Nilgün KAYA
2010 yılında Ayvalık’ın Karaayıt Kırsal Mahallesi’nde, Madra Barajı’nın havzası içinde faaliyete başlayan Bilfer Ayazment Demir Madeninin atık sahasını çevreleyen beton blokların bir bölümü yıkıldı. Atıkların Madra Barajına ulaşan dereye sızdığını ifade eden yaşam savunucuları durumun incelenmesi ve ciddi yaptırımların uygulanmasını istedi.
Olayın ardından Karaayıt kırsal mahallesine giderek inceleme yapan TEMA Ayvalık sorumlusu Haluk Aysu, “Ayvalık havzasındaki Karaayıt köyü çevresinde bulunan Bilfer Madenciliğe ait tesisin pasa alanında, atığı yani pasayı tutan istinat duvarlarında bir çökme yaşandığını öğrendik. Olay yerine gittiğimizde iş makineleri istinat duvarının bir kısmını yerleştirmişti fakat kırıklı, dökük bir vaziyetteydi ve akan büyük kütleyi ve hemen yanında Madra barajına ulaşan dere üzerine akışını ve akıntıları tespit ettik. Bunun üzerine belediyenin ekipleriyle birlikte çekim için bir etüt yaptık. Asıl dramatik durumun istinat duvarının yıkılması ile meydana gelen sızıntı değil, esasında istinat duvarının bile olmadığı Madra Barajına daha da yakın olan pasa alanında olduğunu gözlemledik. Bunun videolarla tespiti de elimizde. Çevreyi etkileyen oradaki köylünün merasını, sudaki balığı, çevredeki dereyi faunayı etkileyen bu büyük yıkımın durdurulması için harekete geçtik ve tespitlerimizi yaptık. Zaten belediyemiz bu firma ile mahkemelik durumda. Aynı yerde yaşanan ikinci felaketi gözlemlemiş olduk. Bu yılın Ocak ayı sonunda orada yine büyük bir yıkım olmuştu ve pasaların doğrudan bölgeyi besleyen Madra Barajına akan suları tamamen kirlettiğine şahit olmuştuk. Dün de numuneler alındı fakat burada alınmış numunelerden ne çıktığı önemli değil, bu firmanın kendi pasa yığıntı alanını kontrollü bir şekilde yapmadığı ve bunu çok tedbirsiz şekilde, tehlikelere, çevre felaketlerine açık bir şekilde kullandığını gözlemledik. Burada artık yetkililere görev düşüyor. Sağlık Bakanlığı var Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Sanayi Bakanlığı bu konunun yetkilisi biz yetkililerden destek bekliyoruz.” dedi.
” BİLFER ELİNİ KARAAYIT’TAN ÇEK”
Ayvalık Tabiat Platformu sözcüsü Nebahat Dinler yaptığı açıklamada, “Ayvalık Karaayıt köyünde faaliyet gösteren Bilfer Madencilik Demiz Zenginleştirme Tesisi, 2010 yılından beri yöre halkını mağdur ediyor. Burada yığılan pasalar vahşi depolama yöntemi diyebileceğimiz şekilde yığılmış. Hiçbir şekilde denetim yok, etrafında bir drenaj kanalı yok zaten her yağmurda açık olan pasa dağının üzerinden süzülen sular alttan geçen dereye akmakta. Bu dere, Madra barajını besleyen derenin bir kolu. Her yağmurda buradan akan sular Madra barajına ulaşıyor. Köylüler bunu defalarca dile getirdiler. 2021 yılı Ocak ayında büyük bir çökme oldu. Dere atıklarla, pasalarla doldu ve büyük bir kirlilik yarattı. O günden buyana şirket kendince bir sözle çözüm üretti. Bu atıkların kenarına beton bloklar yerleştirdi ama bu beton blokların bir işe yaramadığı, alttan suların süzüldüğü, dün yaşanan olayda da beton blokların yıkıldığı yine derenin pasalarla dolduğu video kayıtları ve fotoğraflarla belgelenmiş durumda. Bu maden firması Bilfer aşağıdaki Madra barajının dibinde, 1950’lerden gelen ruhsatı ile maden ocağı faaliyeti yürütüyor. Buradan çıkan cevheri zenginleştirme tesisinde işliyor. Yani bir değil iki sorun var. günümüzde ÇED yönetmeliğine göre Madra barajı dibinde bir ocak faaliyeti mümkün değil. Ama Enerji Bakanlığına başvurulduğunda bunun müktesep hak olduğu ifade ediliyor. Kamu yararı söz konusu olduğunda şirketin karı değil halkın sağlığı bizim için kamu yararıdır ve Enerji Bakanlığı burada halk sağlığını, doğal yaşamı ve çevreyi önemsememektedir. Madenin çalışması aynı zamanda yer altı sularını da kirletmektedir. Hem Karaayıt köyü hem de çevresindeki beş köyün sularında arsenik oranı yüksek seviyede tespit edilmiş. Bunun üzerine BASKİ köylerde arıtmalı çeşme yapmak durumunda kalmıştır. Ama köylünün bu çeşmelerden ne kadar su kullanmaktadır. Evlerinde akan suyun arsenik miktarı nedir bu belirsiz. Biz geçen yıldan beri Bilfer madenciliğin yeni bir atık sahası açmak için yaptığı başvuruya da Ayvalık Belediyesi ve Ayvalık tabiat derneği olarak dava açmış bulunuyoruz. Bu davamız maalesef bilirkişilerin uzman görüşlerini hiçe sayan, ÇED Raporundaki görüşleri kopyala yapıştır yapıp kendi görüşleri olarak kendi görüşleri olarak sunmalarından dolayı reddedilmiştir. 15 gün içinde Danıştay nezdinde temyiz etmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şirketin Karaayıt köylüsüne verdiği zarar bitmek bilmiyor. Zaten bu demir zenginleştirme tesisini kurmak için ilk başta köyden 125 hektar tarım arazisini aldı. Şimdi yeni atık sahası yapmak için tekrar bir 100 dönüm mera alanı tahsis talebi var. 2021 yılında il mera komisyonu bu talebi kabul etmedi. Biz Ayvalık halkı ve Karaayıt köylüsü olarak bu talebe karşı çıktık. İmza kampanyaları yaptık. Ne olduysa 20-25 gün içinde mera komisyonu fikrini değiştirdi. Alelacele toplanarak Bilfer’e mera tahsisini yeniden sağladı. Bu konuda da açılmış bir dava var. Biz Bilfer’in artık kapatılmasını istiyoruz. Çevreye verdiği zararın uzaktan değil yakından takip edilmesini, bizim verdiğimiz dilekçelerin göz ardı edilmemesini ve halkın sağlığını korumak, doğayı korumak adına Madra barajı dibinde faaliyet gösteren ocağın kapatılmasını ve bunun yanında köyün yakınındaki demir zenginleştirme tesisine son verilmesini istiyoruz. Bilfer Karaayıt köyünden çekilmeden doğal yaşam ve insan sağlığı tehlike altındadır. Biz mücadeleye devam ediyoruz. Bilfer’in karaayıt’tan elini çekmesini istiyoruz. “ dedi.