Nilgün KAYA
‘2. Yaban Hayatı Uzmanları buluşması’ ülkemizdeki en iyi kuş gözlemciliği rotalarından olan Kırklareli Kıyıköy ‘de yapıldı. Türkiye’nin farklı noktalarında yıllardır kuş gözlemi yapan, yaban hayatı araştırmacıları bu etkinlikte bir araya geldi. Ayvalık Kuş Gözlem Topluluğu da etkinliğe katıldı.
Kuşların doğal ortamlarında izlenmesi, hareketlerinin incelenmesi, türlerin tespit edilmesi, sayılması gibi faaliyetleri içeren Kuş gözlemciliği, gözlemin bilim ve doğa açısından önemi, ‘2. Yaban Hayatı Uzmanları buluşması’ nda ele alındı.
15 yıl danışmanlık deneyimine sahip bir ekolog ve koruma uzmanı olan Kerem Ali Boyla ‘nın kurup yönettiği KAB Ekoloji’nin düzenlediği buluşma, Kırklareli Kıyıköy ‘de 20-22 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirildi.
İki günlük etkinlikte Kıyıköy ve İğneada longoz ormanlarında kuş gözlemleri yapıldı. Arazide kuş izleme, karkas çalışması, akustik yarasa araştırmaları, Göç rotası üzerinde olan alanlarda geçici tribün durdurma protokolü, veri ve ses analizlerinin nasıl yapıldığı, elde edilen verilerin nasıl işlenip rapor hazırlandığı konularında KAB Ekoloji Kurucu ve yöneticisi Kerem Ali Boyla, proje yürütücüsü Melisa Bal, Yarasa araştırmacısı Maha Salameh tarafından detaylı bilgi verildi. Etkinliğe, Türkiye’nin birçok bölgesinde kuş araştırmaları ve doğa koruma projelerinde görev alan, Ege bölgesi’nde Kış Ortası Su Kuşu Sayımlarını organize eden Ayvalık Kuş Gözlem Topluluğu sorumlusu doğa araştırmacısı ve fotoğrafçısı Kadri Kaya da katıldı.
Sektör ve uzmanlık dallarında en kapsamlı bilgiye sahip olmaya önem verdiklerini ifade eden Kerem Ali Boyla, “Bu etkinlik özellikle rüzgar santrallerinde çalışan kuş gözlemcileri ve benzeri yaban hayatı uzmanlarını bir araya getirdiğimiz bir etkinlik oldu. Burada amacımız hem yaptığımız işleri kendi aramızda anlatmak, sorunlarını, avantajlarını, öğrendiklerimizi paylaşmak. İkinci nedeni bu değerli işi yapan kişilerin yaptığı işlerin ne kadar değerli olduğunu hangi kurum kuruluşlar tarafından istendiğini ve gelecekte de nasıl öneminin artacağını aktarmak. Üçüncüsü de bu tip yeni sektörde çalışan genç insanların geleceklerini görebilmesi, kariyerlerini planlaması, hayatlarını kurgulaması için bu zorlu yolda birbirlerine destek olabilecekleri bir grubu oluşturmak. İnsanların kendi aralarındaki dostluk ve dayanışmayı güçlendirmek. Bu üç amaç için birlikte çalıştığımız insanları yıl sonunda şirketimizin imkanları doğrultusunda bir araya getirerek bu toplantıyı düzenledik.”
“KUŞ GÖZLEMCİLİĞİ HIZLA GELİŞİYOR, GÖZLEMCİ SAYISI ARTIYOR ”
“Kuş gözlemciliği amatör bir uğraş. Rüzgar santrallerinde yapılan iş ise bu amatör uğraşa sahip insanların yapabildiği profesyonel bir iş olduğunu hatırlatayım. Kuş gözlemciliği bir uğraş ama aslında o kadar yoğun ve bilimsel bir uğraş ki aslında insanı sosyal olarak çok geliştiren bir uğraş. Türkiye’de kuş gözlemciliği 90’lı yıllarda Amatör olarak gelişmeye başladı. 2000 yılından özellikle 2005 yılından sonra fotoğrafçılığın gelişmesiyle birlikte iyice arttı. 2010’dan sonra ise kuş gözlemcileri sayısı yüzler binler mertebesine ulaştı ve çok ciddi bir kitle oluştu. Şimdi herhalde 81 ilin her birinde aktif olarak kuş seyreden insan vardır. Türkiye’deki rakamla tahminen 500 ila 1.000 arasındadır. Yoğun olarak ayda en az bir kez gözlem yapmaya çıkan insan sayısını kastediyorum. Ama araziye çıkan insan sayısı herhalde birkaç bini bulmuştur bugüne kadar ve iyi kötü 20-30 tür tanıyan insan sayısı bayağı da vardır. Kuş gözlemciliği hızla gelişmeye devam ediyor.
“ÖNÜMÜZDEKİ 10-20 YIL DAHA KUŞ GÖZLEMCİLERİNİN PABUCU DAMA ATILMAYACAK
“Rüzgar santrallerine geri dönersek buradaki amacımız kuşların ve yarasa gibi başka türlerin çarpışmasını azaltmak, engellemek. Mümkün olduğu kadar tribünde yenilenebilir enerji üretimine devam ettirmek diğer taraftan doğaya ve biyoçeşitliliği olan etkisini azaltmak. Bu konuda kuş gözlemcilerinin rolü çok fazla. Hem mevcut durumu ortaya koymak hem de alınacak önlemleri en az enerji kaybına neden olacak şekilde kurgulamak için kuş gözlemlerinin saatlerce ve günlerce sahada topladıkları veriler çok değerli. Yakın zamanda Avrupa’dan ve Amerika’dan gelen teknolojik aletler de devreye girecek. Bunların içinde kameralar ve radar sistemleri var. Ama bunlar tek başına hiçbir zaman yeterli olmayacak gibi görünüyor. Kuş gözlemcilerinin topladığı veriler ve onların genel kuş popülasyonları, doğaları, göç hareketleri ile ilgili daha derin bilgileri, daha bütüncül yaklaşımları her zaman çok önemli olacak gibi görünüyor. Önümüzdeki 10-20 yılda kolay kolay kuş gözlemcilerinin pabucunun dama atılacağını düşünmüyorum. ” Dedi.