EMEK PARTİSİNDEN ÇAĞRI

Fotoğraf: Arşiv

Nilgün KAYA

Emek Partisi Balıkesir İl Başkanı Mehmet Cemil Tosunoğlu, parti yönetimi adına yaptığı açıklamada, emekten yana tüm güçlere çağrıda bulunduklarını belirterek, “Krizin faturasını emekçilere ödetme programına karşı birleşelim! ortak bir mücadele platformunda buluşalım” dedi.

Parti il Başkanı Tosunoğlu yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘dış güçlerin oyunu’ söyleminden ‘Bizde kriz, miriz yok, hepsi manipülasyon’ söylemine doğru çark ederken, geçtiğimiz günlerde açıklanan “Yeni Ekonomik Program” ile AKP iktidarı, sadece krizin varlığını değil önümüzdeki en az 2 sene de krizin süreceğini teyit etmiş oldu.  Mevcut tablo, iktidarın sermayeyi kurtarma ve krizin faturasını geniş emekçi kesimlere çıkarmaya dönük programını katı bir biçimde uygulayacağına, Erdoğan’ın ise kamuoyunu yedeklemeye ve tepkilerin AKP’ye yönelmesini engellemeye dönük çabasını sürdüreceğine işaret ediyor. Bununla birlikte söylem düzleminde inkâr, eylem düzleminde kabul edilen ekonomik kriz şimdiden can yakmaya başladı. İflas, konkordato, küçülme, toplu işten çıkarma, ücretsiz izin ve hak gasplarının artacak süreceği görülüyor. Yeni Ekonomik Program’da 2019 yılı için işsizlik oranı “hedefinin” yüzde 12,1 olarak belirlenmiş olması, işsizlikte ciddi bir artış yaşanacağının iktidar tarafından da kabullenildiğini gözler önüne seriyor. İktidar, 2018 yılı için enflasyon hedefini yüzde 20,8, 2019 yılı için ise yüzde 15,9 olarak açıkladı. Temel tüketim maddelerine görülen fahiş artışların, önümüzdeki dönemde de devam etmesi sürpriz olmayacak. Yüksek enflasyon karşısında ücretler erirken “ücretleri baskılama” politikasının süreceğine yönelik sinyaller, işçiler ve emekçilerin çok ciddi bir yoksullaşma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor”.

‘TASARRUFUN YANI SIRA YENİ VERGİ VE KESİNTİLERLE FATURA İŞÇİ VE EMEKÇİLERE KESİLECEKTİR”

“Burjuva iktisadının temel kurallarına bile aykırı ‘Yüksek faiz, yüksek kur, yüksek enflasyon’ politikasını benimseyen ve sermayeyi kurtarmayı birincil hedef olarak belirleyen iktidar; eğitim ve sağlık başta olmak üzere, sosyal güvenlik, çeşitli kamu hizmetleri ve yatırımlardan yapacağı kesintiler ile bu politikasını sürdürecek, ‘tasarruf’un yanı sıra yeni vergi ve kesintilerle fatura işçi ve emekçilere kesilecektir. Patronlar cephesinden gelen ‘Şirketlerin borcu 81 milyonun borcu’ yaklaşımının iktidar tarafından da benimsendiği ve bu borcu 81 milyona ödetecek politikalara başvurulacağı görülüyor. İktidar cephesinden gelen açıklamalar ve ‘Yeni Ekonomik Program’; kıdem tazminatı hakkı başta olmak üzere emekçilerin tüm kazanılmış haklarına yeni bir saldırı programının kapıda olduğunu, özelleştirmelerin hız kazanarak devam edeceğini, zorunlu bireysel emekliliğin cayma hakkı olmaksızın 3 yıla çıkarılarak yeniden düzenleneceğini ve böylece işçi ücretlerinden yapılacak kesintilerin finans sermayeye sıcak para olarak aktarılacağını, işsizlik sigortası fonundaki yağmanın devam edeceğini, esnek ve güvencesiz istihdam biçimlerinin daha da yaygınlaştırılacağını, OHAL KHK’ları ile fiilen rafa kaldırılan kamu emekçilerinin iş güvencesinin yasal olarak da tasfiye edileceğini gözler önüne seriyor. Sendikal hak ve özgürlüklere, işçi ve emekçilerin hak arama mücadelelerine yönelik OHAL döneminde artan saldırıların önümüzdeki dönemde daha da şiddetlenerek devam etmesi sürpriz olmayacak. Ataması yapılmayan öğretmenler ile yakınlarını iş cinayetlerinde yitiren ailelerin yapmak istediği basın açıklamalarının dahi engellenmesi, Cargill işçilerinin yürüyüşünün gözaltılar ile durdurulmak istenmesi ve 3. havalimanı inşaatı işçilerine yönelik saldırı, gözaltı ve tutuklamalar, iktidarın hakkını arayan işçilere ve emekçilere yönelik hak-hukuk tanımaz tutumunu daha da şiddetlendireceğini gösteriyor. Emekten yana olan tüm güçleri, temel talepler ekseninde ortak bir mücadele platformu oluşturmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”

