Nilgün KAYA
Ayvalık Küçükköy Mahallesi, Murat Reis- Süner Sitesi yakınlarında 19 Eylül’de meydana gelen orman yangını, Ayvalık Kent Konseyi tarafından düzenlenen toplantıda ele alındı. Yangın sonrası Orman ve Elektrik Mühendisleriyle birlikte alanda inceleme yaptıklarını kaydeden Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun, yangın çıkmaması ve yangın sonrasında yapılması gerekenlere dikkat çekti.
Enerji Nakil Hattından kaynaklandığı ifade edilen bir orman yangını sonrası Büyük Park’ta, ilçedeki sivil toplum kuruluş temsilcileri, Ayvalık Belediyesi ve vatandaşlarla bir araya gelen Ayvalık Kent Konseyi, yangın bölgesinde yaptıkları inceleme sonuçlarını paylaştı.
“AĞAÇLARIN YANMA ŞEKLİ YANGININ ŞİDDETİNİ GÖSTERİYOR. ÇALIŞMALARA KTILANLAIN BÜYÜK BİR ÖZVERİ İLE ÇALIŞTIKLARI ANLAŞILIYOR”
Orman Mühendisleri Vehbi Tutmaz, Naim Pelivan ve Elektrik Mühendisi Suat Şerifeken’den oluşan ekiple incelemeler yapıp tespitlerde bulunduklarını açıklayan Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun, “Ayvalık daha önceki yıllarda olduğu gibi akciğerlerinin bir kısmını ne yazık ki yine kaybetmiştir. Her şeye rağmen yaşam kendini yenileyecektir. Ayvalık ilçesi ve özellikle Hakkı bey Yarımadası , Ayvalık Adaları Tabiat Parkı alanları yangınlara birinci derecede hassastır ve bu alanda geçmiş yıllarda da orman yangınları meydana gelmiştir. 03.07.2006 tarihinde Şeytan Sofrası yangınında 168 hektar, 17.08.2017 tarihinde ise yine Hakkı Bey Yarımadası Cennet Koyu yangınında 20 hektar ormanlık alan zarar görmüştür. Ayvalık İlçesi, Küçükköy Mahallesi, Murat Reis- Süner Sitesi yakınlarında 19.09.2020 tarihinde saat:21.27 sıralarında Enerji Nakil Hattından kaynaklandığı ifade edilen bir orman yangını başlamıştır. Doğrudan müdahale edilen yangın 20.09.2020 tarihi saat 03.00 sıralarında büyük oranda kontrol altına alınmıştır. Yangının genel alanı 53 hektar (=530 dönüm=Dekar) civarındadır. Ağırlıklı olarak Kızılçam ağaç türü ile kaplı olup Ayvalık Orman İşletme Şefliği, Ayvalık Adaları Tabiat Parkı ve MİT Kurumuna tahsis edilen alanda etkili olmuş, bina ve tesisler bu yangından etkilenmemiştir.. Ağaçların yanma şekli ve yangının seyri ile devam süresi yangının şiddetini açıkça göstermektedir. Çalışmalara katılanların büyük bir özveri ile çalıştıkları da anlaşılmaktadır. Oluşturulan ekip yangınının değerlendirmesinde yangın çıkmaması için ve yangın sonrasında olmak üzere iki ayrı başlıkta değerlendirme yapılmıştır.”
“YANGIN ÇIKMAMASI İÇİN ENERJİ NAKİL HATLARI YERALTINA ALINMALI”
Geçmiş yıllarda özellikle şiddetli rüzgar olan günlerde yine Enerji Nakil Hatlarından yangınların çıktığı bilinmektedir. Alan insan yoğunluğunu ve bunun sorunlarını birebir yaşamaktadır. Bilindiği gibi dünyada gelişmiş olarak nitelendirdiğimiz birçok ülkede şehirlerin içinde elektrik dağıtım sistemi havai hatlar yerine yer altı kabloları ile yapılmaktadır. Direkler ve havai hatlar vasıtasıyla yapılan elektrik dağıtımı tesisi yeraltına döşenen kablolarla yapılan dağıtım sistemine göre hayli ucuz olmakla beraber birçok tehlikeyi de yanında taşımaktadır. Bu dağıtım şeklinde enerjinin kesilmeden akıtılması atmosferik koşullara bağlıdır. Kötü hava koşulları, buzlanma, şiddetli rüzgardan ve yağmurdan etkilenme durumu , havai hatların kopmasına ve elektrik enerjisinin hatlar üzerinden akıtılmasını imkansız hale getirmektedir. Havai hatların ağaçların üzerinden geçmesi de önemli olaylara neden olmaktadır. Şehirler arası yüksek gerilimli hatlar ormanlık arazilerden geçirilirken hatların altlarında kalan orman bölümleri genişçe bir şerit şeklinde ağaçtan arındırılır. Ancak şehir içlerinde havai hatlarla yapılan elektrik dağıtımında bu işlem yapılamamakta, tellerin altındaki kalan uzamış ağaçlar zaman zaman budanmak suretiyle önlem alınmaya çalışılmaktadır. Özellikle fırtınalı havalarda ağaç dalları