Nilgün KAYA
Ayvalık’ta Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Bileşenleri, 1 Mayıs İşçi Bayramına hazırlanıyor.
Ayvalık’ta 1 Mayıs Çarşamba günü saat 11.00’de, Öğretmen Evi önünde buluşup, ilçe merkezindeki Cumhuriyet Meydanına yürüyerek İşçi Bayramını kutlamaya hazırlanan KESK Bileşenleri, emeğin sömürülmediği, haksızlık, adaletsizlik ve eşitsizliğin olmadığı, aydınlık bir gelecek umuduyla 1 Mayıs’ı kutlama çağrısı yaptı.
Yapılan yazılı açıklamada, “Sevgili dostlar 1 Mayıs 2019 Çarşamba günü, saat 11.00’de Ayvalık Öğretmen Evi önünde Grup Bandista’nın katılımıyla işçisi, kamu çalışanı, işsizi, emekçisi, emeklisi, aydını, sanatçısı, gazetecisi, öğrencisi, esnafı, kadını, genci, yaşlısıyla dolduracağımız 1 Mayıs meydanlarında nasıl bir memleket istediğimizi kol kola, omuz omuza dile getireceğiz. Bizim memleket dediğimiz, küçük bir azınlık için değil, bir avuç patron ve yandaş sermaye için değil, halkın emekçi çoğunluğu için yaşanabilir bir memlekettir. Biz memleket isteriz, ekonomik krizin faturasını krizin sorumluları ödesin. Bizim memleket dediğimiz, sermaye ve iktidar sahiplerinin çıkarları doğrultusunda, hukuksuz ve keyfi bir biçimde yönetilen bir ülke değildir. Biz memleket isteriz, işçi sınıfı başta olmak üzere halkın yüzde 99’u insanca, özgürce, kardeşçe yaşasın. Bizim memleket dediğimiz, ülkenin birikimlerinin varlık fonu adı altında talan edildiği, işsizlik fonunun patronlara, bankalara peşkeş çekildiği, kıdem tazminatımıza bile göz konulduğu bir ülke değildir. Biz memleket isteriz, herkesin güvenceli ve insanca çalıştığı bir işi olsun. Bizim memleket dediğimiz, ölümüne çalıştırıldığımız iş yerleri, açlık ve yoksulluk sınırının altında ücretler, taşeron köleliği, güvencesizlik değildir. Biz memleket isteriz, iş cinayetlerine kurban gitmeyelim, insanca yaşayabilelim. Yıllardır ceplerini doldururken sırtımızdan elde ettikleri nimetleri kimseyle paylaşmayanların, ‘hep bana’ diyenlerin, işimize, aşımıza, haklarımıza el uzatanların çiftliği değildir memleket. Biz memleket isteriz, adalet olsun, zam-zulüm-işsizlik son bulsun. Bizim memleket dediğimiz, (KHK) kanun hükmünde kararnamelerle on binlerce kişinin ihraç edildiği, barış talep eden akademisyenlerin cezalandırıldığı, hapishaneleri muhaliflerle, akademisyenlerle, gazetecilerle, siyasetçilerle dolu, devletin kendi hukukuna, kurallarına bile uymadığı, hukuk devleti ile bağdaşmayan, demokrasiden uzaklaşmış bir ülke değildir. Biz memleket isteriz, siyasi gerekçeli her türlü cezalandırma son bulsun, devlet kendi kurallarına ve hukukuna uysun. Bizim memleket dediğimiz, sokaklarda, meydanlarda, grevlerde, mahkemelerde hakkımızı savunmanın engellendiği, seçim sandıklarında hesap sormanın bile neredeyse suç ilan edildiği bir ülke değildir. Biz memleket isteriz, demokrasi olsun, seçme-seçilme, örgütlenme ve grev hakkımız tam olsun. Bizim memleket dediğimiz, sadece tek kişinin konuşup milyonların alkışlamak zorunda olduğu bir ülke değildir. Biz memleket isteriz, özgürlük olsun; düşünmek, konuşmak, yazmak, çizmek, itiraz etmek özgür olsun. Bizim memleket dediğimiz, emekçilerin bir bölümünün diğer bölümüne karşı kışkırtıldığı, ülkeyi yönetenler ve kontrolündeki medya tarafından hedef gösterildiği, düşmanlaştırıldığı, göçmen işçilerin yok sayıldığı, savaş ve baskı politikalarıyla yönetilen bir ülke değildir. Biz memleket isteriz, kimse cinsiyetinden, kimliğinden, inancından dolayı ikinci sınıf yurttaş olmasın; biz memleket isteriz eşit yurttaşlık, barış ve kardeşlik hâkim olsun’ denildi.
