‘Ben bir karadelik miyim, kek miyim, İsmail miyim?’  Sen şair misin yoksa filozof mu?

Nilgün KAYA

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde yaşayan 7 yaşındaki İsmail Saraçoğlu, bir doğa gezisi sonrası yazdığı ‘Ben neyim?’ şiiri ile sosyal medyada yüz binlerce beğeni aldı. Şarkıcı Ufuk Beydemir’in bestelediği dizelerin farklı dillere de çevrildiği öğrenildi.
“Ben neyim?” şiirinde İsmail, “Ben bir karadelik miyim? / Ben bir kek miyim? / Ben bir iki miyim? / Ben bir İsmail miyim? / Ben bir hiç miyim? / Ben bir hiçliğin ortasında yüzen bir adam mıyım? / Ben hiç bir şey miyim? / Yoksa bunlar bir yalan mı? / Belki bir şey olabilirim” dizeleriyle sosyal medyada bir anda gündem oldu.

Ayvalık Kıvanç Sarlıcalı İlkokulu’nda 1’nci sınıf öğrencisi olan İsmail’in annesi Ayşe Nalan Saraçoğlu okul öncesi öğretmenliği yapıyor. Ayvalık İlçe Halk Kütüphanesinde ‘Çocuk Kitapları Kulübü’ düzenleyen baba Adnan Saraçoğlu çocuk edebiyatı eleştirmeni ve kütüphane gönüllüsü.
Ailesinin kitap ve şiir sevgisinin etkisiyle,  okuma yazmayı yeni öğrenmesine rağmen felsefe yüklü dizelerle içtenlikle bir sorgulama yapan İsmail’in dizeleri sadece sosyal medyada beğeni toplamakla kalmadı bir şarkıya dönüştü. Şarkıcı Ufuk Beydemir, İsmail’in dizelerini besteledi. Sosyal medya hesabından dizeleri bestelediği bu açıklayan şarkıcı, ” İsmail’in sözleri Twitter da karşıma çıktı ve kendimi tutamadım. İsmail yedi yaşında bilge bir arkadaşımızmış” yazdı. İsmail’in şiirinin şarkıya dönüşmüş hali de sosyal medya da büyük beğeni topladı.
“BANA KÜÇÜK ŞAİR DEMELERİ KALBİMİ ISITTI”
İsmail şiirini yazdığı gün yaşadıklarını ve şiirinin gördüğü ilgiyi şu sözlerle değerlendirdi; “O gün çok güzeldi, dağlara tırmandık. Tepeden deniz çok güzel görünüyordu. Keçiler gördük, sevdik.Kirpi ölüsü, kuş ölüsü gördük. Tavukları kovaladım, kedileri sevdim. Bir sürü yürüdük. Susuzluk rekoru kırdım. Ara sokaklara girdik. Eski binaları gördük. Eve gelince içimde bir coşku vardı. Kendi kendime heyecanla konuşmaya başladım. Konuşmalarımı duyan annem bunları yazmamı söyledi. Odamdan defter aldım kırmızı kalemimi aldım yazmaya başladım. Sonra annemden şiir yazdığı kalemi istedim. Şiirin geri kalanını onunla yazdım. Anneme gösterdim. Annem muhteşem olduğunu söyledi. Sonra babama gösterdim. Babam çok güzel yazdığımı söyledi. Babamdan bunu paylaşmasını istedim. Babamdan sonra annem de paylaşmış, bir sürü kişi beğenmiş. Benim de çok ilgimi çekti, bin kişi beğenirse bana haber vermelerini isteyip uyudum.
Sabah babam ve annem hem yorgun hem neşeliydi. Bin kişi olmuş mu diye sorunca babam “ne bini oğlum otuz bin kişi beğendi” dedi. Şarkıyı dinleyince çok beğendim. Ünlü oldum diye heyecanlandım. Gazeteci abiyle telefonda görüştüm. Sonra gazetede şiirimi ve kendimi gördüm. Haberlere çıktım. Bana küçük şair demeleri kalbimi ısıttı. Başka kişilerin şarkılarını da dinledim. Birisi dövme yaptırmış, fena olmamış. Bazı kişiler saçma davranmış, hoşuma gitmedi. Ben bahçede oynamaya, babamla kedileri, köpekleri sevmeye, resim yapmaya, kitap okumaya, arkadaşlarımla oyun oynamaya, kitapları yazar çizerlerine göre ayırıp kitap fuarı yapmaya devam ediyorum.” Dedi.
