Nilgün KAYA
Yazar ve belgesel film yapımcısı Nurdan Arca, ‘Simavnalı Bedreddin’ belgeseli ve ‘Uzun İnce bir yol’ adlı kitabı üzerine Ayvalık Karagöz Sanat Evi’nde söyleşi yaptı, kitabını imzaladı.
1968’de Türkiye’deki ilk kısa film festivali olan Hisar Kısa Film Festivali’nin organizasyonunda görev alan, 1969’da tarihi Galata Köprüsü’nün açılışını konu alan “Bir ben vardır bende benden içeri” adlı 5 dakikalık bir kısa film çeken, 1984’den itibaren Milliyet Sanat Dergisi’ne yazılar yazan Belgesel film yapımcısı Nurdan Arca, söyleşi konuğu olarak Ayvalık’a geldi.
Kenan Öztürk’e ait Karagöz Sanat Evi’nde belgesel filmin kısaltılmış versiyonunun gösterimi ile başlayan etkinlikte, bazılarına göre hain bir isyancı bazılarına göre erken bir aydınlanma önderi; Şeyh Bedreddin gibi bir kişiliğin hayatının, düşüncelerinin ve takipçilerinin izini sürmek, gerçeği aramanın çıkılabilecek en zorlu yolculuklardan biri olduğunu belirten Kenan Öztürk, “ Nurdan Arca ödüllü belgeseli Simavnalı Bedreddin’in ardından bu yolculuğa kaldığı yerden devam ediyor. Geniş bir bakış açısıyla ve berraklıkla görmeye çalıştığı Şeyh Bedreddin’in yaşamında giderek daha derinlere dalıyor” dedi.
Araştırma ve yapım süreci 3 yıl kadar süren ve 2006 yılında, 120 saatlik görüntü stoğundan 52 dakikalık bir filme dönüşen Simavnalı Bedreddin’i 10 yıl sonra kitaba dönüştüren Nurdan Arca, belgesel ve kitabın yazım süreci hakkında bilgi verirken katılımcıların sorularını yanıtladı. Belgeseli entelektüel ve insanların hatırladığı Bedreddin olarak iki farklı düzlem üzerine kurduklarını ifade eden Nurdan Arca, “Şeyh Bedreddin 1359-1416 yılları arasında yaşamış bir Rumeli çocuğuydu. Döneminin önemli bir bilgesiydi. Vahdet-i Mevcutçu bir mutasavvıftı. Dünyanın insanlara değil, insanların dünyaya ve kâinata ait olduğunu savunan bir sufiydi. Adaletin ve ordunun en yüksek makamında bulunan bir kazaskerdi. İsyanlara ilham kaynağı olmuş; sürgünler, hapisler görmüştü. Deliorman’da tuzağa düşürülmüş, hileyle yakalanmış, sahte bir mahkemede yargılanmış ve 18 Aralık 1416’da Serez’de asılarak öldürülmüştü. Şeyh Bedreddin felsefi mirasını yazdığı Varidat’ında 600 yıldır ne pahasına olursa olsun gerçeği aramaktan yanadır: ‘Ey gerçeğin yolcusu umudunu kesme! Sen de tehlikeli yerleri aşarsın; sen de bu ışığı elde edersin.’ Yeryüzünü aydınlatan işte o ışıktır” dedi.