Nilgün KAYA
Ayvalık’ta yapılması planlanan Cem Evi Kültür Merkezi için yer belirlendi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Vedat Tekten, eski Hastanenin Diyaliz ve Tomografi ünitelerinin yer aldığı alanı Ayvalık Belediyesi’nden kiraladıklarını belirtti.
Ayvalık’ta 2009 yılında kurulan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, kentte Cem Evi ve Kültür Merkezi kurmak için başlattığı çalışma kapsamında, mülkiyeti Ayvalık Belediyesi’nde olan eski hastane binası içindeki diyaliz merkezi ve tomografi ünitelerinin yer aldığı alanı kiraladı.
“GEÇMİŞTE, BURADA VEFAT EDEN CANLARIMIZI HALILARA SARARAK MEMLEKETLERİNE GÖNDERMEK ZORUNDA KALDIK”
Belediyenin elinde olan pek çok arazinin metre kare olarak ihtiyaca cevap vermemesi ve bağış şekli dışında kullanımı mümkün olmayan araziler olması nedeniyle yıllardır dillendirdikleri taleplerine gecikmeli yanıt bulduklarını belirten Pir Sultan Abdal Derneği Ayvalık Şube Başkanı Vedat Tekten, Ayvalık ve çevresinde, Alevi inancına mensup yaklaşık 5 bin insan olduğunu söyledi. Sivas, Erzincan, Bingöl, Dersim, Tokat, Amasya, Anadolu’nun değişik kentlerinden gelip yerleşmiş, kışın yerleşik olarak yaşayan insanların yanı sıra yaz aylarında kente gelenlerin de olduğunu kaydeden Tekten,“1960’ların sonu 1970’lerin başında bir kısmı çalışma amaçlı olarak bir kısmı da yurt dışındaki birikimlerini ikinci ev alarak değerlendirme amacıyla buraya geliyor. Özellikle 2000 yılından sonra AKP zihniyetinin Alevi toplumu üzerindeki baskıları nedeniyle daha özgür buldukları sahil kentlerine gruplar halinde göç söz konusu ve bu artan sayılarla devam etmekte. Yaz nüfusumuz yaklaşık 30 binin üzerinde bir nüfusa ulaşıyoruz ve bunların çoğu da kütükleri itibariyle burada oy kullanan, ülkenin yönetimi ile ilgili fikri ve eylemi olan insanlar. Pir sultan Abdal Kültür Derneği olarak biz kuruluş çalışmalarımızı tamamlayıp 2009 yılında Ayvalık’ta derneğimizi kurduk. İlk yerimiz daha değişik bir adresteydi sonra burayı belediyeden kiralayarak faaliyetlerimizi sürdürmeye çalıştık. Fakat Alevi toplumunun inançsal olarak Sünni İslam gereği pek çok ritüelle çelişen uygulamaları vardır. Kendi bildiğimiz şekilde kendi ölçümüz, geleneğimiz dahilinde halkımıza hizmetimizi layıkıyla yapabilmek adına bizim inançsal olarak ta örgütlülüğümüzü tamamlamamız gerekir. Bunun en baş göstergesi Cem Evine sahip olmaktır. Cem Evi, Aleviler için hem bir evdir. Hem ibadetini yaptıkları hem toplandıkları hem de hakka yürüme vaki olduğunda cenaze hizmetlerinin görüldüğü yerdir. Geçmişte, burada vefat eden canlarımızı halılara sararak memleketlerine göndermek zorunda kaldık. Bu olmazsa olmaz bir ihtiyacımız. Toplumumuzun bu yönde talepleri var. Biz bu taleplere aracılık ederek gerek siyasi iradeye gerek yerel yönetime değişik tarihlerde ısrarlı bir şekilde söyledik, dillendirdik. Hasan Bülent Türközen, içinde bulunduğumuz lokali bize verdi kiralama yöntemiyle ama Cem Evi ile ilgili ne uygun bir yer bulundu ne de bununla ilgili somut bir girişim olabildi. Ellerinde olan imkanlar demek ki müsait değildi. Rahmi Gençer, iş başına gelirken toplumumuza verdiği bir söz vardı. Cem Evi olayını halledeceğine dair. Her ne kadar söylediği süre içinde gerçekleştirememekle birlikte o sözünün arkasında durarak, bizimle bu ihtiyacımız noktasında dostane bir yaklaşımla, sorunlarımızı kendi sorunu gibi ele alarak bizim bu ihtiyacımızda yanımızda durdu” dedi.
