Nilgün KAYA
Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği Ayvalık Şubesi, Türk Medeni Kanununun kabul edilişinin 94. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Türk Medeni Kanunu kadınlar için milattır” dedi.
KASAİD Ayvalık Şube Başkanı Filiz Karayelli açıklamasında, “ Kadın hakları uzun yüzyıllardır dünyada evrensel bir sorun olarak yer almıştır. Kadınlar hep erkeklerden sonra gelmiş, ikinci plânda kalmışlardır. Kadın problemi, erkeklerin kadınlar hakkındaki aşağılayıcı görüş ve anlayışından doğmuştur. Osmanlı imparatorluğunda kadının alınıp satıldığı pazarlar mevcuttu. 1848’de yabancı devletlerin baskısı ile kölelik resmen kaldırıldı. Ama gizli olarak köle alım satımı devam etti. Osmanlılarda yapılan sayımlarda kadınlar yok sayılarak erkek nüfus sayılmıştır. Çok eşlilik kurumu şeriatça onaylanmıştı. Evlenmede kadının isteği söz konusu değildi. Boşanma erkeğin iradesi ile olurdu. Mirasta ve şahitlikte kadının iradesi ve ifadesi erkeğin yarısı kadardı. Kadın peçe ve çarşafla örtünmekte, kafes hayatı yaşamaktaydı. Eğitim hayatı sınırlıydı. Ekonomik alanda çalışma özgürlüğü yoktu. Daha sonraki yıllarda ise kadınlar hakları konusunda mücadele etmişler, isteklerini çeşitli platformlarda ortaya koymuşlardır. Ancak ilk kez bu konuyu bir devlet adamı olarak ele alan ve köklü değişiklikler yapan Mustafa Kemal Atatürk olmuştur. Ona göre kadın hakları tanınmadıkça Türk ulusunun sosyal hakları gerçekleşmezdi. Atatürk, ulusal bağımsızlık savaşında bütün varlıklarını ortaya koyan kadınların, sosyal hayatta hak ettiği yeri ve görevi almasının zamanı geldiğine inanıyordu. 1923’te Mustafa Kemal kadının önemini vurgulayan konuşmalar yaparak kadınların erkeklerle aynı seviyede olmasını, kalkınmanın birlikte gerçekleşeceğini vurgulamıştır. Mustafa Kemal birinci planda kadının haklarını ortaya koyacak olan Türk Medeni Kanunu üzerinde durmaktaydı. 1924’te 26 hukukçudan oluşan komisyon İsviçre Medeni Kanunu’nun Türk gereksinimlerine göre uygulanması amacıyla çalışmaya başladı. 17 Şubat 1926 da 937 maddelik yasa TBMM de kabul edildi ve 4 Ekim 1926 da yürürlüğe girdi. Türk Medeni Kanunu kadınlar için milattır.1924 Anayasası’nın getirdiği hür ve demokratik yapının doğal bir sonucu ve onu tamamlayıcı bu kanun ile kadınlar önemli haklar elde etmiştir. Birden fazla kadınla evlenmek kalkmış ve resmi nikâh zorunluluğu getirilmiştir. Kadınlar evlenme ve boşanmada söz sahibi olmuşlardır. Kızlar çeşitli kurumlarda görev almaya başlamışlar ve istedikleri mesleğe girme hakkı ve miras konusunda erkeklerle eşit haklara sahip olmuşlardır. Mahkemede tanıklık yapma ve boşanmada eşitlik sağlanmıştır. Türk kadını; Medeni Kanunu’nun kabulüyle ekonomik, sosyal ve hukuksal alanda erkeklerle eşit haklara sahip olmuş, ancak siyasi ve demokratik alanda kadın erkek eşitliği 1930’da belediye seçimlerinde oy verme ve seçilme, 1934’te milletvekili seçme ve seçilme hakkı verilerek sağlanmıştır. Türk Medeni Kanunu, Atatürk devrimlerinin temeli, dinsel hukuk düzeninden laik hukuk düzenine geçişin belgesi, bir hukuk ve uygarlık anıtı olarak kabul edilmektedir. Türk Medeni Kanunu, 75 yıl sonra 2001 yılında yapılan değişikliklerle kadınların talepleri doğrultusunda yeniden şekil alsa da ilk atılan adım önemini her zaman koruyacaktır. Bizler Türk kadınları olarak, Atatürk’ün getirdiği, bize kişiliğimizi ve onurumuzu armağan eden, haklarımızı veren, Türk Medeni Kanunu’nun temel ilkelerini her zaman koruyacak, gelecek nesillere taşıyacak ve bunlardan asla ödün vermeyeceğiz” dedi.