Nilgün KAYA
Ayvalık’ta yaşayan üçüncü kuşak mübadiller, Büyük göçün (Mübadele) 99. yıldönümünü denize çelenk ve karanfiller bırakarak andı.
Mübadelenin 99. yılı nedeniyle, Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Kent Konseyi, Ayvalık Giritliler Derneği, Türk Ocakları Ayvalık Temsilciliği, Cunda Adası Kalkındırma ve Koruma Derneği işbirliğinde kentin farklı noktalarında etkinlik düzenlendi. Etkinliğin ilk bölümü, Cunda (Alibey) Adası’nda saat 12:00’de mübadillerin Cunda’ya ilk çıktığı noktada başladı. Mübadillerin tekne ile gelişi temsili olarak canlandırıp denize çelenk ve kırmızı karanfiller bırakıldı.
Ardından, 2 ve 3. kuşak mübadiller ile ilgili hazırlanan videolar ve birbirinden değerli bilim insanları Prof. Dr. Kemal Arı, Prof. Dr. Özkul Çobanoğlu, ve Kemal Girgin’in konuşmarı ile hazırlanan sempozyumla son buldu.
Mübadil kuruluşlarının ortak açıklamasını Ayvalık Giritliler Dernek Başkanı Coşkun Tunçmen okudu. Açıklamada, “Türkiye ve Yunanistan arasında 30 Ocak 1923 tarihinde imzalanan zorunlu nüfus mübadelesi (değişimi) sözleşmesinin üzerinden 99 yıl geçti. 100.yılın eşiğindeyiz. Bu sözleşme uyarınca Türkiye’de yerleşik Rum-Ortodokslar Yunanistan’a, Yunanistan’da yerleşik Türk-Müslümanlar Türkiye’ye gönderildi. 18 Ekim 1912 tarihinden sonra yurtlarını terk edenleri de kapsamına alan bu sözleşmeden yaklaşık 2 milyon insan etkilendi. Mübadeleye tabi tutulanlar; evlerini, işyerlerini, ibadet ettikleri kutsal mekanlarını, sevdiklerinin mezarlarını; kısaca yaşamlarını geride bıraktılar. Yaşamlarını yeniden kurmak için çok zor şartlara göğüs gerdiler. Mübadil olmanın acısını yaşayanların çocukları ve torunları olan bizler her yıl mübadelenin yıldönümlerinde anma ve hatıralarımızı paylaşma etkinlikleri düzenliyoruz. Savaşlarda ve göç yollarında yaşamını yitiren aile büyüklerimizi saygı, özlem ve rahmetle anıyoruz. Görüşlerimizi açıklıyor ve taleplerimizi dile getiriyoruz.
Koronavirüs yeni varyantı ile tüm insanlığı tehdit etmeye devam ediyor. Son iki yıldır Koronavirüs salgını nedeniyle dünyamızın toplumsal ve ekonomik düzeni alt üst oldu. Virüsün yeni varyantı “Omicron” çok hızlı bir şekilde yayılıyor. Ülkemizde yaşamını yitirenlerin sayısı 90 bini aştı.
Yaşamını yitirenler arasında çok sayıda doktor, hemşire ve sağlık emekçisi bulunuyor. Olağanüstü bir çaba ve özveri ile görev yapan sağlık çalışanlarımıza şükranlarımızı sunuyor, candan kutluyor ve alkışlıyoruz. Sağlık personelinin özlük haklarının ve çalışma koşullarının ivedilikle iyileştirilmesi gerekiyor.
Pandemi nedeniyle sarsılan ekonomiden etkilenen tüm vatandaşlarımızın, dezavantajlı grupların; özellikle de Romanların ve Roman mübadillerin barınma ve geçim sorunlarının acil ve kalıcı olarak çözümlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Vize kolaylıkları sağlanmasını ve vize uygulamasının kaldırılmasını istiyoruz. Yunanistan doğumlu 1.kuşak mübadillerin hemen hemen tamamı doğup büyüdükleri ve zorunlu olarak terk ettikleri memleketlerini bir daha göremeden bu dünyadan yaşadıklarını ve hatıralarını paylaşamadan sessizce göçüp gittiler.
Son yıllarda giderek artan sayıda mübadil çocuğu ve torunu , bir vasiyeti yerine getirircesine aile büyüklerinin yaşadıkları ve Lozan da imzalanan Mübadele Sözleşmesi gereği zorunlu göçle terk ettikleri “aile ocaklarını” ziyaret etmek istiyor. Ancak; T.C vatandaşlarına vize uygulanması, vize ve aracı kurum ücretleri, kısa süreli vize verilmesi, vize alırken çekilen sıkıntılar düş kırıklığı yaratıyor.
