Nilgün KAYA
EMEK Partisi Balıkesir İl Örgütü tarafından yapılan yazılı açıklamada, Ukrayna-Rusya arasındaki gerginliğe vurgu yapılarak, “Emperyalist devletler mazlum halklar üzerinden ellerini çekmelidir” denildi.
Açıklamada, “Birkaç aydır Avrupa’nın gündeminde bir Ukrayna gerginliği sorunu var. Söz konusu gerginlik, henüz Avrupa halklarını derinden etkilemiş ve gündemlerine oturmuş olmaktan çok egemen burjuvazinin sorunu durumunda.
Gerginlik; ABD ve AB’nin desteğindeki “Meydan Darbesi” ile Ukrayna yüzünü batıya dönerken, Rusya’nın yanıtının ülkenin doğusunda ilan edilen iki bağımsız “cumhuriyeti” (Luganks ve Donetsx) destekleyip Kırım’ı ilhak etmesiyle başladı. Özellikle ABD’nin teşvikiyle Ukrayna’nın NATO üyeliği ve topraklarına uzun menzilli füzeler yerleştirilmesi konu olduğundaysa, Rusya, bunun “kırmızı çizgileri” olduğunu açıkladı.
Sorunda, hem Ukrayna hem de Rusya’nın sınıra çok sayıda asker yığmasıyla sıcak bir savaş çıkma olasılığının tartışıldığı günlere gelindi. Geçen gün ise sorun yeni bir boyuta taşındı. Rusya Luganks ve Donetsx Halk Cumhuriyetlerini tanıdığını açıkladı ve güya onları korumak için topraklarına askerlerini soktu.
Ukrayna gerginliği böylece daha da büyüdü. ABD ve başta İngiltere olmak üzere yakın müttefikleri, gerçek farklı olsa da, Rusya’yı Avrupa’da savaş çıkarma eğiliminde saldırgan bir güç olarak gösterip, AB ülkelerini kendisinden tamamen koparıp Rusya’yı tecrit etmeye ve geri adım attırmaya çalışıyor. Bununla aynı zamanda önemli bir gelir kaynağı petrol ve doğal gaz satışları olan Rusya’yı ekonomik bakımdan çökertmese bile zorlamayı amaçlıyor.
Başarırsa, sadece Rusya’yı geriletmiş olmayacak, ama dolaylı olarak Çin’e karşı da bir başarı kazanmış olacak. Bunun farkında olan Çin tüm cüssesiyle Ukrayna sorununa dahil olmaktan kaçınsa bile, Rusya ile birlikte ABD’nin “soğuk savaş” taktiklerine karşı tutum aldı.
ABD’nin, en az Rusya’yı geriletmek kadar önemli bir hedefi de, özellikle sanayisi görece ucuz Rus gazına ihtiyaç duyan Almanya başta olmak üzere Avrupa’ya Rusya’dan Nord Stream1 ile akmakta ve Nord Stream2 ile akacak olan doğal gazı kesmek. Ve öteden beri Rusya karşısında ABD’den farklı bir “ostpolitik” (Doğu politikası) izleyen Almanya ve diğer Avrupa ülkelerini ABD’nin arkasında safa girmeye zorlamak. AB’nin başını çeken Almanya ve Fransa’nın da kendi çıkarları peşinde koşmaya başlamış emperyalist ülkeler oldukları, bu amaçla silahlandıkları ve örneğin AB’ye katmak için bir ayaklanmayla Ukrayna’ya eksen değiştirttikleri ortada.
Güç politikası izleyenlerin ABD ve yakın müttefikleri olmalarına, Rusya ve Çin ile Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupalı emperyalistlerin bugün için savaştan kaçınmalarına rağmen Ukrayna sorununa müdahil taraflardan hiçbirinin halkların lehine politikalar izlemedikleri kesin. Herhangi bir gerekçeyle taraflardan hiçbiri desteklenemez. Soruna taraf emperyalist ülke halklarının, egemenlerinin izledikleri Ukrayna politikasından en küçük bir çıkarları olmadığı gibi, her halk, -silahlanma harcamalarının olumsuz etkilediği- yükselen enflasyon, düşen ücretler, kötüleşmekte olan çalışma ve yaşam koşullarıyla yükselişte olan faşizm eğiliminin mağdurları durumunda. Bütün ülkelerin işçi sınıfı ve halklarına düşen, Ukrayna’dan ibaret olmayan emperyalist yeniden paylaşım kavgası ve buna yönelik silah şakırtılarının son bulmasının yanında iş, ekmek ve siyasal demokrasi talepleriyle sosyalizm için güçlerini ve mücadelelerini birleştirmektir. Savaş harcamalarına son. NATO türü askeri paktlar dağıtılsın ve bütün ülkelerdeki yabancı askeri birlikler çekilsin! Yaşasın iş, ekmek, demokrasi, barış ve sosyalizm mücadelesi” denildi.