“ONUN ÇOCUKSU ENERJİSİ ETE KEMİĞE BÜRÜNÜP ‘BEN KİMİM’ METNİNE DÖNÜŞTÜ”
Baba Adnan Saraçoğlu, “İsmail’i, ona nicedir verdiğim ve araya salgın girmesi nedeniyle tutamadığım sözlerimin bir kısmını tutmak için gezmeye çıkardım. Ayvalık’ın tepelerine tırmanmayı çok istiyordu. Her seferinde beni görmediğim yerlere götür diyordu. Hesapsız plansız keçiler misali tepelere tırmandık. Gördüğümüz hemen herkesle selamlaştık, hayvanları sevdik. Normalde her zaman yanımızda dev suluğumuz olurdu. Bu kez suluk olmadan birkaç saat yürüdük. Bebekliğinden itibaren sürekli yürüyen İsmail için mesafeler pek sorun olmaz. Eve gelince üzerinde yorgunluk değil coşku vardı. Enerji patlamasıyla sürekli konuşup duruyordu, habire anlatıyordu. Kolay kolay müdahale etmem ona, hele böyle kendisini dolaysız ifade ettiği özel anlarda hiç etmem. Sözlere dikkat kesilen eşim kendi şair dürtülerimin de etkisiyle İsmail’i söylediklerini yazmaya yönlendirdi. Aradan çok geçmedi bana deftere yazdıklarını getirdi. Onun hemen her anına tanık olduğum halde hayret ettim. Çünkü çoğu zaman kendisini çizerek ifade eder. Müthiş hayal gücüyle karakterler yaratır. Bir gövdeye birçok bacak, surat eklediği resimlerinin en büyük hayranı galiba benim. Mutasyonlar adını verdiği resimler yapmıştı daha beş altı yaşlarındayken. Bu kez şiirsel bir metin yazmış ve eteğindeki taşları bir seferde dökmüş adeta. Benden paylaşmamı istemiş ama ben onu galiba duymamışım. Daha sonra fotoğrafını çekip kendi hesabımda paylaşmıştım. Eşimin de hoşuna gitmiş, bir de ben paylaşayım demiş. Akıl almaz şekilde ve hiç hazırlıklı değilken olağanüstü bir etkileşim başladı. Gece uykusuz kalma pahasına heyecanla trafiği takip ettik. Ufuk Beydemir’in profesyonel olmasına rağmen amatör ruhla sözlere beste giydirip çalması olaya bambaşka bir boyut kattı. Ben Twitter kullanıcısı değilim. Oranın raconunu, işleyişini pek bilmem ama bir paylaşım üzerinden Türkiye’nin sosyal dokusunu okuduğumu hissettim. Çoğunlukla olumlu metinlerin olması beni mutlu etti. Ben toplumumuzu özellikle kapitalizmle yoğun ilişkiye girdiği son kırk yılda daha çok yıkıcı gördüğümden bu yapıcı yanına sevinip kendimi bir nebze ayıpladım. İsmail safça “ünlü oldum, ünlü oldum” diye zıplarken biz gazetecilerle, televizyoncularla temasa geçmiştik çoktan. Çoğunu nazikçe reddetmek zorunda kaldık. Süreç her haliyle yorucu ve meşgul edici. Hafta içinde yazmayı düşündüğüm yazılarımı yazamadım. Röportaj, televizyon yayını, gazete haberi derken büyük ölçüde yüzümüze gözümüze bulaştırmadan, İsmail’in rutinini bozmadan, ona zarar vermeden süreci şimdilik sonlandırdığımız için mutluyuz. İsmail edebiyat dünyasına adım falan atmadı, müzik endüstrisine girmiş de değil, onun çocuksu enerjisi ete kemiğe bürünüp “Ben Kimim” metnine dönüştü. Okumayı bu kadar seven bir çocuğun sözcüklerle arasının iyi olmasına çok şaşırmamak gerek. Yıllardır çocukların “entelektüel” yönüne tanık olan biri olarak temel sorunun çocukları pek tanımamak ve onların yetişkin ezberine indirgemek olduğunu düşünüyorum. İlginiz için çok teşekkür ederim. ” Dedi.