Nilgün KAYA
24 Ocak 1993 tarihinde evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu yaşamını yitiren Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu ölümünün 26. yılında Ayvalık’ta anıldı. Evinin önünde yıllardır düzenlenen törende bir araya gelen vatandaşlar, Mumcu’nun resmine birer kırmızı karanfil bırakıp, onu unutmadıklarını ifade ediyor.
Hain bir saldırı sonucu 26 yıl önce hayatını kaybeden Gazeteci Yazar Uğur Mumcu, 24 Ocak Perşembe günü Ayvalık Tapu Kadastro Sitesi’nde ki evinin önünde yapılan etkinlikle anıldı. Bu yıl ki etkinliği Ayvalık Belediyesi düzenledi.
Ayvalık Belediye Başkan vekili Gökay Bacan, CHP İlçe Başkanı Hüseyin Şalmanlı, CHP İlçe yönetimi, Belediye Meclis üyeleri Yalçın Taş, Salman Kayran, Fahri Güren, Mehmet Ali Tuncer, Hüseyin Barış, Belediye Kültür İşleri Müdürü Burak Tok, CHP ilçe eski başkanı Ahmet Toker, Atatürkçü Düşünce Derneği Ayvalık Şube Başkanı Ahmet Üzgeç ve şube yönetimi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ayvalık Şube Başkanı Nuray Özer, Başkan Yardımcısı Suat Şerifeken ve şube yönetimi, Kent Konseyi ve KASAİD Şube Başkanı Filiz Karayelli, Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Dilek Tan, AYKÜSAD Başkanı Yaşar Akçay, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ayvalık Şubeleri, Emekli-Sen Ayvalık Temsilcilerinin katıldığı anma töreni, saat 10.00’da başladı.
“ADALET VE DEMOKRASİ İÇİN TAM ZAMANIDIR”
Ocak ayının toplumsal hafızamızı yoklama zamanı olduğunu kaydeden Atatürkçü Düşünce Derneği Ayvalık Şube Başkanı Ahmet Üzgeç, “24 Ocak 1993’de araştırmacı gazeteciliğin öncüsü, Atatürk Devrim ve İlkelerinin ödünsüz savunucusu, Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu; aracına konulan bombanın patlaması sonucu, haince-sinsice katledildi. Türkiye, ayağa kalktı. Milyonlar sel olup aktı. Türk milleti, tek yürek olup haykırdı: “Türkiye laiktir laik kalacak”, “Uğurlar ölmez”, “Genciz güçlüyüz Atatürkçüyüz”. Siyasiler, namus sözleri verdiler. Dediler ki: “ katil ya da katilleri bulacağız.” İktidarlar değişti, aradan 26 yıl geçti. Bize göre katil ya da katiller malum… Ama aydınlatılamamış bir cinayet olarak kaldı Uğur Mumcu suikastı. Uğur Mumcu, yaşamı boyunca Türk Aydınlanmasının önündeki engelleri yıkmak için çalıştı. Devletin itibarını düşünmek yerine düşüren politikacılara karşı çıktı. Terörün her türlüsüne savaş açtı. 31 Ocak 1990’da yine hainler iş başındaydı. Atatürkçü, ulusalcı, demokrat ve devrimci, hocaların hocası, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy, evine girecekken apartmanın içinde vücuduna yönelen kurşunlarla şehit edildi. Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kuralı henüz yedi ay olmuştu. Çalışmaları, çabaları belli ki karanlıktan beslenen güç odaklarını ürkütmüştü. Yok edilmesi gerekiyordu. Prof. Dr. Muammer Aksoy’un katledilmesi tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Önemli bir toplumsal önder bedenen ortadan kaldırılmıştı. Muammer Aksoy cinayeti, 1980 sonrası aydın katliamlarının ilk halkasıydı. Cinayet aydınlatılabilseydi, sonraki aydın katliamları yaşanmayacaktı. Yine, siyasiler üzüntülerini ilettiler. Cinayeti aydınlatma sözü verdiler. Fakat sonuç değişmedi. Bizce malum olan hainler, açığa çıkartılmadı. Prof. Dr. Muammer Aksoy’un öldürülmesi en başta Uğur Mumcu’yu derinden etkiledi. Uğur Mumcu, Muammer Aksoy için “ kalpaksız Kuva-yi Milliyecilerin son temsilcisiydi” demişti. Muammer Aksoy cinayeti aydınlatılamadığı için, Uğur Mumcu da maalesef aynı kaderi paylaştı.
