Hazırlayan: Nilgün KAYA
Tarihe tanıklık, insan ve kentin suç ortaklığı, aşkı belki de ihanetidir. Var oluş sürerken tarihe iz düşümü de kentle birlikte olur insanın. Bazen her sokağı, bir dönemi yansıtan, bir binasına yılları sığdıran büyük bir kentle özdeşleşir insanın hayatı, bazen de kıyıda kalmış bir kasabanın sakladığı kopmaz bağlar, silinmez anılarla. Yaşadığı kenti evi gibi görür bazen insan, nereye gitse onu yanında taşıyacağını bilir ve korur kentini. Bazense çağdaşlık tefinde çalınan hayatın içinde koşturup durur, döner dolanırken kentin anlamını ve kendi anlamını yitirir. Oysa insanın içinde yaşadığı kentle anlamı birdir. Kent de yaşattığı, barındırdığı insanların etkisiyle değişir, dönüşür. Şeklini, kimliği ve ruhunu insandan alır. Kente eklenen, çıkartılan her unsurda payı vardır, o kentte yaşayan insanların. Artık kimsesiz kalmış bir evin, bir zamanlar vurulmaktan yorgun düşen kapı tokmağı, belki minik balkonunun altına iliştirilmiş kuş motifli bir taş, belki yüzyılın yükünü taşıyan sokak taşları. Kendini bir şekilde kentin tarihine, yüreğine yerleştirir insan. Ayvalık ta da böyle oldu nicedir. Sokaklara, evlere, boyası dökük sandalyeden yosun tutmuş kiremitlerine sinen insan öyküleri ne çok Ayvalık’ın. Deniz kıyısında diri bir güzellik, ara sokaklarda güngörmüş bir bilge. Bir yüzü ile aynı ve samimi, diğer yüzüyle kalabalık ve hoyrat. Ayvalık’ın bin bir yüzü var. Ayvalık’ta yaşayanlar, Ayvalıklıların öyküleri de Ayvalık’ın ayrı bir yüzü. Kent insanlarının belleklerinde, gözlerindeki hüzün ve dudaklarındaki tebessümde saklı Ayvalık’ı, sadece bu öyküler anlatabilir bize. İnsan merkezli Ayvalık ve Ayvalık merkezli insan. Bu düşünce ile hazırladım Ayvalık’ın Yüzü yazı dizisini. Ayvalık’ın yüzleri, öyküleri ve kente dair anıları ile tanığı olmak için kentin tarihine…
Yaşadığı güzel aşkı mısralara döken, Ayvalık sevdasını el attığı her işteki başarısıyla gösteren bir gönül adamı. Ayvalık’ın 76 yılına tanıklık etmiş bir çınar; Ergün Tekincan. Spora tutkun, 27 yıllık görev süresince bir gün izin yapmamış disiplinli bir kamu görevlisi. Bu röportaj Ayvalık’ı Ayvalık yapan insanlardan biri olan Tekincan’ı ve onun gözünden 1950’lerden bugüne Ayvalık’ı anlatıyor.
Nilgün KAYA- Siyasetten spora, belediyecilikten sanata çok farklı uğraşılığınız ve özgün bir kişiliğiniz var. Sizi anlatmak bu nedenle zor ama sizi sizden dinlemek güzel. Kimdir Ergün Tekincan?
