Nilgün KAYA
Ayvalık Kadın İnisiyatifi, Cumhuriyet Meydanında bir araya gelerek, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmediklerini vurguladı.
“Kadınların Anayasası” olarak kabul ettiğimiz İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmediğimizi yine, yeniden ilan etmek için toplandık!” Diyen Ayvalık Kadın İnisiyatifi adına yapılan açıklama Nebahat Dinler ve Edibe Keleş tarafından okunurken İnisiyatifine sekiz kadın İstanbul Sözleşmesinden neden vazgeçilmediğini ifade etti.
Açıklamada, “Türkiye, bir gece yarısı tek bir imzayla İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini açıkladı. 1 Temmuz itibariyle de İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kaldırılacak. Zaten uygulanmayan, ancak, kadınların can güvenliğinin garantisi olan İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılması, kadına yönelik şiddeti daha da artıracak, şiddet faillerini cesaretlendirecek. Kadınlar, yurdun dört bir yanında hemen her gün haykırıyorlar “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır, İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz” diye. Ama kulaklar sağır, vicdanlar kör olunca duyulmuyor. Kadınlar hemen her gün canlarıyla bedel ödeyerek gösteriyorlar İstanbul Sözleşmesi’nin hayat kurtaracağını, ama gözler kör, vicdanlar sağır olunca görülmüyor. Kadın cinayetleri hiç hız kesmeden devam ediyor! ” İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” haykırışlarımıza kulak tıkayan erkek egemen anlayış, kadınları evde, iş yerinde, sokakta katletmeye devam ediyor! Yüreğimiz yangın yeri, üzgünüz, öfkeliyiz! Yanı başımızda bir günde iki kadın erkekler tarafından öldürüldü! Ayvalık’ın Altınova Mahallesi’nde Birgül , evinde, ayrıldığı eşi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Üç çocuk annesi Birgül’ü, uykudan uyanan küçük kızı buldu, komşular yetişti ama Birgül kurtarılamadı.! Üç çocuk annesi Sibel de 46 yaşında boşandığı erkek tarafından Akçay’da öldürüldü. Birgül’ün ve Sibel’in yaşamını ayrılmak istedikleri erkekler çaldı! Üzgünüz, öfkeliyiz! Pandemi döneminde kadına yönelik şiddetin yüzde 32 oranında arttığı açıklanıyor. İstanbul Sözleşmesinin yürürlükten kaldırılmasına onay verenler adına konuşan Aile Bakanı Derya Yanık ise bu oranın ” tolere edilebilir düzeyde” olduğunu söylüyor. Biz kadınlar “ TOLERE” edebileceğiniz sayılardan ibaret değiliz. Bu ülkenin yarısıyız ve İstanbul Sözleşmesi ısrarımızdan asla geri adım atmayacağız! TBMM Adalet Komisyonunda yeni bir infaz yasası değişikliği görüşülüyor, yanında yine çocuk istismarcılarına af teklifi var. İlk olarak 2016 yılında meclise getirilen ve tepkiler üzerine geri çekilen, çocuk cinsel istismarı suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 103. maddesi ile ilgili af girişimi yeniden gündeme getirildi. “Aileyi koruma adı altında” meşrulaştırılmaya çalışılan bu girişimin, asıl niyetinin yasal evlilik yaşının 12’ye kadar indirilmesinin önünü açmak, her yaştan kadınların ve kız çocuklarının tecavüzcüleri ile evlendirilmelerini yasalaştırmak olduğunu biliyoruz ! Bu konunun gündemde tutulması ve her fırsatta TBMM’de çeşitli komisyonlarda ve medyada tartışma konusu yapılması, istismarcıları teşvik etmek, çocuk haklarını ihlal etmektir. Dünyanın birçok ülkesinde, örneğin Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri, Filistin, Hindistan, Suudi Arabistan, Çad gibi ülkelerde evlilik yaşı 18, Endonezya, Malezya, Filipinler, Papua Yeni Gine, Kamerun gibi ülkelerde 21, Ekvator Ginesi’nde evlilik yaşı 23. ABD’de pek çok eyalette 18 yaş altı evlilik yasaklanmıştır. Türkiye’de ise kız çocuklarının evlendirilme yaşının 12 hatta 9 olabileceği yönündeki propagandalar af yasalarıyla cesaretlendirilmektedir. Çocuk yaşta ve zorla evlendirmeyi meşrulaştırmak isteyenler bilmelidir ki; Türkiye toplumunun % 92’si 18 yaşın altında evlilikleri onaylamıyor. Türkiye’nin yarısı olan biz kadınları dikkate alın, kadınların ve çocukların hayatını siyaset malzemesi yapmaktan derhal VAZGEÇİN. Tüm partilere ve vekillere, hatırlatıyoruz: Sadece kadınlar ve kız çocukları için değil tüm Türkiye’nin geleceği için tarihsel önemde günlerden geçiyoruz. Hayatlarımız ve haklarımız için gözümüz üzerinizde!” Denildi.