Nilgün KAYA
EMEK Partisi Balıkesir İl Örgütü tarafından yapılan açıklamada, “Zeytinliklerin talana ve tahribatına yol açacak yönetmelik değişikliği iptal edilmelidir.” Denildi.
İl başkanı Mehmet Cemil Tosunoğlu, il örgütü adına yaptığı açıklamada, “Zeytinlikleri yok edecek olan düzenlemeler çeşitli aralıklarla hep gündeme getirildi. Halkın, tarımla ilgili örgütlerin tepkileri nedeniyle de 7 defa geri çekilen düzenlemeler bu sefer de maden yönetmeliği ile yeniden gündeme getirilmektedir.
1 Mart tarihinde yayınlanan Resmi Gazetede yapılan düzenleme ile Maden Yönetmeliğinin 115 inci maddesine, “elektrik ihtiyacını karşılamak” bahanesiyle 4. fıkra eklenmiştir. Yapılan düzenleme ile “madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin, faaliyetlerin bitiminde, sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla, Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir” denilmektedir.
Dünya genelinde iki yıldır etkili olan pandemi ve yanı başımızda Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile gündeme gelen tarımsal üretim ve gıda güvencesi konuları tarım alanlarının korunması ve tarımsal üretimin ve dolayısıyla da kendine yeter gıdanın güvence altına alınmasının önemini bir kez daha göstermiştir. Diğer yandan ağır etkilerini küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak yaşadığımız kuraklık, seller vb doğal afetler olarak yaşadığımız iklim ve gıda krizine yol açan etkileri nedeniyle fosil yakıt tüketiminin azaltılması tartışılırken zeytinlik alanların talana açılması kabul edilemez.
Geçtiğimiz Kasımda, İklim konferansına giderken “Paris İklim anlaşmasını” imzalayan AKP hükümeti, madencilik faaliyetleri için zeytinlikleri talana ve tahribe açan bu düzenlemeyle küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı mücadele kapsamında önlem almak, karbon emisyonunu artıran fosil yakıt tüketimini azaltmak bir yana artıracağını ilan etmiştir.
Erdoğan iktidarı da her sermaye iktidarı gibi insanlığın geleceğini değil başta enerji olmak üzere tekellerin çıkarlarını korumaktadır. Açılan maden sahalarıyla ülke tarımı bitirilirken enerji şirketlerinin bacalarından çıkan gaz ve tozla kamu denilen halk zehirlenirken şirketlerin kasaları dolmaktadır. Yönetmelik gerekçesinde “kamu yararı” diyerek perdelemeye çalışılan kamunun değil, tekellerin yararıdır.
“Zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınması” ve “madencilik faaliyetleri bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getirmeyi taahhüt etme” şartının da bir anlamı yoktur. Soma’da 6 bin zeytin ağacını keserek maden sahası açan şirket buna en bariz örnektir ve açtığı maden çukurlarını kapatıp rehabilite eden şirket de neredeyse yok denecek kadar azdır. Çünkü rehabilite, filtre, iş güvenliği gibi uygulamalar patronlar için maliyet hesabıdır ve onlar maliyeti artıracak hiçbir uygulamayı razı gelmezler. Çünkü onlar için kâr işçilerin can güvenliği, halk sağlığı, ekolojinin korunmasından daha önemlidir.
Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun; zeytinlik alanların daraltılamayacağını belirterek, zeytinliklerin 3 kilometre yakınında zeytin işleme tesisi dışında toz çıkaran hiçbir tesise izin verilemez demektedir. Başta zeytinlikler olmak üzere tarımın, üreticinin ve tarımsal üretim Anayasa ve kanunlarla korunurken anayasa ve yasalara aykırı bu düzenleme kabul edilemez. Yönetmelik değişikliği anayasaya ve yasalara aykırıdır, iptal edilmelidir.
Daha öncekileri iptal ettirdik. Birleşerek bu yönetmeliği de iptal ettireceğiz. Başta üretici köylüler olmak üzere işçi, emekçi halkımızı birleşerek suyuna, toprağına ve geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.” Dedi.