Nilgün KAYA
Cumhuriyet Kadınları Derneği Ayvalık Şubesi, Andımızın ilköğretim okullarında okunması uygulamasına son verilmesine tepki gösterdi.
Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür’ün açıklamasını Ayvalık’ta kamuoyu ile paylaşan CKD Ayvalık Şube Başkanı Gülden Sarıbaş, “Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2013 yılında çıkarılan yönetmelikle Andımızın ilköğretim okullarında okunması uygulamasına son verilmişti. Türk Eğitim-Sen bu kararın iptal edilmesi için Danıştay’da açtığı dava sonucunda 2018 yılında yönetmelik iptal edildi; ancak Milli Eğitim Bakanlığı Andımızın okunması uygulamasına geri dönmedi ve kararı temyizine taşıdı. En sonunda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 12 Mart’ta kesin hükmünü verdi: Yönetmelik uygulanacak, bundan sonra Andımız okunmayacaktır. Derneğimiz 2013 yılında başlayan Andımızın okutulmaması sorunu üzerine esaslı bir mücadeleye girişmiş, basın açıklamalarıyla kararın kaldırılmasını ısrarla talep etmiştir. Dernek üyelerimiz velilerle birlikte okul bahçelerinde Andımızı okuyarak konuyu canlı tutmaya çalışmıştır. Danıştay 8. Dairesinin verdiği yönetmeliğin iptali kararını milletimizle birlikte derneğimiz de coşkuyla karşılamıştır. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı, kararın temyize taşındığı gerekçesiyle Andımız yasağını kaldırmamıştır. Şimdi de Andımızın okunmaması kararı kesinleşmiş bulunuyor. Cumhuriyetimizi kuran devrimci kadroların en önde gelen isimlerinden Reşit Galip’in bu andı yazma nedeni, Cumhuriyetle birlikte Anadolu halkını çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma ortak ülküsü içinde birleştirmek ve yeni nesillere ulus bütünlüğü içinde çağdaşlaşma ülküsünü benimsetmektir. Andımızda geçen Türk ifadesinin ırkçı bakışla değil; İtalyan, Rus, Fransız, İngiliz, Alman, İspanyol veya Japon dendiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını Türk olarak isimlendirme şeklinde kullanıldığını bilmekteyiz. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun bu kararı, Türk-Kürt ayrımıyla beslenerek yıllardır iliğimizi, kemiğimizi kurutan bölücü teröre karşı bugün elde ettiğimiz büyük başarının milletimizi birleştiren muazzam yönünü görmezden gelmek olmuştur. Yargımız “Türk” ifadesini “ayrıştırıcı” bula dursun, Doğu ve Güneydoğumuzdaki vatandaşlarımız ellerinde Türk bayraklarıyla “Türk de biziz, Kürt de biziz, hepimiz Türk Milletiyiz” sözleriyle birleşmiştir. Yargının kâğıt üzerindeki kaygısının, terörü ezerek birleşen milletimizin bugününde ve yarınında bir karşılığı bulunmuyor. Milletçe ulus devlet bütünlüğü içinde aydınlık günlere ilerleme irademizi yeni nesillere benimsetmek zorundayız. Andımızın okullarda okutulması bugün her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır. Bu yol nasıl açılır, bilmiyoruz ama açılmalı ve bütün çocuklarımız gururla:
Türk’üm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun! Diyebilmelidir.” dedi.