“TEMEL TALEPLERİMİZ”

“Acil ve yakıcı sorunlar karşısında şu temel taleplerin böyle bir platform ve hattın inşasında çıkış noktası oluşturabileceğini düşünüyoruz:

  1. Ekonomik krizi ortaya çıkaran emek düşmanı, halk düşmanı yeni-liberal politikalara derhal son verilmeli; sermayedarların değil emekçilerin ve halkın çıkarlarını esas alan politikalar uygulanmalıdır.
  2. Ekonomik krize karşı sermayeyi kurtarmayı amaçlayan; emekçileri işsizlik, güvencesizlik ve hak gasplarına, geniş halk kesimlerini ise yoksulluğa terk eden Yeni Ekonomik Program’dan derhal vazgeçilmelidir. Emekçilerin kıdem tazminatı başta olmak üzere kazanılmış haklarına yönelik tüm saldırılar durdurulmalıdır.
  3. Eğitim bütçesinden yapılan kesinti geri alınmalı; sosyal güvenlik başta olmak üzere temel kamu hizmetlerinde öngörülen kesinti ve tasarruflardan vazgeçilmeli; eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi kamusal hizmetler ücretsiz ve nitelikli bir temelde güçlendirilmeli; tüm yurttaşların insanca bir yaşam sürdürmesini güvence altına alacak biçimde kamusal destek ve yardımlar uygulanmalıdır.
  4. Temel tüketim maddelerine gelen zamlar derhal kontrol altına alınmalı, fiyatlar dondurulmalı, enflasyon karşısında eriyen ücretlere ek zam yapılarak kayıplar telafi edilmeli, asgari ücret insanca yaşanacak bir düzeye yükseltilmelidir.
  5. Kriz gerekçe gösterilerek yapılan işten atmalar yasaklanmalı; işçiyi işten atan, işçileri mağdur eden patronlar cezalandırılmalıdır.
  6. İşçilerin her türlü alacağı, öncelikli alacak olarak belirlenmeli, sermayeden tahsil edilmek üzere devlet güvencesine alınmalıdır. Patronlar, ücret ve diğer işçilik alacakları ile kıdem ve ihbar tazminatı gibi işçi haklarını ödemediği takdirde işçilere ödemeler devlet eliyle yapılmalı, bu ödemeler patronlardan –gerekirse patronların kişisel mal varlıklarına gidilerek- tahsil edilmelidir.
  7. Patronların krizin faturasını işçilere yüklemek için kullandığı “ücretsiz izin”, “ücretlerin düşürülmesi”, “yol, yemek, ikramiye gibi sosyal hakların kaldırılması” gibi yöntemler yasaklanmalı; bunlara başvuran patronlar cezalandırılmalıdır.
  8. İşsizlik fonunun amacı dışında sermayeye kaynak aktarımı olarak kullanılmasına son verilmelidir. İşsizlik fonundan ayrımsız tüm işsizler yararlanmalı, işsizlik ödeneği tutarı artırılmalı, ödeme süresi uzatılmalıdır.
  9. İşsizlik sorunu sermayeye kaynak aktararak, güvencesiz ve geçici istihdam yaygınlaştırılarak çözülemez! İşsizliğin çözümü için kamusal istihdam güçlendirilmeli, güvencesiz istihdam biçimlerinden vazgeçilmeli, yasal sınırların üzerindeki çalışmalar engellenerek karşılığı ödenmeyen fazla mesailer istihdama dönüştürülmeli, çalışma süreleri kademeli olarak kısaltılmalı, ücretsiz kreş ve çocuk bakım olanakları başta olmak üzere kadın istihdamının önündeki tüm engeller kaldırılmalı ve kadın istihdamı teşvik edilmelidir.
  10. Sendikal örgütlenme üzerindeki tüm engeller, işkolu, işyeri ve işletme barajları ile grev yasakları kaldırılmalı; sendikal nedenlerle işten çıkarma hapis cezası ile cezalandırılmalı ve işçiler derhal işlerine iade edilmeli; sendikalaşan işçilerin toplu iş sözleşmesine ulaşmasına engelleyen yetki itirazı gibi patronlara tanınan imtiyazlara son verilmeli; kamu emekçilerinin grevli toplu iş sözleşmesi hakkı tanınmalı; kamuya geçirilen taşeron işçilerin sendika ve toplu iş sözleşmesi hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalı; işçilerin ve emekçilerin hak arama mücadelelerine yönelik devlet eliyle yürütülen baskıya derhal son verilmeli, toplu eylem hakkı güvence altına alınmalıdır.

