DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜNÜ, TİYATROCULARIN MÜCADELESİNİ ANLATAN OYUNLA KUTLADILAR

 Nilgün KAYA

Ayvalık Sanat Derneği (ASD), 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nü, Sanat Fabrikası’nda tiyatro emekçilerinin mücadelesini anlatan ‘Bir oyun gibi’ adlı oyunun gösterimi ile kutladı. ASD yaptığı açıklamada, ‘Yaşadım diyebilmek için Tiyatro’ dedi.

Tiyatro Obejktif’in sezon oyunu olan ve yönetmenliğini Sadi Mastar’ın üstlendiği ‘Bir oyun gibi’ adlı oyunda Ayşegül Tekten, Rabia Bozdemir, Ali Gün ve Sadi Mastar rol aldı. Tiyatrocuların yaşamda karşılaştıkları zorlukları, oyun sahnelemek için verdikleri mücadeleyi konu edinen komedi tarzındaki oyunla Dünya Tiyatrolar Gününü kutlayan, ASD, tiyatro ile ilgili mesajlar verdi.

“TİYATRO BİRLEŞTİRİCİDİR. DEĞİŞTİRİR DÖNÜŞTÜRÜR”

Tiyatro OBJEKTİF / Ayvalık Sanat Derneği adına yaptığı açıklamada Dernek Başkanı Ali Gün, En güçlü insan eylemidir tiyatro. Beden, söz ve ruh sahnede buluşur tiyatroyu yaratır. İnsan olana, insanca yapılan en eski sanattır. Köyde kentte mahallede, okulda sokakta sahnede hep aynı heyecanı duyanlar tarafından sürdürülen bir sanat. Bir ülkenin veya şehrin her yerinde olabilecek bir sanat. İstendiğinde müziği, dansı ve mizahı içeren oyunlarla halkla bütünleşerek, şık kadife koltuklu salonlardan dışarı çıkar ve söylenmesi gerekeni söyler.  Tiyatro birleştiricidir. Değişir dönüştürür. Tiyatro kolektiftir. Üç bin yıldan beri var ola gelmiştir. Hangi sanat olursa olsun ondan bir şey alır, O ona bir şey katar. Tiyatronun diğer sanatlardan önemli farkı ise ve beklide üstünlüğü, merkezinde insan olmasıdır. İyi bir aktörün etkileyici oyunculuğunun seyirciye etkisi büyüktür. O kişi karşınızdadır çünkü. İletişim halindedir. Kendisiyle, sizle duygularıyla ve sizin duygularınızla empati halindedir. İşte bu yüzden tiyatro kalıcıdır, ölmez. Kendini sürekli zenginleştirerek dönüşerek varlığını hep korur. Sanat sanılanın aksine bir lüks değildir. Gelir düzeyi yüksek insanların uğraşısı olmaktan çıkarılmalıdır. Tiyatro içinde geçerlidir bu. Toplumun her kesiminde olmalı toplumun her kesiminde yapılabilmelidir. Köy enstitüleri, halkevleri dönemlerinde sanata ve tiyatroya çok daha farklı bir değer verilirdi. O kurumlar yaşatılabilseydi toplumun kültürü, sanatı ve dolayısıyla tiyatrosu çok daha ileri bir düzeyde olabilirdi. Bizler şimdi o kuşağın birer temsilcisi gibi tiyatro adına çalışmaktayız. Her 27 Mart Dünya Tiyatro Gününde, Ayvalık’ta Tiyatro OBJEKTİF olarak amatör bir ruhla sürdürdüğümüz tiyatro tutkusunu daha ötelere taşımak istiyoruz. Tiyatro adına daha iyi işlerle adımızı duyurmak arzusundayız. Bu anlamda Ayvalık’ın sanat ve kültür şehri olmasında, adının tiyatro ile duyurulmasında pay sahibi olmak için de çaba gösteriyoruz. Bu yıl 4-7 Mayıs tarihlerinde 8. sini gerçekleştirmek için çalıştığımız Ayvalık Tiyatro Festivali, 12 yıldır aralıksız yeni oyunlarla kendi şehrinde ve gidebildiği birçok yerde tiyatro seyircisi ile buluşmak için verilen çaba, 10 yıldır Ayvalık Sanat Derneği bünyesinde sürdürdüğümüz sanatsal faaliyetler bu söylemin haklı birer örneğidir. Son olarak da bundan 6 yıl önce tiyatro tutkusu olanlarla kiralık bir mekanda oluşturulan yerleşik bir tiyatro; Ayvalık Sanat Fabrikası Tiyatrosu. Şehrin merkezinde eski bir fabrika binasından tiyatro sahnesine dönüştürülmüş mekan, artık sanatseverlerin uğrak bir sanat merkezi, bir sanat paylaşım atölyesi gibi çalışıyor. Seyirciye düşen görev ise yaşadığı şehirde bu ve bunun gibi yerlere sahip çıkmaktır. Desteklemektir. Yanında durmaktır. Var olanı korumak. Yenilerinin oluşması için çaba sarf etmektir. Sözlerimizi, bu yıl Tiyatro Eleştirmenler Birliği’nin 27 Mart Dünya Tiyatro Günü Ulusal Bildirisini okuyarak tamamlamak istiyoruz. ‘Alacakaranlığın eşiğinde duruyoruz. Oysa tiyatro, bizi o eşikten geçip aydınlık günlere ulaştırmak için gerekli en önemli araç. Akademisyenlerin toplumsal barış için girişimlerinden dolayı üniversiteden uzaklaştırıldığı, bu nedenle ülkedeki en köklü tiyatro bölümlerinden birinin neredeyse kapanma noktasına geldiği, yine yüzlerce genci tiyatroya kazandırmış özel parasız eğitim veren bir kurumun kundaklandığı, özel tiyatroların ayakta kalmalarını sağlayacak destekten yoksun bırakıldığı, çevrenin korunması amacıyla haklı protestolara katılan sanatçıların ait oldukları sanat kurumlarından ihraç edildiği bir ortamda bırakınız Tiyatro Günü kutlamayı, tiyatro sanatının nasıl icra edilebildiği bile şaşırtıcı ama umut verici. Biz tiyatro emekçileri, tiyatronun insanı değiştirici, dönüştürücü gücünden kuşku duymayız. Tiyatro olmazsa olmazımızdır. Önündeki bütün engellere rağmen tiyatro sanatı; tam da üstlendiği misyonu yerine getirmek üzere toplumu uyarmaya, eleştirel düşünmeye sevk etmeye, özgür düşünceyi ve temel insan haklarını savunmaya, hakikati kavramaya ve kavratmaya devam edecek. Sözümüz bitmeyecek, perdemiz kapanmayacak, sahne ışığımız sönmeyecek, bu kubbedeki ‘hoş sedamız’ karanlığa teslim olmayacak” dedi.