1.DERECE DEPREM RİSKİ TAŞIYAN AYVALIK, BÜYÜK DEPREME HAZIR MI?

Fotoğraf: Nilgün Kaya arşiv

Nilgün KAYA

(2019 yılında gerçekleştirilen panel ve yaptığımız haberi, 17 Ağustos depreminin 22. yılı nedeniyle bir kez daha yayınlıyoruz)

Ayvalık Küçükköy Kültür Merkezi’nde 12 Kasım’da düzenlenen ‘Ayvalık’ın Depremselliği’ konulu panelin sonuç bildirgesi açıklandı. Ayvalık’ın 1’nci derece deprem riski taşıyan bir bölge olduğu hatırlatılan bildirgede,  kentin büyük depreme hazır olması gerektiği vurgulandı. Panelin üzerinden 2 yıl geçmişken önemli bir soru hala yanıt bekliyor; ‘1. Derece deprem riski taşıyan Ayvalık, büyük depreme hazır mı?’

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği ile  Ayvalık Belediyesi işbirliğinde düzenlenen panelde, Jeoloji Yüksek Mühendisi JMO Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er moderatörlüğünde, Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, DAHAD Başkanı Fuat Agalday, Afet Yönetim Uzmanı Özden Işık, Balıkesir İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Özcan, Balıkesir Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Çetin Septel ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Ayvalık Temsilcisi Bülent Özgen, deprem gerçeği ve tehdidini Ayvalık ve bölge ölçeğinde ele almıştı.

“17 AĞUSTOS’UN ÜZERİNDEN 20 YIL GEÇTİ AMA DEPREM HAZIRLIKLARI KONUSUNDA MESAFE KAT EDİLMEDİ”

17 Ağustos Marmara Depremi ve 12 Kasım Düzce Depreminin üzerinden  tam 20 yıl geçmesine rağmen deprem hazırlıkları konusunda bir mesafe kat edilemediğini vurgulayan panel sonuç bildirgesinde, ‘Ülkemizin deprem ülkesi olduğu dikkate alındığında,tedbirlerin  zamanında alınması zaruriyeti  doğmaktadır.  Deprem bölge  haritaları incelendiğinde Ayvalık I. Derece deprem riski taşıyan bölgededir. Aynı haritaları incelediğimizde Ayvalık’ın kuzeyinde Havran-Edremit-Kaz Dağları fayları, batısında Midilli çukuru fayları, doğusunda Kozak bloğu fayları, güneyinde Dikili, Bakırçay havzası, Gediz havzası ve İzmir havzası fayları bulunmaktadır. Ayvalık etrafı çöküntü alanları itibariyle deprem riskinde olan bir konumdadır. Edremit Körfezi, Bakırçay-Simav, Gediz-Küçük Menderes ve Midilli çöküntüleri Ayvalık’ta depremsel riskler yaratan ve tektonik hareketlerin gözlendiği bölgelerdir. Bir de tarih içinde İzmir, Manisa, Marmara, Çanakkale, Balıkesir’de oluşan büyük depremler düşünüldüğünde Ayvalık’ın bundan etkilenmemesi imkânsızdır.’

“BETONARME BİNALARIN PERFORMANS KONTROLÜ DEPREMDEN SONRA DEĞİL ŞİMDİ YAPILMALI”

‘9 Ekim 2017 tarihinde düzenlenen ilk panelden sonra belediyeye jeofizik mühendisinin alınması memnuniyet vericidir. Çünkü; yeni yapılan binaların ve kentsel dönüşümlerin “Türkiye Bina ve Deprem Yönetmeliğine”göre uygun yapıldığı  ,İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce  de  kontrolleri yapıldığı sunumda belirtilmiştir.  Ayvalık kent merkezli,alüvyonlu zeminler ve bu zeminde  oturma ve sıvılaşma yerleri mutlak olarak 1/1000 ölçekli haritalarda belirlenmeli ve bu zeminlerde uygun tedbirler alınmalıdır. 1/1000 lik haritaların 1/100.000 ölçekli haritalara göre revize edilmesi lazımdır. Ayvalık’ın zemininin bazı bölgelerinde,sıvılaşma beklendiğinden,ilçe zemininin bir deprem sırasında nasıl bir tepki vereceğinin belirlenmesi,fay hatlarıyla sismolojik çalışmalarını yapılması gerekir. Mevcut betonarme binaların,özellikle okul,hastane,enerji merkezleri ve nakil hatlarının   performanslarının değerlendirilmesi yapılmalıdır. Problemin çözümü sadece depreme dayanıklı yapı üretiminde aramak veya depremden sonra kontrol ettirmek  gerçekçi bir yaklaşım değildir.  Deprem öncesi,deprem anında ve deprem sonrasında  yapılması gerekenlerle ilgili broşür hazırlanmıştır.Son derece  pratik bilgiler içeren bu broşürün halka yararlı olacağı değerlendirilmiştir.’

