Nilgün KAYA
Balıkesir’de Ayvalık dahil 11 noktayı kapsayan, İzmir ve Çanakkale’ye uzanan İda Madra Jeopark projesi’nin hayata geçirilmesi için UNESCO’ya başvuru yapıldı. İda Madra Jeoparkında Balıkesir’in kuşlarını turizme kazandırmak için Ayvalık’ta çalışma başlatıldı.
‘Endüstriyel Peyzaj’ ile UNESCO Dünya Mirası geçici listesine giren Ayvalık, bu kez dahil olduğu İda Madra Jeopark projesi ile bir kez daha UNESCO yolunda. Balıkesir Valiliği, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Balıkesir Üniversitesi işbirliğinde 2019 yılında başlatılan ve 2020 Kasım ayında UNESCO başvurusu yapılan proje hakkında bilgi veren, Balıkesir Üniversi Dr. Öğretim üyesi ve İda Madra Jeopark Proje Koordinatörü Erdal Gümüş, “İda Madra Jeoparkı artık Türkiye’nin UNESCO tescilli ikinci jeoparkı olma yolunda. İlki Kula’da inşallah ikincisi Balıkesir ve çevresini kapsayan sahada kurulmuş olacak.” dedi.
İDA MADRA JEOPARKINDA, BALIKESİR’İN KUŞLARINI TURİZME KAZANDIRMAK İÇİN AYVALIK’TA START VERİLDİ
İda Madra Jeopark ekibi, Türkiye’nin 9 Mahalli öneme haiz Sulak alanından biri olan Çamlıtepe (Şeytan Sofrası) Sulak alanında, alanı Bakanlığa önerip kabul edilmesi yönünde girişimde bulunan Yaban hayatı araştırmacısı ve Ayvalık Kuş Gözlem Topluluğu Sorumlusu Kadri Kaya ile birlikte incelemede bulundu. Bölgedeki sulak alan ve kuşlarla ilgili bilgi veren Kadri Kaya, “Ayvalık’ta ilgi çekici bir popülasyon var. Bunun nedeni de çok çeşitli habitatları barındırıyor olması. Bu zamana kadar Ayvalık’ta tespit edilmiş tür sayısı 263. kuşların üredikleri ve kışladıkları alanların korunması için çalışıyoruz.
“İDA MADRA JEOPARKI UNESCO’YA DAHİL OLDUĞUNDA BÜYÜK CE SEÇKİN BİR YERE SAHİP OLACAK”
Sındırgı Hisaralan’da aktif ve fosil traverten bacalarından oluşan olağanüstü bir sahanın da jeoparka dahil olduğunu kaydeden Erdal Gümüş, Ayvalık’ın Badavut gibi antik dönem taş işçiliği yapılan noktaları ile Jeopark içinde özgün bir yere sahip olduğunu belirtti. Gümüş, “Çünkü İda Madra jeopark sahası içerisinde çok önemli sulak alanlar ve bu sulak alanlarında önemli kuş gözlem yani ornitoloji (kuş bilimi) ile igili araştırma potansiyeli bulunuyor ancak bu sahaların bir kısmının tescili yok. Biz de hem bu sahaların tescil kazanarak, uluslararası tanınırlığının arttırılmasına hem de gelen kuş gözlem ya da doğa severlerin doğa aktivitelerine daha iyi hizmet vermesi için uygun biçimde tesisleştirilmesi, bu sahaların gerekli yönlendirme ve bilgilendirme levhalarının yapılarak anlamlandırılması için çalışmalarda bulunuyoruz. Jeopark denilince akla sadece Jeoloji gelmemeli. Jeo Yunanca’da yer küre anlamına gelir. Doğal, kültürel ve arkeolojik ve bunlarla ilintili bütün miras alanlarını kapsamaktadır. ” dedi. Dünyada 44 ülkede 161 adet UNESCO jeoparkı bulunduğunu belirten Gümüş, “İda Madra Jeoparkı İnşallah Unesco’ya dahil olduğunda onlar içinde büyük ve seçkin bir yere sahip olacaktır. Çünkü 17 bin 500 km karelik alana yayılıyor. Bu sahada önemli bir granit topografyası bütünlüğümüz var. Başta Kozak, Madra Dağındaki granit topografya, Çanakkale sınırları içinde kalan Kestanbol ve Susurluk topografyası, bu bölgede granitin her halini görebileceğimiz büyük bir granit zenginliğinden bahsediyoruz. Aynı kayaç yapısı farklı yerlerde farklı kültürlerle çok farklı görünümler elde etmiş. Bunlarda hem turizm bakımından ilgi çekici hem de insanlık olarak kendi medeniyetimizin nasıl kurulduğunu, taşa, toprağa nasıl hükmettik bunları anlamak bakımından önemli.” dedi.