Ergün TEKİNCAN- 1936 doğumluyum. İlkokuldan sonra hayat okuluna başladım. Babamın yanında Zeytinyağı, Pamuk ve teneke imalatı yapılan fabrikalarda, zamanın marketlerinde çalışma hayatına atıldım. 1949–1950 yılında Ayvalık Halk Evi’nde müzik dersi aldım. 1951 yılında Ayvalık Şehir Bandosuna katıldım. Trompet çalıyordum. Bando ile birlikte Ayvalık’ta kurulmuş Çınar Spor Kulübünde kaleci olarak futbola Merhaba dedim. 1955 yılında Ayvalık Belediyesi’nde Şehir içi otobüslerde biletçi olarak göreve başladım. Haziran 1956’da askere gittim. Balıkesir 6. Tümen Bando bölüğünde tenor sazımla askerliğimi bitirdim.1958 yılında terhis olduktan sonra Ayvalık’a dönüşte tekrar Ayvalık Şehir Bandosuna katıldım. O tarihte bandonun şefliğini üstlendim. Ayrıca arkadaşlarla birlikte bir Jazz grubu kurduk. Grupta bateri çaldım ve aynı zamanda İzmir yeni Asır ve Hürriyet Gazetelerinin Ayvalık temsilciliğini yaptım. 1958 yılından bu güne tertiplenen 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramının alt komite üyeliğini ve yüzme hakemliğini ifa ettim. 31 Ekim 1959’da evlendim. 1966 yılında Ayvalık’taki dört spor kulübünün kapanması ile yeni kurulan Ayvalık Gücü Spor Kulübünde kurucu üyelik ve yönetim kurulu üyeliklerine başladım. 1976 yılında Varto Gecesi adlı piyesi sahneledik. 1960 yılından 1980’lere kadar özel maçlarda futbol hakemliği ve resmi maçlarda saha komiserliği görevini yaptım. 1969
yılında belediye başkâtipliğine tayinimin yapılması sonucu gazete muhabirliği ve arkadaşlarla kurduğumuz Jazz gurubundan ayrıldım fakat bandoya devam ettim. Ayvalık Atatürk İ.Ö.O koruma derneği başkanlığını, Çevreyi Koruma ve Ayvalık’ı Güzelleştirme Derneğinin ve Türk Hava Kurumu İlçe Başkanlığının denetleme kurulu üyeliklerini yaptım. 1970 yılından emekli olduğum 1984 tarihine kadar Ayvalık Evlendirme İşleri Memurluğunu yaptım. Bu tarihe kadar sırasıyla; otobüslerde biletçilik, Zabıta Kâtipliği, tahsildarlık, varidat ve ayniyat ambar memurlukları, Başkâtiplik, Evlenme Memurluğu, Yazı ve Hesap İşleri ile insan kaynakları müdürlüklerini de yürüttüm. 1971’de Ayvalık Memurlar Derneği Yönetim Kurulu başkanlığını üstlendim. Bu görevim 1990 yılına kadar devam etti. 12 Eylül 1980 döneminde Belediye başkan vekilliğini yürüttüm. 31 Ekim 1984’te Ayvalık Belediyesi’nden emekli oldum. 1986 yılında Ayvalık’ta kurulan Sakarya Spor Kulübünün Kulüp Müdürlüğünü yerine getirdim ve ayrıca askeri idareden sonra kurulmuş olan Demokratik Sol Parti Ayvalık İlçe Teşkilatının Genel sekreterliğini yaptım. 1989 yılında Havran Büyükdere’de kurulmuş olan Belediyenin uzmanlık görevini üstlendim. 1992 yılında yine Karaağaçta kurulan Belediyenin de uzmanlık görevini ifa ettim. Her iki belediyenin personellerini yetiştirmiş oldum. Bu iki belediyede üç sene görev yaptım. 1990 yılında Belediye Başkanı Ali Nedim Güreli zamanında Ayvalık Gücü Belediye Sporun genel sekreterlik görevine getirildim. 2007 1 Mayısında da Ayvalık Gücü Belediye Spor Kulübünden ayrıldım. Halen bando şefliği görevini yürütmekteyim.
Nilgün KAYA- Ayvalık’ın 76 yılına tanıklık ettiniz. Merak ettiğim çok şey var. Örneğin ilçedeki siyasal yaşam ve belediye başkanları. 27 yıl Belediyecilik yapmış biri olarak, görev süreciniz içinde bulunan belediye başkanlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ergün TEKİNCAN- 1950’de genel ve belediye seçimleri yapıldı. Demokrat Parti çoğunlukla iktidar oldu. Ayvalık belediye Başkanlığı seçimlerini de Demokrat Parti kazandı. Ayvalık’ta yayın hayatına devam eden Ayvalık Gazetesi sahibi Avni Baskın Belediye Başkanlığına seçildi. Avni Baskın, belediye başkanlığı görevine başlar başlamaz, Ayvalık için yapılması gereken hizmetlere başladı. Bütün Ayvalık halkının takdirle karşıladığı, bugün Halk ve yapı Kredi Bankasının önünden, oto garajına kadar uzanan Cumhuriyet Caddesinin açılmasını gerçekleştirdi. Eski adı Edremit olan şimdi ise Cumhuriyet denilen cadde ile yine eski adı Sefa olan bugün Barbaros denilen caddeyi de genişletme çalışmalarına girişmiş ise de kendisine engeller çıktı bu düşüncesini gerçekleştiremedi. Öylesine engeller çıktı ki kendisinin görevden alınmasına kadar gidildi. 