Nilgün KAYA
Çamoba Kırsal Mahallesinde geçen gün yağmur duası yapıldığı Ayvalık’ın ‘Su fakiri ‘ olduğunu, sulak alanların ve yeraltı sularının her geçen gün kirletilerek kullanılmaz hale getirildiğini ifade eden Çiftçi-Sen Ayvalık Temsilcisi Hasan Cengiz Yazar uyardı; “Ayvalık’ta hayat bitiyor.”
Karasaban.net’te yayınlanan yazısında Yazar, “Ayvalık su fakiri bir yer. Yılda 500 kilo ortalama yağmur düşüyor. Sahra çölüne yakın bir miktar. Bu nedenle yüzyıllardır tarım buna göre yapılıyordu. Zeytincilik ve küçükbaş hayvancılık; ayrıca tütün ve bamya. Su olan birkaç yerde ise sebze ve meyve üretiliyordu.
Maden şirketlerinin zorlamasıyla ve Büyükşehir/Bütünşehir kanunuyla birlikte bütün meralar elimizden alındı maden şirketlerine verildi. Süt ve et fiyatları arttı.
Ahır hayvancılığına yöneldi çiftçiler. Ahır hayvanları için ise slaj denilen mısır üretimi başladı. Bütün sulak ve verimli araziler bölgenin yapısına uygun olmayan bu ürünü üretmeye başladı. Mısırı üretmek için artezyen ve Madra Barajı suyu kullanılıyor.
Turizm nedeniyle kontrolsüz artan nüfus ve Yağ-sabun fabrikaları da işin içine girince yeraltı suları hızla bitti. Barajın suları yetersiz gelmeye başladı.
Baraja madenlerin zehirli atıkları döküldü, yeraltı suları maden faaliyetleri nedeniyle arsenikle zehirlendi.
Sanayi tesislerinin, mezbahanın ve Ayvalık Küçük Sanayi sitesinin atıkları Küçükköy yakınındaki Nikata Deresi’ne atılıyor. Dere Sarımsaklı Plajı’ndan Temizel Oteli’nin yanından denize dökülüyor, denetim yok.
Madra Barajı Sulama Birliği tarafından yönetiliyor. Sulama birlikleri yetkilerini şirketlere devretme tehlikesi var. Yani suyun tümüyle ticarileştirilnesi ve özelleştirilmesi söz konusu. Artık Ayvalık’ın hiçbir köyünde içilebilir su yok, suyu bakkaldan alıyorlar.
Ayvalık, Küçükköy ve Altınova çok yetersiz olan artezyen sularıyla şimdilik idare ediyorlar. Madra Barjı’ndan içme suyu alma seçeneğini değerlendiren yok; öyle olsa bile baraj kirlenmiş durumda. Bunlar yetmezmiş gibi Türközü’nün hemen yanına suyu olmayan bir dereye Karakoç Barajı yapılmak isteniyor. Suların niteliğinin ölçülmesine izin verilmiyor, yetkili merciler ise gerekli kontrolü yapıp halka açıklamıyorlar.
Damacana su ve arıtma şirketlleri satış rekorları kırıyorlar. “Su hayattır” diye bir slogan var. Ayvalık’ta hayat bitiyor. Derhal birşeyler yapmak gerekli. Daha fazla beklenirse bütün bölgemiz yaşanmaz hale gelecek.” Dedi.