“YAZAR AHMET YORULMAZ’IN ADINI KÜTÜPHANEYE VERECEĞİZ, YORULMAZ AİLESİNİN BU HAYRINI BOŞA ÇIKARTMAMIŞ OLACAĞIZ”
Kiraladıkları alanda eski hastane binası içinde rahmetli Ahmet Yorulmaz’ın ağabeyi Mahmut Yorulmaz’ın kendi paraları ile donatıp hastaneye bağışladıkları Diyaliz merkezi ile tomografi birimine ait prefabrik yapının olduğunu belirten Başkan Tekten, “Hastane binası devletin arazisidir. Bu yer belediyenin mülküdür. Fakat hastane orada olduğu için kullanımını hastaneye devretmişti. Bizim bu ihtiyacımızı karşılamak üzere Rahmi Bey ve meclis grubu bize yakınlık gösterdiler. Orayı Cem Evi ve Kültür Merkezi yapmamız için kiralamak üzere. Uzun süre kullanımla ilgili tahsisler önce Başbakanlığa ve Cumhurbaşkanlığı onayına ihtiyaç duyduğu için dosyamız yaklaşık 3 senedir devlet kademesinde tahsis onayını bekler durumda. Bu hali halen devam etmektedir. Biz bu ihtiyacın aciliyeti nedeniyle Encümenin verdiği bir kararla açtığı ihaleye katılıp orayı kiraladık. Biz belediyenin 3 yıl süreliğine resmi kiracısıyız. 2 prefabrik yapıdan oluşuyor. Arsanın tamamından faydalanacak bir şekilde projelendirme yapıyoruz. Belediyenin mülkü olan bina değer açısından büyüyecek hem de diğer binayı uygun bir hale dönüştüreceğiz. Ayvalık’taki insanlarımızın ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte olacak. Diyaliz merkezi, Emniyet Müdürlüğü tarafından kaçak göçmenlerle ilgili yatakhane olarak kullanıldı bir dönem. Hastane binası ve bizim kullanmayı amaçladığımız binalar harap hale geldi. Biz Yorulmaz ailesi ile yönetim kurulu olarak bir araya geldik. Onların da rızalıklarını alarak teşrif etmek için hazırlıklara başladık. İleride Cem Evine dönüştürdüğümüzde Yorulmaz ailesinin bu hayrını boşa çıkartmamış olacağız. İçerideki kütüphaneyi Ahmet Yorulmaz adına yapacağız. Ahmet Yorulmaz, Ege kültürü için bir daha yeri doldurulamayacak, dünyaya mal olmuş bir fikir adamıydı. Onun da adını yaşatmış olacağız. Bir an evvel yasal prosedürler tamamlandıktan sonra tadilat projesi hazırlayacağız. Proje onayından sonra inşai faaliyetlere başlayıp orayı kazandırmış olacağız. Proje finansmanı önemli. Dernekler kanununa göre gelir kaynaklarımız oldukça kısıtlı. Bunu kendi insanlarımız arasında dayanışma mantığı ile bu finansmanı sağlamaya çalışacağız. Proje olarak 300-400 bin liraya ihtiyaç var. İş adamlarımıza, Ayvalık halkımıza destek olmaları çağrısını zaman içinde yapacağız” dedi.