Emeğe, ekmeğe, işe, geleceğe ve memlekete sahip çıkararak, barış içinde, savaşsız, sömürüsüz bir dünyada yaşama ve yaşatma umudunu 1 Mayıs meydanlarında yükselteceklerini ifade eden KESK Bileşenleri, “Şu gerçeğin bir kere daha altını çizmek isteriz ki, 1 Mayıs herhangi bir miting değildir.1 Mayıs miting değildir. 1 Mayıs dünyanın her tarafında, beş kıtada yüzlerce ülkede kutlanan, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. 1 Mayıs, yılın 365 günü ezilen, horlanan, yok sayılan milyonların kendilerini ifade ettiği, taleplerini, tepkilerini dile getirdiği bir gündür ve dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de işçilerin ve emekçilerin, bu günü kentin en merkezi meydanlarında coşkuyla kutlama hakkı vardır. Bu sadece İstanbul için değil, tüm kentlerimiz için en doğal haktır. 1 Mayıs Uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma gününde Taksim alanında olmak, tarihi ve ahlaki olduğu kadar, hukuki açıdan da hakkımızdır. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin ve ulusal mahkemelerin çok sayıda kararı Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs kutlamanın bizler açısından bir hak ve görev olduğunu tescil etmiş, ancak mahkeme kararlarını yok sayan idare tarafından bu hakkımız defalarca gasp edilerek suç işlenmiştir. Yani her nasıl ki 29 Ekim’de Bağdat Caddesinde yürüyüş yapabiliyorsak, 10 Kasım’da Dolmabahçe’de anma düzenleyebiliyorsak, Ramazan ayında Taksim’de iftar çadırları ve etkinlikler yapabiliyorsak, tüm bu özel günler ve bayramlar için Valilikçe miting alanı olarak belirlenmiş alanlar gösterilmiyor ise, 1 Mayıs ta bu kapsamdadır. Resmi tatil ve bayram günü ilan edilen 1 Mayıs’ın bu istisna kapsamında olmadığını iddia etmek ise açıkça işçileri, emekçileri, bu ülkenin tüm değerlerini üretenleri yok saymak anlamına gelecektir. Biz, 1 Mayıs 2019 bileşenleri olarak tüm yetkilileri akla, hukuka, tarihe, işçi sınıfına ve İstanbul’a saygı duymaya davet ediyoruz. 1 Mayıs Birlik Mücadele ve Dayanışma günümüzü taleplerimizle, rengârenk bayraklarımızla, türkülerimizle, halaylarımızla, karanfillerimizle tek yürek olarak, en kitlesel ve en coşkulu biçimde kutlamak istiyoruz. Bizler, bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini yaratanlarız; bizler yaşamı var edenleriz; bizler bugün baskıcı ve akıldışı bir rejimin harap ettiği memleketimizi ve demokrasiyi yeniden kuracak olan emekçileriz. Emperyalist, kapitalist sistemin, faşizmin ve her türden gericiliğin, savaşlarla, ekonomik krizlerle, ekolojik felaketlerle yıkıma sürüklediği dünyayı, savaşsız ve sömürüsüz bir dünyaya dönüştürecek olan bizleriz. Baharın en güzelini örgütleyecek olan, istibdatı yıkıp hürriyeti kuracak olan, demokrasiye gerçek anlamını kazandıracak olan, mutlu bir hayatı filizlendirecek olan milyonlar 1 Mayıs meydanlarında buluşacak. Evet; biz çoğuz, çoğunluğuz, milyonlarız, halkız! Türkiye’nin dört bir yanından bir kez daha göstereceğiz ki haramilerin saltanatına son verecek olan biziz! Emeğin ve alın terinin baharını örgütleyecek olan mücadelemizle, işçi sınıfının ve emekçi halklarımızın birliğinden gelen gücümüzle, dayanışma ruhumuzla; ekmek, gül ve hürriyet günlerine olan inancımızla, Haydi 1 Mayısa” dedi.