17 Kasım 1955 tarihinde yeniden belediye başkanlığına seçilmiş ise de 10 Şubat 1956 tarihine kadar belediye başkanlığı görevinde kaldı sonra ayrıldı. Avni Baskın’ın ayrılmasından sonra kurulan Köylü Partisinden Dr. Reşit Ertekin belediye başkanlığına seçildi. 11 Şubat 1956 tarihinden 24 Aralık 1956 tarihine kadar kısa bir dönem belediye başkanlığı görevini yapan
Ertekin, istifa ederek görevden ayrılınca yerine 02 Ocak 1957 tarihine kadar Belediye meclis üyesi Kemal Güler başkanlık görevini ifa etti. 02 Ocak 1957 tarihinde yapılan belediye seçimleri sonucu Demokrat Partiden Faruk Salyam belediye başkanlığına seçildi. Saylam’da Ayvalık için yapması gereken hizmetlere girişti. 1954–1955 yıllarında Ayvalık’ın şehir suyu santralinden Ayvalık’ın ana su deposuna gelen içme suyunun şehir içi şebekesinin tamamlanmasına çalıştı. Faruk Saylam’ın da unutulmayacak hizmetleri olmuştur. 27 Mayıs 1960 tarihinde Askeri idare başladığından 31.05.1960 tarihinde Salyam başkanlık görevinden ayrıldı. Askeri idare dönemi içinde Ayvalık Kaymakamı Necdet Ünlü’nün aynı zamanda Ayvalık Belediye başkanlığı görevine başlamasıyla, Ünlü’nün de Ayvalık’a hizmetleri olmuştur. Askeri dönemden sonra 22 Kasım 1963 tarihinde yapılan belediye seçimlerinde Ayvalık’ta sevilen, güler yüzlü Fikret Turan Tuncer belediye başkanlığına seçildi. Tuncer’in hizmetlerinden biri sebze hali ile Muradiye Çarşısı arkasındaki küçük hali bugünkü durumu ile yaptı. 02 Haziran 1968 tarihinde yapılan belediye seçimlerinde Avukat Mustafa Karal belediye başkanı oldu. Bu kişi Ayvalık’ta ilk açılan Ayvalık Lisesi’nde Türkçe öğretmenliği de yapan kişidir. Ayvalık Kanalizasyonu tesisinin gerçekleşmesinde ilk adımı Mustafa Karal attı.09 Aralık 1973 yılında yapılan seçimde Ayvalık’ta sevilen halk çocuğu, sabuncu ustası ve sendikacı İzzet Aygüner başkanlık görevine geldi. 12 Eylül 1980 askeri idaresine kadar bu görevi yürüttü. İki dönemlik görev süreci içinde Aygüner, halkla halk oldu, fakirin yanında oldu. Askeri darbeden sonra 24 Mart 1984 tarihindeki seçimler ile üçüncü dönemine başladı. 24 Mart 1989 tarihinde yapılan seçimlerle belediye başkanlığı
görevinden ayrıldı. Ben anlattığım tüm belediye başkanları ile çalıştım. Benim için hepsi birer değerdi. Ben emekliye ayrıldıktan sonra sırasıyla Ali Nedim Güreli, Ahmet Tüfekçi ve Hasan Bülent Türközen belediye başkanlığı görevine seçildi. Ben bu belediye başkanları ile çalışmadım. Bu belediye başkanları da Ayvalık için yapılması gereken hizmetler zinciri içinde oldular. Göze batan ve takdir edilen hizmetleri olmuştur. Benim belediyede çalışmış olduğum dönemler içerisinde tanımış olduğum belediye başkanlarının arasında en efendisi ve en saygıdeğer kişi olduğunu biliyorum Hasan Bülent Türközen’in. Diğer belediye başkanlarımızda iyiydi ama ben Türközen’i daha çok seviyorum. Belediye hizmetleri maddi durumla yapılır. Maddi durumu iyi olan belediyeler bulundukları yer için en iyi hizmeti yaparlar. Göreve gelen tüm belediye başkanları Ayvalık için bir şeyler yapmıştır.
Nilgün KAYA- 27 yıl görev süresi içinde bir gün bile izin yapmamış bir kamu görevlisisiniz. Aranan bir belediye personeli olarak Belediye çalışanlarına nasıl bir tavsiyede bulunursunuz.?
