Nilgün KAYA
CHP Ayvalık ilçe Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, enflasyon oranından amirallerin açıklamasına, işsizlikten salgında dünyanın ilk sırasına yerleşmesine kadar ülke gündemini irdeledi.
Yapılan açıklamada, ‘Bir yanda mutfakta büyüyen yangın, özellikle gençlerimizin artan işsizliği, umutsuzlugu, esnafımızın salgınla bir başına bırakılması, emekçilerimizin çaresizliği, felakete dönüşen salgın, diğer yanda ise tüm bunları unutturmaya çalışan, yapay gündem ile halkı oyalamaya çalışsan saray yönetimi. Mart’ta 12 aylık enflasyon yüzde 16,2 olmuş. Bu, 2019’dan bu yana gerçekleşen, en yüksek 12 aylık Mart ayı enflasyonu. Ve bu enflasyonla Türkiye, dünya üzerinde en yüksek enflasyona sahip 14. ekonomi olmuş. Ayrı ligde bulunduğumuz ülkeler, Nijerya Etiyopya, Haiti. Son bir yılda, yumurta yüzde 64, ayçiçek yağı yüzde 60, mısırözü yağı yüzde 55. mercimek yüzde 45, tavuk eti yüzde 44 zam görmüş. Bunlar da TÜIK’in makyajlı rakamlan Pazardaki, marketteki yangın çok daha büyük. Yönetilemeyen salgın, aldı başını gidiyor. Kendi siyasi ikbalini, toplum sağlığının önüne koymak zulümdür. Türkiye lebalep kongrelerin de katkısıyla, onun millete verdiği cesaretle Dünyada salgının yeni merkez üslerinden biri oldu. Salgının başladığı Çin bile, bizim yanımızda solda sıfır kaldı. Ülkemizde günlük vaka sayılan artık 40 binin üzerine yerleşti. Bu vaka sayılarıyla, dünyada üçüncü, Avrupa’da ikinci sıradayız.
Gençlerimiz işsiz. Millet evladını yıllarca okutuyor, çocuklar okullarda dirsek çürütüyor. Ama sonra yıllarca iş bulamıyor. Gençlerine umut veremeyen bir ülke, geleceğe de umutla bakamaz. 19 yıldır iktidar olup da, bu ülkede 10 milyon 287 bin yurttaşımız halen işsizse, son iki ayda 1 milyon 926 bin çalışanımız işini kaybetmişse, her 100 işsizden 27’si üniversite mezunuysa ve bu memleketin en değerli varlığı olan her dört gençten biri işsizse, demek ki Saray Hükümet, üzerine düşen görevi yapmamıştır, yapamamıştır.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm mazlumların sesi olmaya ihsan ve adalet bayrağını savunmaya devam edeceğiz. Bütün bu sorunlar halkın gerçek gündemi iken, açlığı yoksulluğu, işsizligi, intiharlar yani ülkedeki zulmün üstünü, darbe iddialarıyla örtme senaryosu uygulamaya kondu. Seçim kazanmak için bölücü terör örgütü elebaşının mektubunu televizyonlarda okuttuğunda, kardeşini devlet televizyonlarına çıkarttığında, bunlara ifade özgürlügü diyor. Ama “Mavi Vatan’ı savunmak için ömürlerini harcamış olan emekli amirallerin bulunduğu bir grubun yaptığı bir açıklama “Darbe yapmak için bir araya gelmek” olarak yorumlanıyor. Montrö, hem Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme, hem de Türkiye’ye Istanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyısı olan güvenliğin temel belgesidir. Montrö, Karadeniz’i barış denizi yapmıştır, İkinci Dünya Savaşı’nda tarafsızlığın korumasına imkan yaratmıştır. Şimdi soruyorum sizlere, Montrö’ yu savunmanın neresidir darbe çığırtkanlığı?. En az bunun kadar önemli bir olay daha var. Emekli 104 amiralin imzasıyla yayınlanan Montrö bildirisinin ardından AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Bu işin merkezinde CHP var, medyada göreceksiniz’ demiş ve bu sözlerden kısa bir süre sonra da bir gazetenin internet sitesinde emekli askerlerin ailelerinden CHP’ye üye olan kişilerin isimleri yayınlanmıştı. Bu durum, neresinden bakarsanız bakın tam anlamıyla anlamsızdır, kişi haklarına saldırıdır, yandaş basının halini ortaya koyan trajedidir. Cumhuriyetimizle yaşıt olan partimize üye olmak ne zamandır suç oldu. Anayasamızın 68inci maddesine göre “Vatandaşlar, siyasi parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir.” demektedir. Anayasal bir hakkın darbe ile ilintilendirilmesi ve AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı’nın sözlerinin bir yandaş gazete tarafından talimat gibi algılanarak, bir yerlere yaranmak maksatlı yaptığı yayın çok düşündürücüdür.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak darbelere karşı tavrımız son derece nettir. Bunu tarih ve millet huzurunda bir kez daha buradan ilan ediyoruz. Biz darbenin her türlüsüne karşıyız. Postalla yapılan darbeye de karşıyız. Mokasenle yapılan darbeye de karşıyız. Milletimizin hakkının, hukukunun her zaman yanında olacağız. Milli iradenin daima savunucusu olacağız. Son sözümüz ise hükümetedir. Yapay gündem yaratmayın, halkın gerçek gündemi ile ilgilenin. Mutfaktaki yangını söndürün. Biliyoruz ki halkın gündemi sizi ilgilendirmiyor.
Bunun için de diyoruz ki: Milletimiz herkesi yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla görüyor. Herkesin notunu veriyor. Milletimiz sandığın daha fazla gecikmeden, önüne gelmesini istiyor. Sandık önüne geldiğinde de gereğini yapacak. Bu kibirli kadroları, kendini beğenmiş kadroları evlerine gönderecek Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarı, halkın iktidarı olacaktır.” Denildi.