24 – 31 Ocak Adalet ve Demokrasi Haftası olarak kabul edildi. Karanlık odaklar, hain planlarını uygularken geride milyonlarca Muammer Aksoy ve Uğur Mumcu’nun yetiştiğini tahmin edemediler. Karanlıktan ve kandan beslenen bu odaklar; yanlış hesap yaptılar. Yok ettikleri bedeni varlıklarıydı, düşünceleri mücadelemizde yaşıyor. 24 Ocak 2001’de Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan da şehit edildi. Ali Gaffar Okkan Cumhuriyet, Atatürk ve ulus devlet konularında hassasiyet sahibiydi. Yurttaşların sevgisini, saygısını ve güvenini kazanmıştı. Bir Emniyet Müdürü’nün hem ulus devleti savunması hem de Atatürk Devrimi’ne bağlılığı bölge ve Türkiye üzerine projeleri olan kesimlerce hoş karşılanmadı. Göz göre göre şehit edildi. Ali Gaffar Okkan cinayeti de faili belliyken meçhul kaldı. Diyarbakır’da 2001’de doğan 2.500 çocuğa Ali Gaffar adı verildi. Ocak ayı, toplumsal hafızamızı yoklama zamanıdır. Ocak ayı, acıları bal eyleyerek, Atatürk Devrim ve İlkeleri’ne, üniter devlet yapımıza, hukukun üstünlüğüne, insan hak ve özgürlüklerine, demokrasiye her ne pahasına olursa olsun sahip çıkma zamanıdır. Tüm yurtsever kurum ve kuruluşları, yurttaşlarımızı Atatürkçü Düşünce çatısı altında güç birliği yapmaya, karanlık güç odaklarına karşı omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz. 2019, Büyük Atatürk’ün eşsiz liderliğinde milli mücadeleye başlamamızın 100. ve Derneğimizin kuruluşunun 30. yılıdır. Adalet ve Demokrasi için mücadelenin tam zamanıdır” dedi.
“İYİ Kİ UĞUR MUMCU’LAR VAR”
Belediye Başkanı Rahmi Gençer’in şehir dışında bulunması nedeniyle törene katılamadığını belirten Belediye Başkan vekili Gökay Bacan, “Bir yanımızda Uğur Mumcu’yu yitirmenin acısı bir yanımızda da onun bize öğrettikleri ile birlikte her yıl olduğu gibi buraya toplanmış bulunuyoruz. Aydınlarımız çok zor yetişmekte ama çok kolay katledilmekte. Bizler onun aydınlattığı yolda, yazdığı kitaplarda okuduğumuz her kelimenin bugünün Türkiye’sinde gerçek olduğunu bir kez daha farkına varıyoruz. Bu ışık sayesinde önümüzü aydınlatıyoruz. Bizim herkese göre şansımız şöyle; Uğur Mumcu Ayvalık’ta yaşadı. Ayvalık’ta bu havayı soludu. İyi ki Uğur Mumcu’lar var. İyi ki kalpaksız Kuvay-i Milliyeci’ler var. Türkiye’nin bugünlerde Uğur Mumcu’ya ihtiyacı olduğunu daha çok görüyoruz. Sizler buraya gelerek bir Uğur Mumcu olduğunuzu zaten gösteriyorsunuz. Ayvalık’ımız her zaman Türkiye’ye örnek olmuş bir kent olarak aydınlarımıza sahip çıkmış ve çıkmaya devam edecektir. Bu dönemde kaybettiğimiz bütün aydınlarımızı sevgi ve saygıyla anıyoruz” dedi.
Mumcu’nun evinin önüne yerleştirilen fotoğrafının üzerine kırmızı karanfiller bırakılmasıyla anma töreni sona erdi.