Ergün TEKİNCAN- Ayvalık Belediyesi’nde 27 sene çalıştım. Hiç izin kullanmadım. Bir gün dahi. Bir müfettiş dedi ki neden izin kullanmıyorsun? Bir gün düşündüm izine çıkmayı fakat bütçemi yokladım ne Fransa’ya ne de İngiltere’ye gidecek maddi durumum olmadığı için izne çıkmıyorum cevabını verdim. Belediyede 24 saat çalıştım zaman geldi. Öyle işler oldu ki beş gün beş gece eve gitmediğim oldu. Hanımım geldi iş yerime ‘Yaşıyor musun?’dedi, ‘Yaşıyorum’ dedim. 1973 ve 1976 yılında Ayvalık Belediyesini teftiş eden iki mülkiye müfettişinden ve Avukat Mustafa Karal ve Yusuf Uğur’dan iki belediye başkanımızdan takdir aldım. 1969 yılında Ankara’da İller Bankasının açmış olduğu Belediyecilik ve Muhasebe işlemleri kursuna katıldım. 45 gün kurs gördükten sonra iyi derece ile diplomamı alarak belediyeye döndüm. Belediye başkanlarının yapacağı hizmetlerin başarılı olması için belediyede çalışan müdür, amir ve her daldaki personelin özveri içinde çalışmaları gerek. Belediye başkanları da Ayvalık için yapmak istedikleri hizmetlerin sağlanması için kadrolu elemanları ile iç içe olması iyi sonuç verir. Benim tek istediğim belediyede hizmet veren bütün personelin belediye başkanlarına da destek vermesidir. Belediyedeki memurlara tavsiyem icab ederse uyumasınlar, gece gündüz çalışsınlar. Her işi belediye başkanı göremez. Çalışan memur ve işçi arkadaşlarıma da zannetmesinler ki bu şekilde zem ediyorum. Onlarda görevlerini yapıyorlardır. Ama biraz daha fazla çalışırlarsa daha iyi olur. Bütün personeli de seviyorum zaten.
Nilgün KAYA- 1950’lerin Ayvalık’ı nasıldı?
Ergün TEKİNCAN- 1950’liler Ayvalık’ta doğan bir kişi olarak benim için çok muhteşem günlerdi. Ben o günleri her zaman için anımsamaktayım. Vatanımdan sonra ikinci vatanım Ayvalık’tır. Ayvalık’ta 1950’lerde 3,5 milyon zeytin ağacı vardı. Bu ağaçların mahsulü imece usulü ile Ayvalıklılar arasında toplanırdı. Ama şimdi öyle değil hiçbir Ayvalıklı zeytin toplamaya gitmiyor. Dışarıdan tayfa geliyor toplamaya. Bu da bence çok üzücü bir durum. O zeytinleri toplamaya giderken şarkılarla, türkülerle arabalara binip gidilirdi. Şenlikliydi.
Nilgün KAYA- O dönemlerin Ayvalık’ı ile bugünün Ayvalık’ı arasında ne gibi farklar vardı?
Ergün TEKİNCAN- O zaman nüfusu az bir beldeydik ve çok sakin bir hayat yaşıyorduk. Sefa Çamlık mevki özellikle Rumlardan kalma yapılar dışında hiçbir yapı yoktu. Çamlık’ta bir manastır vardı. Son otobüs durağının bulunduğu yerin arka kısmı. Ramazan aylarında teravih namazları kılınırdı o manastırın içinde. Otobüste biletçi olarak çalıştığım zamanlarda o tarihe denk gelince vatandaşları beklerdik otobüste namazdan çıksınlar diye.
Sabahçı kahveleri vardı bir sürü. Herkes orada oturur sahura kadar sohbet ederdi, altı kollu iskambiller, tombalalar oynanırdı. Evlerde de kadınlar yüzük oynarlardı. Kim kaybederse yüzü siyaha boyanırdı. Eğlenceliydi. Güzel Ayvalık günleri yaşandı. Aileler arasında diyalog çoktu. Şu anda rakamlar farklı gösterse de aslında 7–8 bin kişi kaldık Ayvalıklı. Dışarıdan gelen buraya yerleşenler bugünkü Ayvalık nüfusunu teşkil etmektedir. Ne yazık ki şimdilerde o eski günlerde yaşadığımız eğlenceli günleri görmek mümkün değil.
Nilgün KAYA- Dile kolay tam 5 bin nikah kıyarak gönülleri birleştirmişsiniz, çiftleri yeni bir yaşam yolculuğuna uğurlarken mutlaka ilginç anlar yaşamışsınızdır..
