Nilgün KAYA
Ayvalık Tabiat Parkında 17 Ağustos’ta meydana gelen ve 20 hektarlık alanın kül olmasıyla sonuçlanan yangının hemen ardından bölgeye iş makineleri girmesi ve ağaç dikimi çalışmalarına son verilmesini isteyen Ayvalık’taki demokratik kitle örgütleri ortak bir açıklama yaptı.
Ayvalık Kent Konseyi, TEMA Vakfı Ayvalık Temsilciliği, Türkiye Tabiatı Koruma Derneği, Ayvalık Çevre Koruma Derneği, ADD Ayvalık Şubesi, ÇYDD Ayvalık Şubesi, HAYTAP Ayvalık Temsilciliği, Ayvalık Ar-Ge, Ayvalık Park Forum, Ayvalık Hayvan Hakları Derneği, PSAKD, Haziran Hareketi Ayvalık Meclisi, Eğitim Sen’in imza verdiği ortak açıklamada, ‘Ayvalık Adaları Tabiat Parkında, mutlak koruma alanında çıkan yangın sonrası ağaçlandırma adı altında başlatılan çağrılara ve tahribat yaratan çalışmalara derhal son verilmelidir’ denildi.
“MUTLAK KORUMA ALANINDAKİ BU DOĞAL FIRSAT KAÇIRILMAKTADIR”
Açıklama şöyle; ‘17 Ağustos 2017 tarihinde Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nda iki noktadan başlayan yangın ne yazık ki 20 hektarlık alanın tahrip olmasına neden olmuştur. Sivil toplum örgütleri olarak bizler yangına ilişkin incelememizi, Kaz Dağları Milli Parkı Şefliği yapmış olan, Ayvalık Adaları Tabiat Parkı alanında da çalışma pratiği bulunan, orman mühendisi Hasan Basri Avcı hocamızla birlikte, bizzat yangın sahasını gözlemleyerek gerçekleştirdik. Ayrıca, sabotaj ihtimali yadsınamayan soruşturmayı yürüten yetkililerle adli sürece ilişkin bilgi alışverişinde bulunduk. Ayvalık Orman İşletme Şefi Deniz Meltem, Balıkesir Orman Bölge Müdür Yardımcısı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü Burhaniye Şefi Ömer Atasay Tanrısever’den yangın alanında bilgi aldık. Orman mühendisi Salih Sönmez Işık’la bilgi ve görüş paylaşımında bulunduk. Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı ile hem makamında hem de yangın alanında bulunduğu esnada görüşerek, uzman görüşlerini paylaştık; mutlak koruma alanlarına ilişkin hem bilimsel hem de olması gereken bilinçli yönetim şeklini değerlendirme fırsatı bulduk. Tüm bu bilgiler ışığında, 22 Ağustos akşamı yapılan Ayvalık Park Forumu toplantısında, katılımcılarla detaylı bir değerlendirme yaptık. Sonuç olarak; yanan alan ’mutlak koruma’ zonunda yer almakta ve bu zonda plan kararlarına göre; “Doğal yapıyı değiştirici hiç bir faaliyete izin verilmez”; “Doğal bitki örtüsünü tahrip edici ve yaban hayatı tehdit edici faaliyetlere izin verilemez.” ibareleri çok açıktır. Bu plan kararlarına göre yangından sonra alanın olduğu gibi bırakılması gerekirken, şu anda yanan ağaçlar kesilmekte, toprak dozerlerle işlenmektedir. Bu faaliyetler sonucunda yangın sonrası yangından etkilenmeyen toprak altı mikroorganizmalar ve maki elemanı kalıntıları da tahrip edilmektedir. Yetkililer tarafından fidan dikim mevsiminde doğal ortama uygun olmayan fıstık çamı ya da orijin bakımından farklı kızılçam gibi türlerle uygun mevsimde dikim yapılacağı söylenmiştir. Oysa alanda doğal olarak bulunan kızılçam tohumlarının yangın sonrası çimlenme yeteneğinin arttığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Dozerle ağaçlandırma çalışması için toprak işlemesi faaliyetleri sonrasında Mutlak Koruma Alanındaki bu doğal fırsat kaçırılmaktadır! Dozer çalışmaları ile maki bitki topluluklarına ait ve sürgün verme yeteneğindeki birçok türün kök sistemi tahrip edilmektedir. Bu nedenle bu türlerin yeniden alanda canlanmaları geciktirilecektir. Yangın sonrası yapılan tüm faaliyetler 2873 sayılı kanun kapsamında yapılan Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Uzun Devreli Gelişme Planlarına açıkça aykırıdır. Yanan bölgenin rehabilitasyonu için gerekli olan bilimsel inceleme henüz yapılmadan ve müdahale planı oluşturulmadan, bölgeye dozerler sokularak sürüm başlatılmıştır. Hem bu alan için hem de gelecekte ortaya çıkabilecek durumlarda kamuoyunu daha duyarlı, bilinçli ve tepkili olmaya çağırıyoruz.En yakın zamanda uzmanlar ve biz sivil toplum örgütleri ile birlikte Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nın fiilen koruma altına alınması için izlenecek yolları paylaşmak üzere basın toplantısı gerçekleştireceğiz. Doğal yapıyı bozucu faaliyetlerin bir an önce durdurulması gerekmektedir. Dozerler derhal Tabiat Parkı yangın alanından çekilmelidir’