“BELEDİYE KAÇAK YAPILAR VE KIYIDAKİ İNŞAATLARI KONTROL ETMELİ”

TÜBİTAK projesi kapsamında Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ve İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün işbirliği ile Lale Adasına deprem kayıt cihazı kurulduğu belirtilen sonuç bildirgesinde ayrıca; ‘  Ayvalık Belediye Başkanlığınca; uydu haritasından imarlı binalar işaretlenerek, depremde sorun olacak olan  kaçak yapılar hakkında gerekli kanuni işlemler yapılmalıdır. Ayvalık Belediye Zabıta Müdürlüğünce  özellikle kıyılarda inşaatların deprem yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığı sık sık kontrol edilmesi tavsiye edilir.(kat sayısı)  Köprü, viyadük ve ulaşım sistemlerinin yanı sıra hayati öneme sahip gömülü ve yüzeydeki doğalgaz, elektrik, boru ve iletişim hatları gibi dağıtım sistemlerinin güçlendirilmesine yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Öncelikle evimizde dolap,vitrin ve buzdolabı gibi malzemeleri duvara sabitlemek gerekmektedir. Ayvalık ilçesinde düzensiz bir zemin yapısı olmasından dolayı her bina için yapılacak jeofizik etütlerin en az iki yöntem ile denetimli bir şeklide yapılması gerekmektedir. Zemin etüdü ile tespit edilen, depremde daha fazla etkilenmesi muhtemel alanlarda mutlaka zeminlerin iyileştirilmesi yapılmalıdır. Deprem sonrası kullanılacak kaynakların envanter çalışması planlanmıştır.(havuzlar,jeneratör olan yapıların listesi coğrafi  bilgi sistemlerine işlenecektir.)  Okul, askeri binalar ve kamu binalarının güvenliği için gerekli tedbirler alınmalı. Bunun için bir saatlik eğitim, bilgilendirme değil, esas beceri eğitimi ve tatbikat yapılmalıdır. Yapılan çalışmalar konusunda halk duyurularla, toplantılarla, okul ve konut ziyaretleriyle bilgilendirilmeli.  Bütün bu çalışmalar, el yordamıyla ya da oradan buradan kopyala yapıştır şeklinde değil; uluslararası standartlara ve yeni yönetmeliklerimize uygun olarak hazırlanacak olan afet risk azaltma, afet müdahale ve afet iyileştirme planlarına göre yapılmalıdır. Afet ve Acil  Müdahale Planları,Risk azaltma planları yapılırken İklim değişikliği de dikkate alınmalıdır. Acil toplanma bölgelerine levhaların dikilmesi yerinde olmakla beraber fotoğraflarının çekilip İl Afad Müdürlüğüne gönderilmesi gerekmektedir.Toplanma bölgeleri bulunmayan mahallere ait acil toplanma bölgelerinin belirlenmesi planlanmıştır. AFAD’ın planına göre 3 tane  deprem senaryolarından , sadece 2 no’lu senaryo Ayvalık’ı  etkilemektedir.Bence diğer senaryolara göre de tedbir alınmalıdır. Bu senaryoya göre 2500 çadıra ihtiyacı vardır.Bu tür ve benzeri ihtiyaçlar 3634 sayılı M.M.M.kanuna göre  karşılanması söz konusudur.Bunun için her yıl, 1 Nisan tarihinde mülki amir Başkanlığında komisyonda karar alınabilinir. Her yıkıcı deprem, gelecekteki depremlerin zararlarını en aza indirme  de kullanılabilecek çeşitli verileri de birlikte üretmiş,diğer bir ifadeyle doğal bir laboratuvar oluşturmuş,ancak  bu veriler doğru,düzenli olarak sistematik olarak derlenmemiş ve herkesin kullanımına açık olarak arşivlenmemiştir.  Bu nedenlerle; ulusal/il/ilçe düzeyde bir “Deprem Bilgi Bankası”oluşturulması ve geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Depremlerin engellenebilmesi mümkün değildir,ancak afete dönüşmesi engellenebilir.Zaten afet , bir olayın kendisi değil,doğurduğu sonuçtur.Oluşan depremlerin afete dönüşmemesi de Deprem Yönetmeliği ve ilgili mevzuatlarına uygun binaların üretilmesi ile mümkün olacaktır. Ülkemizde 1947 yılından itibaren  sonuncusu 01.01.2019 yılında yürürlüğe girmiş olan  sekiz defa Yönetmelik yayınlanmıştır.Son olarak yayınlanan “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği” gelişen bilim ve teknolojilere paralel olarak  oldukça kapsamlı ve detaylı bir yönetmeliktir. Sonuç olarak oluşan depremlerde meydana gelen can kayıplarını engelleyebilmek, yönetmeliklerin tam olarak uygulanması ve uygulatılması ile  gerçekleşecektir. İnsanları depremler  değil bilim,teknoloji ve mühendislik hizmeti almamış binalar öldürür. Deprem riskini azaltmada ve depremle baş edebilmede hazırlıklı ve dirençli bir toplum yaratılmasının, bu amaca yönelik kurumsal altyapı oluşturulması ve konuyla ilgili ARGE faaliyetlerinin önceliklerinin belirlenmesi amacıyla ilk kez Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı hazırlandı. Bu planın ana amacının depremlerin neden olabileceği fiziksel, ekonomik, sosyal, çevresel ve politik zarar ve kayıpları önlemek veya etkilerini azaltmak ve depreme dirençli, güvenli, hazırlıklı ve sürdürülebilir yeni yaşam çevreleri oluşturmak olduğu dikkate alınırsa, yol haritası çıkartılarak,planlar hazırlanmalıdır.  Bu bağlamda, UDSEP’in hedef, strateji ve eylemleri ”depremleri öğrenmek”, ”deprem güvenli yerleşme ve yapılaşma”, ”depremlerin etkisiyle baş edebilmek” olmak üzere 3 ana eksende olduğu dikkate alınırsa  planlarda bu hususa önem verilmelidir. Midilli yüzyıllar önce Ayvalık’tan kopmuş bir kara parçasıdır. Yıllar önce 9 ve 10 büyüklüğünde  deprem olmuş,bu depremden sonra Cunda adasında ise tsunamilerin olduğu kayıtlardan anlaşılmaktadır.Ege denizinden fay araştırması yapılması gerektiği  TUDAV’IN 20. yıl yıl dönümü raporunda belirtilmiştir. Yapılan CİMER başvurusunda, ‘Ege denizinde diri fay araştırması gerçekleşmemiştir’ diye cevap verilmiştir. Bu çerçevede, tsunami risk modelleri yapılarak  kayıp senaryoları geliştirilmelidir.. Deniz seviyesi ölçüm ağı geliştirilmeli  ve seviye ölçümleri yapılmalıdır. Sistemin etkin çalışabilmesi için gerekli olan sismik ve jeofizik ölçüm ve araştırmalar yapılmalıdır.Bu ölçüm  ve araştırmalar iklim değişikliği içinde bir yararlı olacaktır. Deprem bölgelerinde yer alan tarihi yapıların envanteri çıkarılarak önem ve öncelik dereceleri belirlenecek. Tarihi yapıların düşey yükler ve deprem etkileri altında taşıyıcı sistem güvenlikleri belirlenmeli ve  Yeterli güvenliğe sahip olmadığı belirlenen yapılar için güçlendirme yöntemler geliştirilmelidir. Mülki idare amirlerince;  yerel yöneticiler ve idareciler için  hizmet içi eğitimlerini Afet ve Acil Durum Yönetimi eğitimi verilmelidir. Zorunlu deprem sigortasının yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Sismik İzolasyon sistemi için; depremin sarsıcı şokunu ve yapıya etkiyen deprem kuvvetlerini yatay yönde azaltan bir süspansiyon sistemidir dersek yanlış olmaz. Binanın deprem sonrasında da işlevine devam etmesini sağlar. Bu panelle bilikte;’Eğitim yuvaları ve Yurt binaları  neden  sismik izolasyonlu  olmasın? çocuklarımız ölmesin!’ konulu kampanya başlatıyoruz . Depremden sonra ayakta kalarak hizmet vermesi beklenen başta hastane,enerji nakil binaları, itfaiye binaları, ulaşım istasyonları, enerji nakil hatları, vilayet, kaymakamlık, belediye binaları, eğitim yapıları, yurtlar, askeri kışlalar, cezaevleri, cephanelikler, patlayıcı madde depoları  sismik izolasyonlu olması muhtemel can kayıpları önler. Afet çantası, bir afet meydana geldikten sonra ihtiyaç duyacağınız temel gereksinimlerin bir arada bulunduğu çantadır. Büyük bir deprem sonrasında ilk 72 saat için yardım ulaşmayabileceğini göz önüne alarak afet çantasının içinde en az üç gün yetecek kadar malzeme bulundurulmalıdır. ‘ denildi.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE AFET GENELGESİ