Ergün TEKİNCAN- Film yıldızı ve tiyatrocu Gülsün Kamu ile Tiyatrocu Müşfik Kenter’in nikâhını 1976 yılında ben kıydım. Kendisini çok takdir ettiğim bir hanımefendi ve bugün Ayvalık’a yerleşip bizleri onurlandırdı. Onların nikâhlarını kıymaktan çok mutlu oldum. Yıllar sonra Ayvalık’ta Gülsün Hanım ile karşılaştım. Bana dedi ki, ‘Atmış olduğun o imza yerini bulmadı’ dedi espriyle. Bu unutamadığım bir olay. Üç kez soruyorum önce sonunda da ‘iyi düşündünüz mü’ diye ilavemi yapıyorum. İmzaları attıktan sonra nasihat çekiyorum. Ben Gülsün Kamu ile Müşfik Kenter’e de nasihat vermiştim. Bir olay daha yaşadım çok ilginç. Belediye binasının üst katındaki nikâh salonunda nikâh kıyacağım. Tam o sırada sinirli bir adam içeri girdi. ‘Bu nikâh kıyılamaz’ dedi. Gelini saçından tutup götürdü. Damat öyle kaldı. Ben damada ‘Git gelini al nikâhı kıyalım’ dedim. Kalsın dedi. 10 gün sonra beni aradılar evde nikâhlarını kıydım. Bugünde onları görüyorum. Çoluk çocuğa karıştılar mutlular.
Nilgün KAYA- Spora tutkun birine dönemin sporla ilgili durumunu sormadan olmaz, tabi bir de o dönemle bu dönem karşılaştırması istenir illa ki..
Ergün TEKİNCAN- Ayvalık’ta dört kulüp vardı. Biri Gençlik Spor Kulübü, diğeri 15 Eylül Spor Kulübü, Çınar Spor Kulübü ve Barbaros Spor Kulübü vardı. Bu dört kulüp Körfezde ismini her zaman için duyurmuştur ama daha da güçlü olabilmesi için bütün yönetim kurulları toplanarak dört kulübün kapanmasına karar verdi ve Ayvalık Gücü Spor Kulübü kuruldu. 2000 yılında Kulüp Başkanı ve Belediye Başkanı Ahmet Tüfekçi zamanında Ayvalık Gücü Belediye Spor Kulübü oldu. Ama şu var, dört kulübün kapatılması ile bir tek kulübün açılması en azından 200 futbolcunun, genç arkadaşlarımızın açıkta kalmasına sebep oldu. Tabi zamanla yeniden 15 Eylül Kulübü yerine Sakarya Spor Kulübü kuruldu. Çınar Spor Kulübü yerine Hamdibey Kaya Spor Kulübü kuruldu. Barbaros Spor yerine Barbaros Sefa Spor kulübü kuruldu. Bunlarda yetmedi birde Yenimahalle Spor Kulübü kuruldu. Neden? Çünkü gençler spor yapma imkânı bulamamıştı. Dört kulübün kapatılması doğru bir karar değildi. Şimdi spor yapmak isteyen bütün gençler bu kulüplerden istifade etmektedir.
1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramında alt komisyon üyesi olarak görev yaptığım zamanlar içerisinde 1960 yılında yapılan yüzme yarışlarından seçmiş olduğum bir yüzme takımı ile başlarında da ben olduğumu halde Balıkesir’de bir yüzme müsabakasına katıldık. Bütün branşlarda birincilik alarak Ayvalık’a, Balıkesir Bölgesi Yüzme Yarışları Şampiyonluk kupasını getirmiş olduk. Mesela Ahmet Tüfekçi’nin kardeşi Arif Tüfekçi takımımdaydı. Mehmet Zaro eski muhtar, Mehmet Çiçek benim takımımdaydı. Yüzme yarışları dışında kürek yarışları yapardık. Şimdi Ayvalık’ta ne yüzme takımı var ne de kürek yarışları.
Nilgün KAYA- Sporla ilgili geçmişten bugün Ayvalık’ta çok şey değişmiş.. Neler eksik sizce?
Ergün TEKİNCAN- Futbol ve atletlerimizle karınca kararınca adını duyuruyor Ayvalık ama gönül isterdi ki diğer spor branşlarında da Ayvalık adını duyursun. Basketbol, voleybol, güreş, bisiklet sporunda örneğin. Ayvalık Edremit arası bisiklet yarışı organize ettik bir dönem. Bu etkinlik ile Balıkesir Valisinden takdirname aldım. Tekrar bisiklet yarışları yapılmasını istedim. Kimseden ses çıkmadı. Nice gençlerimiz var sadece futbol oynamak istemeyen, güreş yapmak, voleybol oynamak isteyen. Onlar için etkinlikler olmalı.