AKP iktidarı ve sermaye sınıfının emeğe, emekçilere, halka yönelik saldırılarına karşı ortak bir mücadele platformunda, ortak talepler ekseninde birleşik bir mücadele yürütmek, emekten yana tüm güçler için tarihsel bir sorumluluk haline gelmiştir. Bu sorumluluğumuzun gereğini hep birlikte yaşama geçireceğimize olan inancımızla Emek Partisi olarak üzerimize düşen görevi yerine getireceğimizi vurguluyor, mücadelemizde başarılar diliyoruz. Ülkenin içinde bulunduğu bu olumsuz koşullarla beraber yaklaşan yerel seçimlere yönelik de Balıkesir’in yaşadığı sorunlar ancak ve ancak; sosyal, halkçı, emekten yana bir belediyecilik anlayışıyla çözülebilir. Bu bağlamda;

  • Yapılacak projelerin, alınacak kararların halka danışıldığı demokratik bir yerel belediyecilik anlayışının yaşama geçirilmesi
  • Belediye hizmeti veren tüm işçi ve emekçilerin kadrolu istihdamının sağlanması ve bu yapılırken liyakatın esas alınması
  • Toplu taşımanın dar gelirli yurttaşlar ve öğrenciler düşünülerek planlanması, hafif raylı sistemin derhal yaşama geçirilmesi
  • Kadına ve çocuğa duyarlı bir yerel yönetim anlayışının sağlanması
  • Üniversitemizde öğrenim gören 30 bini aşkın öğrencinin; ulaşım, barınma ve sosyal gereksinimlerinin yerel yönetimler tarafından gündeme alınması
  • Bir tarım ve hayvancılık şehri olan Balıkesirimizin dağlarında ve denizlerinde yapılan siyanürle maden arama çalışmaları 1/100000’lik plan ile hız kazanmış, doğamız her geçen gün ranta açılarak tahrip edilmiştir ve edilmeye devam ediyor.Bu plana ve siyanürle maden arama çalışmalarına derhal son verilmesi, bununla birlikte tarım ve hayvancılığın sürdürülebilmesi için mazot ve gübre fiyatlarının devlet tarafından sübvanse edilmesi
  • Susurluk Şeker fabrikası atıl durumdayken, Balıkesir’in başta gençler olmak üzere işsizliğin en yoğun yaşandığı illerden birisi olması kabul edilemez.
  • Gerek ülke genelinde, gerekse Balıkesir yerelinde yaşanan bu temel sorunların acilen çözülmesini için yaklaşan yerel seçimlerde emekten, demokrasiden yana olan herkese bu talepler etrafında etkin bir mücadele yürütme çağrısında bulunuyoruz” dedi.