Bugünkü Yunanistan sınırları içinde kalan yerleşim yerlerinden göç edenlerin çocukları ve torunları, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bizler de Yunanistan vatandaşı olan Rum Ortodoks mübadiller gibi aile büyüklerimizin doğdukları topraklara seyahat kolaylığı sağlanmasını ve vizesiz olarak ziyaret etmek hakkını kendimizde görüyoruz .
Bu haklı ve insancıl talebimizin A.B. yöneticileri tarafından dikkate alınması istiyoruz. İki halk arasına örülen vize duvarının kaldırılmasını tekrar tekrar talep ediyoruz. Vizesiz ziyaret imkanı sağlanıncaya kadar çok girişli ve uzun süreli vize verilmesini talep ediyoruz.Mübadeleden kalan kültürel mirasın korunmasını istiyoruz. Her iki ülkenin yöneticilerinden ve yerel yönetimlerinden mübadillerin geride bıraktıkları ve günümüze kadar ayakta kalabilmiş olan; kutsal mekanların, şehitlik, mezarlık gibi aile bağlarının oluştuğu alanların, tahaffuzhane, hamam, bedesten, çeşme, ayazma gibi tarihe mal olmuş yaşam yapılarının restore edilmesini ve korunmasını istiyoruz.
Bu mirasları; herhangi bir tanımsal ayırıma sokmadan, bulunduğu coğrafyanın ve insanlığın ortak mirası olarak görüyoruz. Mübadeleden kalan kültürel mirasın korunması halklar arasındaki dostluğun pekişmesine ve barış kültürünün gelişmesine hizmet edecektir.
Ayrımcı ifadeler ve nefret dili toplumda şiddeti teşvik ediyor. Son zamanlarda ülkemizde giderek yaygınlaşan ayrımcı ifadeler ve nefret dili, toplumda şiddeti teşvik ediyor. Sağlık personeline ve kadınlara yönelik saldırıların ve şiddetin arttığına tanık oluyoruz. Hemen hemen her gün kadına yönelik şiddet vakaları ve kadın cinayetleri haberleri ile sarsılıyor ve dehşete düşüyoruz. Sağlık personelimize ve kadınlarımıza yönelik şiddet uygulamalarına ve kadın cinayetlerine karşı etkin önlemlerin alınmasını bekliyoruz.
Modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e ve mübadillere yönelik nefret söylemini kınıyor ve şiddetle protesto ediyoruz. Türkiye ve Yunanistan arasında sorun oluşturulmamasından ve de var olanların görüşmeler yoluyla çözümlenmesinden yanayız. 24 Temmuz’un Lozan Barış Bayramı olarak ilan edilmesini barışa vesile olmasını istiyoruz. Hemşerisi olmakla övünç ve kıvanç duyduğumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “yurtta sulh cihanda sulh” sözleriyle ifade ettiği prensibe uygun olarak içerde demokrasi, dışarda diplomasi odaklı adımlar atılmasının önemine işaret ediyoruz. Barışın önemini vurgulamak için Lozan Barış Antlaşmasının imzalandığı 24 Temmuz’un LOZAN BARIŞ BAYRAMI olarak ilan edilmesini ve resmen kutlanmasını ve mübadelenin insani, ekonomik, sosyal katkılarının cumhuriyetimizin oluşmasındaki yerinin açıklıkla ve doğru olarak saptanabilmesini istiyoruz..
Bizler; mübadil kuşakları olarak, Mübadelenin 99. Yıl dönümünde dünyamızda çatışmaların ve alan paylaşımlarının zorunlu hale getirdiği ve/ veya devletlerarası anlaşmalar ile yaşam alanlarını terk etme ihtiyacının tamamen ortadan kalkmasını ve insanların doğup büyüyüp yaşadıkları topraklarda özgürce hayatlarını sürdürmelerinin gereğine yürekten inanıyoruz. İstemleri dışı evlerini terk ederek göç yollarında yaşamını yitirenleri ve yeni hayatlarını kurmak için her türlü fedakarlık ve gayret ile bizlere bugünleri emanet edenleri saygı ve rahmetle anıyor, çekilen acılar bir daha yaşanmasın diyoruz.”dedi.
Törenin ardından Vural Sineması Nejat Uygur Sahnesi’nde mübadil lezzetlerinin sunumu yapıldı. Prof.Dr. Ayhan Gökdeniz moderatörlüğünde düzenlenen sempozyumda Prof.Dr. Kemal Arı, ‘ Mübadelenin tarihsel süreci’, Prof. Dr. Özkul Çobanoğlu ‘Mübadelenin kültürel süreci’, Kemal Girgin ‘Mübadele sonrası Ayvalık süreci’ konularında bilgi verdiler.