Nilgün KAYA- Bandomuzda bir efsane..
Ergün TEKİNCAN- 1932 yılında kuruldu. Ayvalık İdman Yurdu Kulübü bünyesinde kuruldu. Aldığım bilgilere göre Muharrem Onursal, dönemin belediye başkanı bandoyu kurmuş mesela kendisi de udu ile bando bünyesindeki Türk Sanat Müziği topluluğunda yer almış. Eşi Kıvanç hanımda o topluluktaymış. Bu belediye başkanının müziğe verdiği değeri gösteriyordu. 1936 yılında Hasan Basri Akın’ın belediye başkanlığı döneminde belediye bandosu oldu. 1950 yılında çok partili döneme geçildiğinde Ayvalık’ta Demokrat Partinin ikinci bir bandosu kuruldu. 1932 yılında kurulan bando ile Demokrat Partinin bandosunda hep Ayvalıklı müzisyenler vardı. Bandoların hepsi Ayvalıklıydı. Biz de onların arasında çömezdik. Ayvalık’ta çok istedim genç elemanlar yetiştireyim. İlan da verdik maalesef kimse gelmedi. Çünkü bu zamanın gençleri bu gibi şeylerle vakit öldürmek istemiyor. Hâlbuki bu işten ileride ekmek yiyebilirlerdi. Şimdi Ayvalık’tan 7 kişi katılıyoruz. Diğer arkadaşlar dışarıdan geliyorlar. 16 kişiyiz toplamda İzmir’den ve Edremit’ten geliyorlar. 8 elemanı Askeri Bandodan emekli astsubay. 1994’te yapılan elbiseleri giyiyoruz hala istiyoruz yeni elbise yapılsın istiyoruz.
Nilgün KAYA- Çeşitli demokratik kitle örgütlerinin içinde bulunmuş biri olarak Ayvalık ve derneklerle ilgili gözlemeniz ne? Ayvalıklılardan ilçe adına ne yapmalarını isterdiniz?
Ergün TEKİNCAN- Ayvalık’ın eski eserleri muhafaza edilsin. Başka hiçbir şey istemiyorum ve hiç kimsede herhangi bir ağacı sökmesin. Ben dâhil bütün Ayvalık’ta yaşayan insanlardan da Ayvalık’ın temizliği ile ilgilenmelerini canı gönülden istiyorum. Herkes bu temizliğe riayet etsin. Çöp konteynırlarının yanına sobadan çıkan küllerin içine poşetlerini atmasınlar. İnan bana daha bu sabah aldım o kül konteynırının içinden poşetleri çıkardım. Etrafa dağılanları topladım. Ayvalık’ta komite ve derneklere girenler kaçmak istiyor. Ellerini taşın altına sokmak istemiyorlar. 24 saat çalışması icap eder ama diyor ki 10 saat yatayım sonra bakarım o işe. Ayvalık’ı güzelleştirmek istiyorsak bütün bu Kent Konseyine, Çağdaş yaşamı Destekleme Derneği, Çevre Koruma Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği gibi derneklere çok iş düşüyor. Muhtarlar Derneği kuruldu mesela ama bakıyorum 15 günde bir ayda bir çay partileri yapıyorlar. Onlardan başka etkinliklerde bekliyorlar. Tamam, çay partilerini yapsınlar ama Ayvalık içinde bir şeyler yapsınlar.
Nilgün KAYA- Ergün Tekincan’ın hiç unutamayacağı bir olay ve bundan sonra yapmak istediği şey nedir?
Ergün TEKİNCAN- 1959 yılının 19 Mayıs Spor bayramı günü bando ile sahadayız. Oraya katılan öğrenciler var. Onlara çalıyoruz. O zamanlar provalara dahi bandoyu götürüyordum. Bayramda üç kızımızı gördüm. Biraz dikkatle baktım. 31 Ekim 1959’da onunla evlendim. 31 Ekim 1969’da oğlum Melih doğdu. 31 Ekim 1984’te emekli oldum. 31 Ekim 2009’da hanımımla 50. yılımızı kutladık. 6 Aralık 2009’da onu kaybettim. 31 Ekim tarihi benim için çok önemli. Şu günlerde ben mutluyum mutluluğum şuradan geliyor çünkü ben büyük dede oldum. Torunumun çocuğunu da gördüm ve niyetimde Ukrayna’ya torunumun yanına gitmek.