arasında kalan tellerin birbirine temas ederek ark a neden olması kaçınılmazdır. Bunun yanında , üstünden havai hat geçen ağaçların da , tellerin rüzgar nedeniyle birbirlerine temas ederek oluşan ark nedeniyle erimesi ve kızgın eriyiğin üzerlerine düşmesi sonucu alev alması da kaçınılmaz olmaktadır direkler arasına gerilen iletken tellerin sarkması ve bunların eski haline getirilmesi için çalışma yapılmamasıdır. Ülkemizde daha önceleri bir devlet kurumu olan Türkiye Elektrik Kurumu’nun bir bölümü eliyle tesis edilen ve işletilen şehir içi elektrik dağıtım işleri özel sektöre devredilmiştir. Özel sektör kar etme düşüncesi ile Ayvalık Adaları Tabiat Parkına yatırım yapmadığını görmekteyiz. Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nın, ilgili kurumlarca mümkün olduğu oranda alanı gözetlemek üzere kamera sistemlerinin kurulması gereklidir. 28 Nisan 2018 Tarihli Resmi gazetede yayınlanan ve Orman Yasası 69. Maddesinde yapılan bir değişiklikle Orman Yangınlarında “Gönüllülük” sistemine geçilmiştir. Yangınlara katılmak isteyenler gerekli eğitimler ve donanımları temin etmek için Orman İdaresine başvurmaları gerekmektedir. Orman içi ve bitişiğinde bulunan binaların çatı, pencere malzemeleri , çevre ve peyzaj düzenlemesi gibi çalışmalarda yangınların dikkate alınması olmazsa olmazlardandır.”
“YANGIN SONRASINDA ASIL YAPILMASI GEREKEN EKOSİSTEMİN KENDİSİNİ ONARMASINA FIRSAT TANIMAKTIR”
“Orman yangınları ekosistemin bir parçasıdır. Milyonlarca yıldır her tür etkiye karşı varlığını başarı ile sürdürebilen bu sistemin yangınlara maruz kalması halinde, biraz da kamuoyu baskısına karşın bir an önce iş makineleri kullanılarak ağaçlandırma çalışmalarına başlanmakta ve yaraların hemen sarıldığı ifade edilmektedir. Asıl yapılması gereken ekosistemin kendisini onarmasına fırsat tanımaktır. Ağaçlandırmadan önce ormanlaştırma asıl hedef olmalıdır. Tepelerde tohum taşıyan eski ve yeni kozalaklar bulunmaktadır. Yanan bölgenin yaklaşık 40 hektarlık alan tabiat parkı alanı olması nedeniyle teknik ve arazi çalışmalarında ağaç dikimi çalışmaları yapılmamalıdır. Tabiat parkı ve diğer alanlarda kızılçam hem tepe ve özellikle toprakta stok bulunduğundan yanan alanlarda ekim ve dikime (ağaçlandırma) gerek olmadan gençleşmesi mümkün görülmektedir.2017 yılı ağustos ayında çıkan yangın sonrası ağaç dikimine rağmen kızılçam ve diğer bitki türlerinin (ağır toprak tahribatına rağmen) alanı kapladığı görülmektedir. Yanan alanların en az bir yıl korumaya alınarak gözlenmesi artık zorunlu bir hal almıştır. Orman yangınlarından etkilenen alanlarda yapılacak teknik çalışmaların planlanmasında (Ağaçlandırma, gençleştirme vb) bu tür alanlarda her tür farklı şarta rağmen varlığını milyonlarca yıldır sürdürebilen bitki örtüsünün varlığını sürdürme çabasına ve ağaçların evrimleşen genlerine saygı duymak zorundayız. Yangının oluşturduğu zararı doğa telafi eder, ancak insanın verdiği zararı ne yazık ki doğa telafi edemiyor. Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nda 5 adedi endemik olmak üzere 752 bitki türü mevcuttur. Bu zengin ekosistemi tek bir türe çevirme hedefi doğanın kurallarına da aykırıdır, orta ve uzun vadede bu durum farklı sorunları (yangın, hastalık vb) gündeme taşıyacaktır. Yangına konu olan alan koruma altına alınıp izlenmelidir. Bu alanda tarım/orman arakesitinde, yangına alanı sınırlarında, yol ve yangın emniyet şeritlerinde şaşırtmalı 5-7 sıra servi ile ayırma zonu oluşturulması da uygun olacaktır. Bizler Ayvalık’ta yaşayanların ve tüm yaşam savunucularının sesi olarak buradan diyoruz ki Özellikle Tabiat Parkı plan kararlarına göre doğal yapıyı değiştirici hiç bir faaliyete ; yanan alanın örtüsünü tahrip edici çalışmalara izin vermeyeceğiz. Belediye Başkanımızın dediği gibi bu alanını bir karışını bile aç gözlü rantçılara teslim etmeyeceğiz.” dedi.