Bildirgede, iklim değişikliği  nedeniyle iklim eylem planının önemine de dikkat çekilerek, ‘ Son yıllarda küresel  iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan  sel ve taşkınlar olmak üzere,afetlerin sayısı ve şiddetinde artışlar yaşanmakta,bilhassa son dönemler de kamuoyuna yansıyan  afetler ve can ve mal kaybına yol açmaktadır.Ülkemizin deprem ülkesi de olduğu dikkate alındığında,tedbirlerin  zamanında alınması zaruriyeti  doğmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğünün 22 Ocak 2019 gün ve Sayı:  71188846/18201 sayılı  “İklim Değişikliği ve Afet Önlemleri” genelgesi kapsamında gerekli tedbirler alınmalıdır.’ Denildi.

AYVALIK’TA NELER YAPILMASI GEREK?

Bildirgede, ‘Ayvalık Belediye Başkanlığı ile Ayvalık halkı arasında Ayvalık Kent Konseyi köprü vazifesi görevini üstlenmeli ve BM Sürdürülebilir Kalkınma amaçları doğrultusunda oluşturacağı 11 ve 13 no’lu çalışma gruplarıyla bu görevi yerine getirebilir.  Mahalle bazında “Yerel Afet Gönüllüleri (YAG)” şeklinde birimler oluşturularak halkın ilk yardım, yangın söndürme ve hafif arama kurtarma konusunda beceri sahibi olmasını sağlanmalı. Halkın depreme hazırlık ve temel afet bilinci, güvenli yaşam konularında (CD, kitap, seminer, söyleşi, tiyatro ile) sürekli eğitilerek bilinçlendirilmesi yapılmalıdır.Öncelikle Altınova, Ayvalık’ın Balıkesir girişindeki mahalleler ve Cunda adasındaki mahallelerden başlatılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. Hafif Arama ve Kurtarma Eğitimini ve Sertifika vermeye yetkili  sadece İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğüdür. Balıkesir’de başka hiçbir kurum ve kuruluş yetkili değildir.  İnsanlar küçük yangınları söndürebilmeyi, kanamayı durdurmayı, elektrik ve su hatlarını kesebilmeyi öğrenmeli. Herkesin bu gibi temel ilk yardım bilgilerini öğrenmeleri zorunlu olmalı.  Devlet bir anda 20 milyon kişiye müdahale edemez. Çünkü ölüm olayları ilk saatlerde gerçekleşiyor. Mahalle bazında yaralı toplama, ilk yardım, sahra hastanesi, aş evi, barınma, toplanma, haberleşme, bağış dağıtımı, ailelerin toplanması gibi acil durum yolları ve alanları belirlenmeli/oluşturmalı  ve  bu yerler konusunda halk bilgilendirilmeli.  Ayvalık Kent Konseyi; Ayvalık’ta ki tüm STK’ları ve çevre örgütleri bir araya toplayarak ,2-3 günlük çalıştayda konunun çalışma atölyelerinde görüşüldükten sonra  müteakip ,bu planların oluşumuna yardımcı olabilir.’ Denildi.

.