiz oldu.” dedi.

“DÜŞÜNCEYİ BİÇİMLENDİREN DİLDİR”

Türkçe üzerine engin bilgisi ile dilimizin özelliklerine ve güzelliklerine ışık tutan Feyza Hepçilingirler’in Türkçe üzerine hassasiyeti panel ile ele alındı. Feyza Hepçilingirler’in Türk Dili Hassasiyetinin ele alındığı panelin moderatörü Gazeteci Serhan Yedig, “Şunu özellikle vurgulamak gerekiyor ki 40 yıllık serüvenin sonunda 5 farklı dile çevrilen ve son 6-7 yılda hakkında 5 yüksek lisans tezi yazılmış bir yazarla birlikteyiz. Bu etkinliğin güzel yönü şu; Ayvalık kültür tarihi ve zenginliklerini ele almak için bugüne kadar pek çok etkinlik yapıldı ama bunlar hiç kayda geçmedi. Bu etkinliği organize edenler buradaki konuşmaları ve bilgileri kayda alıyorlar. Sadece bu salondakiler değil geleceğin merakı okurları da bu bilgilerden yararlanabilecekler. Feyza Hepçilingirler’in en çok konuşulan ve 48 baskı yapan kitabı Türkçe OFF kitabı. Biz de bu noktadan başlayacağız kendisini ele almaya.  Feyza Hanımın dil üzerine yazdığı birkaç cümleden bahsetmek istiyorum. ‘Üstüne titrediğimiz bir anadilimiz olsaydı başkaca sahip olduklarımızın üzerine de titremez miydik?’ ‘Ne kadar konuşuyor, ne kadar yazıyor, nasıl anlatıyorsa o kadardır insan. Daha fazla değildir. Düşünceyi biçimlendiren dildir çünkü. Hiç kimse dil olmadan düşünemez.’ Feyza Hepçilingirler’in dil hassassiyetini aynı kuşaktan çıkan iki yazar ve dilbilimci değerlendirecek. “ dedi.

“OSMANLI, GERİDE TÜRKÇE AÇISINDAN KOCAMAN BİR DİL MEZARLIĞI YARATTI”

Feyza Hepçilingirler’den çok şey öğrendiğini söyleyen Emekli Öğretim Üyesi Dr. Kemal Ateş, “Feyza hanımı ‘Türkçe’nin sultanı’ diye tanımladılar ki çok doğru ama erkek olsaydı ben, ‘Türkçe’nin Nasreddin Hoca’sı derdim. Ulu kadın demektir. Türkçe dünyanın en talihli hem de en talihsiz dili. Değimleriyle, 160’ı bulan ekiyle hiçbir dille kıyaslanamayacak bir gücü var. First Lady’nin karşılığını bulabilirsiniz 12. Yüzyıl Türkçesi’nde.  Ama dünyanın en talihsiz dili. Osmanlı’da başladı bu talihsizlik. Osmanlı, geride Türkçe açısından kocaman bir dil mezarlığı yarattı. ‘Lisan-ı avam’ diyerek. Feyza Hanımı hangi koşullar ortaya çıkardı? Bugün de durumumuz o ‘lisan-ı avam’ denilen günlerden farklı değil. Türkçe için savaşacak bir kurum kalmadı. Meydan boş kaldı. Feyza Hanım işte böyle bir zamanda ortaya çıktı. Dil yanlışlarını düzelten yanlışların bir tarihçesi var. Feyza Hanımın farkı mizah. Çok tatlı, çok yerinde kullanıyor mizahı. Yemek tarifi verir gibi veriyor bazı konuları. Bir diğer farkı da öykü ve romancı olması. Öykücü ve romancılığını riske atarak dil yazıları yazdı. Çünkü ortada gerçekten kötü bir kavga var.  Dili içeriden görebiliyor. Bu çok önemli. Romanlar ve öykücülüğünden gelen bir yan ile halka kulak veriyor, dille boğuşuyor ve dili içeriden görüp, gösteriyor.” Dedi.

“TÜRKÇE’NİN HAYRAN OLUNASI BİR İÇ MANTIĞI VE YÜZYILLARIN HOYRATLIĞINA DAYANAN BİR SAĞLAMLIĞI VAR”

Araştırmacı Yazar Yusuf Çotuksöken, “Feyza Hepçilingirler, en güçlü iletişim aracımızın dil olduğunu belirterek, dilin öğrenme ve öğretme alanı olduğuna dikkat çekti. Dil yanlışlarından nasıl kurtulabileceğimizi bu kitaplar aracılığı ile öğrenebiliriz. Ana dil ya da ortak dilimizi en iyi şekilde bilmek, en iyi şekilde yazmak ve konuşmakla yükümlüyüz. Feyza Hepçilingirler, ‘Türkçe yoksul, zavallı, yüzüne bakılmaya değmez bir dil değil’ diyor ve böyle söyleyenlere şiddetle tepki gösteriyor. ‘Türkçe’nin hayran olunası bir iç mantığı ve yüzyılların hoyratlığına dayanan bir sağlamlığı var’ diyor. Feyza hanım yazı ve kitaplarıyla, okurlarında Türkçe üzerine duygu ve düşünce uyandırmaya çalıştı” dedi.

“YAZARIMIZIN YAŞADIĞI EVİN SOKAĞININ İSMİNİ

Heykeltraş Eyüp Öz tarafından yapılan anı plaket töreninde konuşan Aygül Öncel Şahin, “Ayvalıklı Yazarlar Dermesinin ikincisini Feyza Hepçilingirler için yaptık. Ayvalık’a değer katmış isimler bizim için de değerli. Feyza Hanımın kendisinin ve yapıtlarının değeri de tartışılamaz. Arzu ediyoruz ki başvurumuzu da yaptık. Şu sokağın adının Feyza Hepçilingirler Sokağı olması. Bunun hepimizi mutlu edeceğini düşünüyorum” dedi. Ayvalık Belediye Başkan Vekili Semih Varol, Feyza Hepçilingirler’e Ayvalık’a kattığı değer için teşekkür etti.

“AYVALIK’IN SUYUYLA YOĞRULDUM”

Yazar Feyza Hepçilingirler, ‘İnsan doğduğu yerde peygamber olmaz diye bir laf var. Ben oldum çünkü gerçekten doğduğum yerde değerimin bilinmesi beni inanılmaz derecede mutlu ediyor. Ayvalık benim için çok başka bir anlam. İnsanın anayurdu çocukluğudur der bir yazar. Bu anlamda benim çocukluğum Ayvalık. 15 yıl ki insanın hem sanatsal hem zihinsel oluşumu bu temele dayalıdır. İlk 15 yıl hayatta çok belirleyicidir. Ben de Ayvalık’ın suyuyla yoğruldum. Ayvalık’ın adı geçtiğinde benim yüreğim titrer. O yüzden benim için çok anlamlı bir gündü” dedi.

19 Ekim tarihinde sona erecek etkinlikte, Yazarın yaşadığı eve de anı plaketi yerleştirildi.  Feyza hanımı anı plaket töreni sırasında Ressam Bedri Karayağmurlar, Yazar arkadaşı Recai Şeyhoğlu ve İzmir Karataş Lisesi’nden 76 yılında mezun ettiği öğrencileri de yalnız bırakmadı.