“KADINLARIMIZ, ÖNDERİMİZ ATATÜRK’ÜN TESLİM ETTİĞİ HAKLARA SAHİP ÇIKARAK FARK YARATMALI”

Nilgün KAYA

Kamu-Der Balıkesir İl Temsilcisi ve Balıkesir Tabip Odası Ayvalık İlçe Temsilcisi Dr. Neşe Zengin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Kadınlarımızın, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün teslim ettiği haklarımıza sahip çıkarak, farkındalık ve fark yaratmada önderlik etmelerini’ diliyorum.” dedi.

Dr. Zengin açıklamasında, “Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.” diyor, Önderimiz
Mustafa Kemal ATATÜRK ve yaşamı boyunca kadınların toplumda hak ettikleri yere gelmesi için büyük mücadeleler veriyor. Kadın olmak, var olmak için, her alanda mücadele demektir; kariyer için, aile için, sosyal hayat için, sanat yapabilmek için. “Yaşamak istiyorum” diye haykırmaktır kadın olmak, birilerinin kadına biçtiği kısır role rağmen, yok sayılmasına rağmen, had bildirme hadsizliğine rağmen. Düşünmek bir yana, hayal etmesi bile yasaklanmış, kaderine razı hemcinsleri için kısılan sesini yükseltebilmektir., ben de buradayım diyebilmek için bağırmak demektir. Kadın olmak; o güzel, o özel, o muhteşem biyolojik yaradılışı aşağılanan, utangaç ve özgüvensiz kızlarımızın içlerindeki gücü açığa, ortaya çıkarmaya çalışmak, gücün bedende değil, zihinde, akılda, yürekte olduğunu anlatabilmektir. Hakların, birileri tarafından bahşediyor gibi verilen değil, cesaretle ve vazgeçilmeyen mücadelelerle alınabileceğini bilmektir, öğretmektir kadın olmak. “Fedakarlığımla, cesaretimle, tevazumla, birleştirici gücümle, ben büyük bir değerim bu yaşamda” onuruyla, aileye, topluma, ülkeye katkılarının gözardı edilmesine, karşı durma, sesini duyurma çabasıdır, kadın olmak. İnancı olan her insan, Yaradandan ötürü sever yaradılanı. Bir hadiste der ki;
“Kadınlara ancak kerîm olanlar ikrâm ederler (değerli olanlar değer verirler); onlara kötülük edenler ise leîm (kötü) kişilerdir.”
Hakkı teslim etmek, kadın erkek ayırmadan her bir cana iyi davranmak, adaletli olmak; Allah’ın buyruğu, insan olmanın gereğidir. Yüzyıllardır psikolojik ve sosyolojik nedenlerle, toplumlarda değersizleştirilmeye çalışılan, isim dahi verilmeyen, eşya gibi görülen, adaletsiz muamelelerle yok sayılan, aşağılanan, şiddete, taciz ve tecavüze mâruz bırakılan kadınlar, gerek haklarını savunurken, gerek varoluş mücadelesi verirken dirençle karşılaşmış, yalnız bırakılmışlardır. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün, Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!” şiarıyla teslim ettiği haklarımızı elimizden almaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Yeter ki eğitime yatırım yapalım, her bir kızımızın, Türkan Saylan Hocamızın söylediği gibi, bir “kardelen” olduğunu hatırlayarak, kızlarımızı yetiştirelim, güven duyabilecekleri bir ortamda yollarını açalım, destek olalım, her bir kızımıza ve birbirimize sahip çıkalım. Önyargıları yıkmanın, kapkara bulutları dağıtacağını, masmavi gökyüzüyle gökkuşağını getireceğini, umutları yeşertmenin başarmanın en önemli adımı olduğunu biliyoruz.” dedi.