AYVALIK ÖĞRENCİ SENDİKASI; “GELECEĞİMİZİ HEP BİRLİKTE KURTARALIM”

Nilgün KAYA

Ayvalık Öğrenci Sendikası, 17 Kasım Uluslararası Öğrenciler Günü’nde 23 il ile birlikte eş zamanlı basın açıklaması düzenledi.

Ayvalık’ta Poyraz Açıkdilli başkanlığında oluşturulan Öğrenci Sendikası (Öğrenci-Sen) Türkiye’deki öğrencilerin yaşadığı sorunları yaptığı açıklamayla kamuoyu ile paylaştı.

Fotoğraf: Yüksel Kalkan

“17 KASIM, NAZİLERİN IRKÇI POLİTİKASINA KARŞI ÇIKAN ÖĞRENCİLERİN ONURLU MÜCADELESİ İLE ÖLÜMSÜZLEŞTİ”

Açıklamada, “Bizler diplomalı işsizler ve ömür boyu yoksul olmamak için geleceğimizi kurtaralım. Bugün, on yıllar önce Nazilerin ırkçı, ayrımcı politikalarına ve toplama kamplarına karşı çıkan öğrencilerin onurlu mücadelesi sayesinde ölümsüzleşti. Nazi iktidarının emriyle Çekyalı 9 öğrenci ve pek çok akademisyen 17 Kasım 1939’da mahkemeye bile çıkarılmadan idam edildi, 1200’den fazla öğrenci tutuklanarak toplama kamplarına gönderildi. Daha sonra bu acı günün anısına 17 Kasım, öğrenci kuruluşlarının çabası sayesinde Uluslararası Öğrenciler Günü olarak tanındı.Öğrenciler için çok değerli olan bugünde Öğrenci Sendikası üyelerini ülkenin dört bir yanında bir araya getiren şey ise yıllara rağmen aynı kalan, hatta gittikçe büyüyen geleceksizlik, yoksulluk ve işsizlik düzenidir. “

Fotoğraf: Güner Oskan

“Biz bu ülkenin geleceği denen ama daha kendi geleceği olmayan milyonlarız. Bizim için zaten zor olan yaşam koşulları, salgınla birlikte katlanılmaz hale geldi. KYK bursumuz yetmediği için çalışıyorduk, iş yerlerimiz kriz sebebiyle kapandı ve artık çalışamıyoruz. Öğrenci evlerimizin kirasını oturmasak da ödemek zorundayız. İkinci öğretim harçlarımızı okula gitmesek de ödemek zorundayız. Derslere bağlanmaya çalışırken harcasak da, internet ve telefon faturalarımızı ödemek zorundayız. Hayatımız mağdur olmakla, ücret ödemekle, gelecek kaygısı duymakla geçiyor. Eğitim niteliksizleşiyor, eğitim paralılaşıyor, aradığımız eğitime ulaşılamıyor. Genç işsizliğin ülke tarihinde rekorlar kırdığı bu zamanlarda çözüm üretmesini istediğimiz yetkililer, daha geçen hafta okurken çalıştığımız kısa süreli işlerde sahip olduğumuz sosyal hakları bir yasa teklifiyle bizden söküp almaya çalıştı. Salgının yükü yetmedi, okullarımız bizi sınavda gözetleyebilmek için odamıza kamera kurmamızı istedi. Salgının yükü yetmedi, Milli Eğitim Bakanı “Sistem çöküyorsa bu iyi bir şey, talep var demek ki” diyerek bizimle dalga geçmeye çalıştı. Bu ülkenin Milli Eğitim Bakanı, bir çocuk işçinin yüzüne ve acılarına gülümseyerek baktı, o bakışı tweet attı. “İşte biz bugün, bunun için sokaktayız.” Öğrenci Sendikası’nı sözümüze söz, gücümüze güç katmak için 1 sene önce hep birlikte kurduk. “Geleceğimizi kurtaralım!” diyerek yola çıkmamızın bir sebebi var: Bizden başka kimse geleceğimizi kurtaramaz, biliyoruz! Sesimize ve gücümüze güveniyoruz. Bize biçilen kaderi kabul etmiyoruz, geleceksizliğe ikna değiliz! Sosyal haklarımız için, adil bir ücret ve huzurlu bir gelecek için kimseye el açmayacağız. Bize dikilen kefeni kabul etmiyoruz, yoksulluğun ve işsizliğin kıskacında can vermeyeceğiz! Sibel’in, Furkan’ın ve daha nice arkadaşımızın adını ve serzenişini unutmayacağız. Okullarımızın asıl sahibi biziz ama hangi şartlar altında eğitim göreceğimize dair söz hakkımız yok. Sınav sistemimiz, ders programımız, geleceğimiz söz konusu olduğunda fikir belirtme hakkımız yok. Ülkenin dört bir yanında Öğrenci Sendikası’nı büyütmek için çalışan tüm arkadaşlarımız adına sesleniyoruz: Biz bu ülkede milyonlarca öğrencinin sorunlarını dile getirmek ve çözüme kavuşturmak için sorumluluk almaya hazırız. Düzenlediğimiz basın açıklamasının sonuna gelirken sıra arkadaşlarımıza seslenmek istiyoruz: Yeryüzündeki bütün yolculuklar tek bir adımla başlar. Şimdi bu adımı atmanın, geleceğimizi kurtarmak için harekete geçmenin tam zamanı. Bugünden başlayarak haklarımız için bir araya gelelim, mücadeleyi büyütelim. Düşünelim, yaratalım, savunalım: Geleceğimizi hep birlikte kurtaralım” dedi.